Yeni askerlik sistemini anlayabilmek için öncelikle TSK insan gücüyapısından kısaca bahsetmeliyiz.

TSK insan gücü iki temelden oluşur.

Bunlardan biri; yükümlüler olarak adlandırdığımız, Askerlik Kanunu'na (Eski 1111 Sayılı Kanun'un yerine geçen 7179 Sayılı Kanun) göre vatani görevlerini yapmak üzere silah altına alınanlardır. Bunlar;

Yükümlüler olarak adlandırdığımız;

Er ve Erbaşlar

Yedek Subaylar

Yedek Astsubaylar (yeni kanunla getirildi)'dan oluşur.

Diğeri ise;

926 Sayılı TSK Personel Kanunu

3296 Saylı Uzman Erbaşlık Kanunu

4678 Sayılı Sözleşmeli Sb.ve Asb. Kanunu

6191 Sayılı Sözleşmeli Erbaş ve Er Kanununa göre görev yapanlardır. Bunlar;

Profesyoneller olarak adlandırdığımız;

Sözleşmeli Erbaş ve Erler

Uzman Erbaşlar

Sözleşmeli Astsubaylar

Muvazzaf Astsubaylar

Sözleşmeli Subaylar

Muvazzaf Subaylardan oluşurlar.

TSK’nın temin kaynağına göre muvazzaf subay yapısı;

Harp Okullarından yetişenler

Fakülte ve yüksek okullardan yetişenler

Sözleşmeli Subaylar ile

Astsubaydan Subaylığa geçirilenler

Sözleşmeli Subaylıktan Muvazzaflığa geçirilenlerden oluşur.

Muvazzaf subay yapısının yüzde 90 dan az olmamak üzere Harap Okullu kaynaklı subay olması, insan gücü planlamalarında dikkate alınır. Yani yapının temel taşı Harp Okullarıdır.

Akla hemen şu soru gelebilir, neden subay yapısının tamamı ana kaynak olan Harp Okullarından yetiştirmiyor?

Tabip, hakim ve mühendis gibi bazı sınıf ve branşların Harp Okullarından yetişme imkanı yoktur. Bu nedenle fakülte ve yüksek okul kaynağına ihtiyaç duyulmaktadır. Bunlara Fakülte Yüksek Okul Kaynaklı Subaylardenilmektedir.

Öte yandan ordunun en çok ihtiyacı olan ÜsteğmenYüzbaşı rütbelerinde daha çok subay istihdam edebilmek maksadıyla da 2002 yılından itibaren de uzun süre bu rütbelerde görev yapabilecek şekilde kendileri ile sözleşme imzalanan ve belli sürelerle sözleşmeleri yenilenerek TSK'ya katılan subaylara da, Sözleşmeli Subay denilmektedir. Kadro ihtiyacı ve başarı esas alınarak bunların çok azı üst rütbelere yükseltilmektedir. Astsubay'dan Subaylığa geçirilme ise çok başarılı olan astsubayların önünü açmak esasına dayanmaktadır.

Reklamdan sonra devam ediyor 

Muvazzaf astsubay yapısı da;

Astsubaya Meslek Yüksek Okullarından yetiştirilenler

Sözleşmeli Astsubaylar

Uzman Erbaşlıktan geçirilenlerden oluşur. Burada da muvazzaf astsubayların yüzde 90'ı yine temel kaynak olan Astsubay Meslek Yüksek Okullarıdır.

Sözleşmeli Er Erbaşlar;

2011 yılında çıkarılan 6192 sayılı yasaya göre TSK'da vatani görevini yapmış ya da yapmakta iken, 27 yaşını geçmemiş olanlardan ihtiyaca göre kendileri ile üçer yıllık sözleşme yapılarak en çok yedi yıl süreyle belli bir maaş karşılığında görev yapanlardır. Bunları uzman erbaşlardan ayıran en büyük fark, kışlada yatıp kalkmaları ve normal yükümlü er erbaşlar gibi olmalarıdır.

Uzman Er Erbaşlar;

1986'da çıkarılan 3296 sayılı yasa ile TSK'da vatani görevini yapmış ya da yapmakta iken seçilen er ve erbaşlardan seçilerek teknik ve uzmanlık gerektiren alanlarda yetiştirilenlerdir. Statü olarak sözleşmeli er erbaşların üstündedirler ve belli dönemlerde sözleşmeleri yenilenerek 52 yaşına kadar hizmet edebilirler. Sözleşmeli er erbaşlardan en büyük farkları subay ve astsubaylar gibi akşam evlerinde kalırlar. Nöbet ve benzeri faaliyet dışında kışlada kalma zorunlulukları yoktur.

Bu temel bilgilerden sonra 7179 sayılı Yeni Askerlik Kanunu ne getiriyor inceleyelim...

1) Öncelikle yükümlülerin askere alınmasında var olan adaletsizliği gideriyor. Eski yasaya göre 4 yıllık üniversite bitirenlere 6 aylık askerlik süresi, diğerlerine (3 yıllık Meslek Yüksek Okul bitirmiş dahi olsa) 12 ay askerlik süresi uygulanırken, bunlar eşitleniyor, hepsi 6 ay süreye dahil oluyor.

