Acaba Meral Akşener ve Buğra Kavuncu Enver Altaylı’yı hapisten çıkarmak için bir faaliyette bulundular mı, bulunmadılar mı?

 Altaylı’nın ailesiyle görüştüler mi, görüşmediler mi?

Görüştülerse nerede ve ne konuştular?

Akşener’e biraz zaman tanıyalım, olmaz ama belki olur da cevap verir diye bekleyelim. Cevap gelmezse yazalım.

Şimdi de konumuza geçelim.

***

Kavuncu ve Altaylı ailesi…

Herkes yazıyor. Artık Türkiye tanımış oldu.

Bu aile ilgili “Türkiye için çalışırlar” ve “Türk milliyetçisidirler” vurgusu yapılıyor. Mesela Taha Akyol hep yazmış. Dostları çünkü…

Dostların ötesinde kendileri de ailelerini aynı şekilde tanıtıyor.

Mesela bunlardan biri Orhan Kavuncu.

Yani Buğra Kavuncu’nun babası.

Yani Enver Altaylı’nın hem kayınbiraderi hem halasının oğlu…

BBP’nin de İYİ Parti’nin de kuruluşunda öncü rol oynayan isimlerden biri.

Kendisinin kişisel bir internet sitesi var.

Bu sitede ‘ailesine atılan iftiralara’ ve Enver Altaylı’ya yapılan gözaltı ve tutuklamaya tepkisini göstermiş.

Göstermiş ama birçok gerçeği de ifşa etmiş.

Oradaki ifşaları görünce siz de şaşıracaksınız.

***

Kavuncuorhankavuncu.com adlı sitede “Enver Altaylı Tutuklandı” başlıklı yazısında birçok gerçeği açığa çıkarmış aslında.

KavuncuEnver Altaylı gözaltına alınınca onu kurtarmak için, evet kurtarmak için, yani hukukun kararını dinlemeden, birilerine ulaşmaya çalışmış.

Önce MİT Başkanı Hakan Fidan’a ulaşmak istemiş.

Olmamış.

Ardından dönemin Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ’a…

Ona da ulaşamayınca, yine dönemin Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Fahri Kasırga’yı aramış. Kasırga’ya ulaşmış, derdini anlatmış.

Ulaştığı bir diğer kişi de dönemin İçişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Sabri Erdil olmuş.

Ona da derdini anlatmış.

Görüştüğü bir diğer kişi ise Tuğrul Türkeş. Durumu ona da özetlemiş.

Ancak bu görüşmeler yetmemiş olacak ki, AKP milletvekili arkadaşlarına ulaşmış. Onların yardımlarını istemiş.

Yine yetmemiş, bu kez de MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye aracı üzerinden bilgileri aktarmış.

Bütün bu bilgileri yazısında aktaran Orhan Kavuncu şöyle devam ediyor:

Aralarında yardımcı olmak isteyenler vardı; onlara en içten teşekkürlerimi sunuyorum.”

Evet, Orhan Kavuncu’ya birileri yardım etmek istemiş! Peki ama kim ya da kimler?

Kasırga mı?

Bahçeli mi?

Türkeş mi?

AKP’li milletvekilleri mi?

Yanıt bekliyoruz.

Hukuk işletilirken, Enver Altaylı’nın gözaltından çıkarılması için yardım eden kişi ya da kişiler kim?

Bu birinci sorumuz olsun. Çünkü devamı daha ilginç.

***

Hakan Fidan’a ulaşamayan Orhan Kavuncu, bu kez başka bir yol denediğini anlatıyor. Bu sefer bir mektup kaleme almış ve bunu Hakan Fidan’a göndermiş.

Sitesinde de bu mektubu paylaşmış.

