Suriyeli muhalif ve Suriye Türkmen Dernekler Federasyonu Başkanı Tarık Sulo Cevizci, Şam yönetimiyle muhaliflerin ortak düşmanları olduğuna dikkat çekti. Bakan Çavuşoğlu'nun da işaret ettiği gibi Şam yönetimiyle muhaliflerin uzlaşmasından başka çare olmadığını söyleyen Cevizci, “Üç aktörün; muhalefetin, rejimin ve Türkiye'nin birbirine güvenip, korku ve kaygılarını bırakıp, ortak çözüme odaklanmaları gerekiyor. Bizim birbirimize güvenmekten başka çaremiz yok.” dedi. Cevizci, Türkiye'nin muhalif ve askeri kanadı masada buluşturabileceğini söyledi. Bölgede yapılan Türkiye karşıtı eylemlerin, Batı'dan fonlanan “paralı aktivistler” tarafından düzenlendiğine işaret etti.

poster
  
360p geselecteerd als afspeelkwaliteit

Cevizci, Ulusal Kanal'da Aydınlık Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Mustafa İlker Yücel'in sorularını yanıtladı. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun “rejimle muhalifiler uzlaştırmalıyız.” sözlerini ve bölgedeki durumu değerlendiren Cevizci şöyle dedi:

“Bunun dışında bir çözüm yok. Herkes bu noktaya gelmeli. 11. yılın sonunda hiçbir taraf birbirini yok edemedi ya da üstünlük sağlayamadı. Her iki taraf da kayıplarla karşı karşıya. Bu sürdürülebilir değil. Ülke paramparça olmuş durumda... Emperyalist güçler burada kendi kantonlarını oluşturmuş, küresel terör örgütleri de burada kendi devletçiklerini kurmuş durumda. Bu iş ilk olarak Suriye halkına sonra da Türkiye'ye zarar. Bu süreçte, Suriye halkı, bölge ülkeleri kaybetti. İran, Türkiye, Arabistan... Kimler kazandı; terör örgütleri ve küresel güçler.

ÇÖZÜM TÜRKİYE'DE

Suriye'de çözümün Türkiye'de olduğuna işaret eden Cevizci, “Türkiye bu gidişata dur demeli. Kendi ülke menfaatlerini de göz önünde bulundurarak sahada barışı sağlaması gerekiyor. Amerika'nın bölgede birlikteliği sağlamış bir Suriye umduğunu hayal etmemiz saçma olur. Amerika bölgede bölünmüş, İsrail'in amaçlarına hizmet eden bir yapı istiyor.” diye konuştu.

SAVAŞ ZENGİNLERİ OLUŞTU

Suriye savaşından yararlananların zenginleştiğine, itibar kazandığını söyleyen Cevizci, “Avrupa başkentlerinde Suriye halkının liderleri gibi kabul görüyorlar. Bu süreçte Suriye'nin kuzeyinde savaş zenginleri oluştu. Barış sağlanmasıyla onların gelecek Suriye'de yerleri yok. Bu savaş bitince, hortumları kesilince zenginliklerine zenginlik katamayacaklar.” ifadelerini kullandı.

TÜRKİYE KARŞITI EYLEMLERİN ÖNCÜSÜ PARALI AKTİVİSTLER

Suriye'de yapılan Türkiye karşıtı eylemlerin emperyal güçler tarafından organize edildiğine işaret eden Cevizci, şöyle dedi:

“Sahada Suriye'deki süren halden memnun olan kimse yok. Rasyonel eylemler yapılmıyor, birileri bunu istedi o yüzden yapıldı. Sahada paralı askerler nasıl varsa, paralı aktivistler de var. Bunlar süreci sabote edecek kadar güçlü değiller, sadece mide bulandırıyorlar. Batı ve Arap ülkeleriyle bağlantıları var.” dedi.

HTŞ'NİN AFRİN'E GİRMESİ TÜRKİYE'Yİ KÖTÜLEME MESAJI

Heyet Tahrir el Şam’ın (HTŞ) Afrin'e girmesinin altında yatan mesajı “Bölgede Türkiye'nin hakimiyetinin olmadığı mesajı verilmeye çalışıldı.” olarak değerlendiren Cevizci, olayların Çavuşoğlu'nun açıklamalarıyla bağlantılı olduğuna da işaret etti.

İDLİB'TEKİ DURUM

Amerika'nın bölgedeki planlarının sürdüğünü ifade eden Cevizci, Suriye'nin Kuzeyinde toplam kaç grup olduğuna ilişkin net bir sayı olmadığı bilgisini paylaştı. İdlib'te ise HTŞ'nin tek otorite olduğunu söyleyen Cevizci, “İdlib Amerika için önemli çünkü müdahaleye açık bir alan. Müdahale edeceklerse, gerekçe oluşturabilecekleri bir yapı var. Amerika Kuzey'de bir PKK koridoru oluşturmak istiyor.” dedi. “Türkiye'nin İdlib'le ilgili nasıl bir yol haritası izlemesi gerekiyor” sorusuna da Cevizci şu yanıtı verdi:

“İdlib, Suriye sahasında çözümü en zor bölgelerden. Bu bölgeyi PKK bölgesiyle bir düşünmemiz lazım. Tek başına İdlib'i konuşmamız doğru değil. İdlib'te taktiksel işbirliği var. Stratejik değil. İstihbarat düzeyinde görüşmeler var. Bir mevcut statüko var. Bu statüko Şam'la bir çözüme karar verilmeden orayı karıştırmak olur, Türkiye'nin faydasına değil. Bunun kararını Şam ile Türkiye verirse daha faydalı olur.”