2) Er ve erbaşlar için askerlik süresini kısaltıyor görünmekle beraber, TSK'nn ihtiyacı olan sınıf ve branşta istekli olan seçilmiş Mehmetçiğe, dilerse belli bir ücret karşılığında 6 ay daha askerlik şansı veriyor (İşin özü işe yaramayanları erkenden gönderiyor). Bu yönü ile esasen askerlik süre kısalmıyor.

3) Daha önce 4 yıllık üniversite bitirmişlerden TSK'nın ihtiyacı olan sınıf ve branşlarda istekli olanlara tanınan yedek subaylık hakkı devam ederken, bunlardan ilgili bakanlığın ihtiyaç duyduğu sınıf ve branşlarda olanlara temel eğitim sonunda vatani görevini ilgili kamu kurumunda mecburi hizmet olarak yerine getirme şansı veriliyor.

4) Eski kanunda yok iken yeni kanunda 2 ya da 3 yıllık Meslek Yüksek Okulu mezunlarına istekleri halinde ve ihtiyaç olan sınıf ve branşlarda, şahsın da istekli olması halinde yedek astsubay olarak vatani görevini yerine getirme şansı verilmiş oluyor.

5) Yine daha önce farklı uygulanan sözleşmeli askerliğe geçiş bu yasa ile daha kolay hale getiriliyor. Vatani görevini er veya erbaş olarak yaparken istekli olan ve seçilmiş er veya erbaşa "sözleşmeli ererbaş"lığa geçme şansı, bunlardan başarılı olanlar ve istekli olanların “uzman erbaşlık”a geçme şansı, keza uzman erbaş iken başarı olanların "sözleşmeli astsubay"lığa geçme şansı, buradan da muvazzaf subaylığa geçme şansı ve nihayetinde generalliğe terfi şansı verilmiş oluyor. Kısacası her seviye ve her kademede başarı ödüllendiriliyor ve teşvik sağlanıyor. Burada şunu hatırlatmakta yarar var. Muvazzaf subay yapısının yüzde 90'ı Harp Okulu kaynaklı olacağı dikkate alındığında, bu şekilde muvazzaf subaylığa geçen ve generalliğe terfi eden ererbaş kaynağında gelenlerin oranı bindeli rakamları geçemeyecektir. Ana yapı, yani Harp Okulu kaynağı korunacaktır. Sistemin tam anlaşılamayan ve en çok haksız eleştirilere sebep olan yönü bu geçişlerdir.

6) Önceki sisteme göre pek çok aile çocuklarını 'Aman kısa dönem askerlik yapsın' diyerek mesleki branşı bir yana bırakıp 4 yıllık üniversiteye yönlendirmekte ve toplumda en çok iş imkanı olan Meslek Yüksek Okulları'na talep azalmaktaydı. Öte yandan 4 yıllık üniversite mezunu işsizler ordusu büyüyordu. Bu yönü ile de yeni yasa eşit askerlik süresi getirerek son derece olumlu bir adım olmuştur.

7) En önemlisi de 1 er =1 tüfek, 1 süngü döneminin kapanmasıdır.

Eğitimli, teknolojiyi kullanabilen profesyonel bir askerin 10'larca askerden üstün olduğu nihayet anlaşılmış ve günümüz harplerinin doğasına uygun bir sistem getirilmiştir. Yeni Askerlik Sistemi’nde profesyonellikle beraber her Türk erkeğine 6 ay zorunlu askerlik süresi getirilerek “Mehmetçik Ruhu” da devam ettirilmiş.

8) Hem profesyonellik hem de "Mehmetçik ruhu" ile Türk erkeğine en az 6 ay askerlik hizmeti yapma imkanı verilmiştir.

Yeni Sistem’in sakıncalarına gelince;

1) Erbaş ve erler için temel eğitimin 1 ayla sınırlanması sakıncalı olabilecektir. Bu nedenle özellikle teknoloji gerektiren sınıf ve branşlar için süreler yeniden değerlendirilmelidir. 23 hafta yanaşık düzen eğitiminden sonra sınıf ve branşlara göre 1 aydan az olmamak üzere sınıf eğitimleri verilmelidir.

2) Bedelli askerliğin kalıcı hale gelmesi, Mehmetçik Ruhu'na, birlik beraberlik ruhuna aykırıdır, moral motivasyonu olumsuz yönde etkiler.

MSB'nin açıklamalarına göre kaynakta silahaltına alınacak 1 milyon 600 bin personel birikmiştir ve her yıl da 400 bin gencimiz bu kaynağa ilave oluyor.

Yıllık silah altına alabileceğimiz yükümlü sayısı, yani ihtiyacımız ise 420 bin.

Kaynaktaki yığılmanın eritilebilmesi için ara ara bedelli uygulaması yapılabilir ya da temel eğitimden sonra kamu görevlerine yönlendirilebilir. Öte yandan bedelli askerler de 1 ay temel askerlik eğitimi ile yedeğe geçmektedirler, olası bir seferberlik ilanında bunlar da silah altına alınacaklardır. Yani Mehmetçik Ruhu'ndan uzaklaşmamış olacaklardır.

Sonuç olarak;

Eğitim süreleri ve bedelli dışında son derece yerinde ve yarınların ihtiyacına cevap verebilecek bir düzenleme yapılmıştır.

7179 Sayılı Kanun'la getirilen Yeni Askerlik Sistemi ile TSK daha modern, daha etkin ve dinamik bir insan gücü yapısına kavuşmuş olacaktır.

Bu ordu, daha iyi savaşır.


İhsan Sefa

Aydınlık