İşte Kavuncu’nun Hakan Fidan’a yazdığı ve cevap alamadığı o mektup:

"Sayın
Hakan Fidan
MİT Müsteşarı

Değerli Müsteşarım

Enver AltaylıMustafa Özcan ilişkisi bilinen bir konu. Ankara Cumhuriyet Başsavcı Vekili Necip İşçimen'e daha önce verdiği ifadede Özcan ile dönemin Cumhurbaşkanı'nın yönlendirmesiyle Orta Asyalı öğrencilere yardım amacıyla nasıl tanıştığı bilgisinin detayları bulunuyor. 
Enver Beyin, Teşkilata 7 Şubat 2012'den sonra alınmış, İran masasında çalıştırıldığı iddia edilen 15 Temmuz 2016'dan sonra FETÖ'cü olduğu için ihraç edilmiş, tanımadığı bir gencin telefonuna cevap vermekle suçlandığı söyleniyor. 70 küsür yaşındaki Enver beyin 20 küsür yaşında ve üstelik teşkilattan ihraç edilmiş bir şahısla irtibat kurup kendisine yardımcı olmaya çalışacağı iddiasını aklımız almıyor.
3 Bunların dışında bir konu varsa onu biz de bilelim ki, susup bir kenarda sabırla bekleyelim.
Saygılarımla...
Prof. Dr. Orhan Kavuncu"

Evet. Mektup bu.

Bizi ilgilendiren ise Kavuncu’nun yazdığı birinci madde.

Ne diyor Orhan Kavuncu?

Enver AltaylıMustafa Özcan ilişkisi bilinen bir konu.”

Mustafa Özcan’ı tanımayanlar için iki cümleyle tanıtalım:

FETÖ’nün uzun yıllar iki numarasıydı. Şimdi de cemaat içerisinde neredeyse Fetullah Gülen kadar güçlü.

Yani bu Altaylı ve Özcan’ın ilişkili olduğunu açıkça söylemiş.

İddianame de aynı şeyi söylüyordu ve Orhan Kavuncu da bunu doğruluyor.

O zaman ikinci sorumuzu soralım:

Enver Altaylı ile FETÖ’nün ikinci adamı Mustafa Özcan’ın ilişkisi neden bitmemiş bunca zaman? FETÖ darbesinden sonra da ikili neden görüşmüşler?

***

Gelelim son soruya!

Peki burada gözden kaçan ayrıntı ne?

Hemen Kavuncu’nun MİT’e yazdığı mektubun ikinci cümlesine geliyoruz:

Ankara Cumhuriyet Başsavcı Vekili Necip İşçimen'e daha önce verdiği ifadede Özcan ile dönemin Cumhurbaşkanı'nın yönlendirmesiyle Orta Asyalı öğrencilere yardım amacıyla nasıl tanıştığı bilgisinin detayları bulunuyor.”

Yani neymiş?

Enver Altaylı’ya FETÖ’nün iki numarasıyla birlikte hareket etmeye zorlayan kişi dönemin Cumhurbaşkanıymış.

Dönemin Cumhurbaşkanı kimmiş?

Abdullah Gül!

Ben söylemiyorum bunu, Orhan Kavuncu söylüyor.

Bence bu çok büyük bir itiraftır ve buradan savcılarımıza suç duyurusudur.

Üçüncü ve son sorumuz şudur:

Abdullah Gül’e bunları soracak bir mahkememiz yok mudur?

***

BND’Yİ KARŞINIZA ALDINIZ’

Şimdi gelelim çok özel ve ortalığı karıştıracak bir bilgiye.

Enver Altaylı gözaltına alındığında çok fazla bu konu konuşulmamıştı. Ancak ben bu konunun peşindeydim.

Ne yaptım ne ettim, birçok kişiye ulaştım. Ulaştıklarım arasında ifadesine şahitlik eden kişiler de vardı.

İşte o kişiler hiçbir zaman unutmayacağım bir anekdot anlattı.

Enver Altaylı gözaltına alındığında ifadesini almaya gelen polislerle ilginç bir diyalog yaşamış.

Enver Altaylı polislere akıl almaz bir söz söylemiş:

Siz beni alarak BND’yi (Alman istihbaratı) karşınıza aldığınızın farkındasınızdır umarım.”

***

Yorum yok…

Ama anlatacak daha çok konu var.

 veryansıntv