MİLLİ MENFAATLERE BAKILARAK KARAR VERİLMELİ

Cevizci, “Siyasi çözüm takvimi nasıl işlemeli” soruna da şöyle yanıt verdi:

“Türkiye açısından olaya bakınca sahada üç tane alternatif var; biri ABD ile işbirliği, ikincisi Rusya ile işbirliği ya da tek başımıza... Ama 10 sene sonunda gördük ki tek başımıza bir çözüm üretemiyoruz. Türkiye'nin hangi blok ile yoluna devam edeceğine karar vermesi lazım. Astana ile önemli ölçüde karar verildi ama Cenevre süreci de bir bakımdan devam ediyor. Hatta Astana, Soçi süreçleri Cenevre'nin alt kolları olarak da değerlendiriliyor. Türkiye'nin milli menfaatlerine bakarak karar vermesi lazım.”

ABD İLE DEĞİL ESAD İLE ÇÖZÜME DAHA YAKINIZ

Amerika ile çözüm üretilemediğinin anlaşıldığını söyleyen Cevizci, “Ama Astana ve Soçi'de de çok ilerleme göremediğimiz için Amerika çözüm önerisi de hala masada duruyor. Türkiye kendini Rusya'ya mahkum etmemek için Amerika ile bağlantılarını da devam ettiriyor. Türkiye, Şam, İran ve Rusya'da devreye girerse sahada dengeler değişebilir.” dedi. Cevizci, Amerika'yla çözüm üretilmek istenmesinin PKK'nın meşrulaştırılması kartının ortaya konmasına yol açacağına işaret ederek, sahada Rusya ve Esad'ın birlikte olduğunu söyledi:

“Rusya kanadıyla çözüm üretme noktasına geliyoruz. Sahada Rusya'nın partneri Esad... Rusya ile çözüme daha yakın duruyoruz. Yoksa PKK'nın meşrulaştırılması söz konusu, bu seçenekten uzak duruyoruz.”

MODERN ANAYASA OLUŞTURULMALI

Suriyeli muhaliflerin de Şam yönetiminin de savaşın bitmesi noktasında fikir birliğinde olduğunu söyleyen Cevizci, yeni bir anayasanın yazılması gerektiğini bildirdi:

“Emperyal güçlerin bölgeye girmesi kimse için iyi değil. Birbirimizin varlığını kabul etmeliyiz. Modern bir anayasanın oluşması gerekiyor. Esad rejiminin birtakım reformlar yapması lazım. Siyasi olarak özellikle. Baas Partisi'nin hakimiyeti anayasada mevcut. Tek parti hegemonyasından vazgeçilmesi gerekiyor. Federasyona karşıyız, en iyisi merkezi yönetim.”

ÜÇ AKTÖR KORKULARI BIRAKMALI

Çözüm için ilk adımın “silahların susturulması” olduğunu söyleyen Cevizci, şöyle sürdürdü:

“Her iki tarafında güveneceği tek ülke Türkiye. Şam yönetiminin bunu kabul etmesi lazım artık. Hem Çavuşoğlu'nun açıklamaları hem 2011 öncesi yaşanmış bir tecrübe var. Bizim birbirimize güvenmekten başka çaremiz yok. Üç aktörün; muhalefetin, rejimin ve Türkiye'nin birbirine güvenip, korku ve kaygılarını bırakıp, ortak çözüme odaklanmaları gerekiyor. Yabancı güçlerin Suriye'ye müdahalesi en büyük hataydı. Suriye muhalefetinin önemli bir grubu dış müdahale istedi. Hatalı bir politikaydı. Esad'a da aynı suçlamayı yönlendiriyorum. Çözüm üretirken, dış müdahalelere bel bağlayarak istediğimiz çözüm önerisini bulamayız. BM de bir şekilde çözümde bulunmalı. Çünkü meşruiyet sağlar.”

ADANA MUTABAKATI GENİŞLETİLMELİ

Türkiye'nin önemli ölçüde muhalif kanat ve askeri kanadı kontrol eder durumda olduğunu söyleyen Cevizci, Şam yönetimi ve muhaliflerin ortak düşmanları olduğunu belirtti:

“Şam yönetimiyle muhaliflerin ortak düşmanı; PKK, IŞİD... Türkiye'nin Esad rejiminden birtakım garantiler alması gerekiyor. Adana Mutabakatı'nın genişletilmesi gerekiyor. 5 kilometreyi 30 kilometreye çekerseniz, bu Türkiye'nin elini çok rahatlatacaktır. Türkiye muhalefet ve askeri kanadı masaya oturtabilir. Ortak noktada buluşulabilir. Esad; muhalefetin Amerika'nın güdümünden çıkmasını ve çözüm üretmeyi istiyor. Bunu Türkiye sağlayabilir.”