“Gizli Dünya Hükümeti” de diyorlar, kapitalizmin kaptan köşkü de.

Ne de olsa artık dünyanın yüzde 51’i onların.

2018’de dünyanın en zengin yüzde 1'lik kesimi, dünyadaki toplam varlığın yüzde 82’sine sahip oldu.

Daha da korkuncu, dünya üzerindeki servetin yüzde 50’si, sadece 62 kişiye (yazıyla altmışiki) ait.

Bu ultra mega zenginlerin bir de kulüpleri var.

Bilderberg’den söz ediyorum.

1954’ten beri toplanan bir “organizasyon”.

Ağabey ve kardeşleri, CFR (Dış İlişkiler Konseyi), Chatham House, Dünya Ekonomik Forumu (Davos), Trilateral Commision (Üçlü Komisyon) ve elbette Süper NATO.

Dünya meselelerini konuşuyorlar.

Küresel sorunları ele alıyorlar.

Kapitalist elit oldukları için en büyük düşmanları “Komünist ve Sosyalistler”.

Zaten Soğuk Savaş döneminde çok aktiftiler.

Hâlâ da öyleler.

Bu sene İsviçre’nin Montrö kentinde toplaştılar.

30 Mayıs – 2 Haziran arası.

Montreux Palace Otel’de 23 ülkeden 130 isim var.

Normalde sadece Amerikalı ve Batı Avrupalılar katılıyor.

Bu sene (Batı Avrupa harici sayılan) Polonya, Türkiye, Bulgaristan ve Estonya’dan da toplam 10 kişi davetli.

Açıklanan listede, CHP Genel Başkan Yardımcısı Ünal Çevikoz, Özyeğin Üniversitesi’nden Evren Balta, Koç Üniversitesi’den Metin Sitti ve Selva Demiralp’i ve geçen senenin de katılımcısı olan Koç Holding CEO’su Ömer Koç’u görüyorum.

Kural şu; toplantıda her şey konuşulabilir ve dışarı da sızdırılabilir ama kaynak asla verilmeyecek.

Bu seneki “resmi” gündem başlıkları şöyle; “İstikrarlı stratejik bir düzen”, Rusya, Çin, sosyal medyanın silah olarak kullanımı, Brexit, Avrupa’nın geleceği, yapay zekada etik sorunlar, iklim değişikliği ve bana göre en önemli olanı “Kapitalizmin Geleceği”.

Şundan dolayı en önemlisi, sayılan tüm diğer maddeler zaten kapitalizmin geleceğini ilgilendiriyor.

Konuklar arasında Rockefeller ailesinin güvenilir avukatı 27 Mayıs 1923 doğumlu (96’sını doldurdu yeni) eski ABD Dışişleri Bakanı ve stratejist, (pek çok Amerikan işgal savaşında, tarafsız gözlemcilere göre savaş suçlusu) Henry Kissinger var.

Sonra, ABD Dışişleri Bakanı (eski papaz ve CIA Başkanı) Mike Pompeo, Trump’un İsrail temsilcisi Siyonist damadı Jared Kushner, ABD’ye yeni yancı katılan Fransa’nın Ekonomi ve Finans Bakanı Bruno Le Maire, Hollanda Başbakanı ve Aşırı Sağ Parti Lideri Mark Rutte, Almanya’nın Hristiyan Demokrat Savunma Bakanı Ursula Von der Leyen, İsviçre Federal Konsey üyesi Ueli Maurer var.

Siyasi gündem, belli ki İsrail odaklı ABD – İran gerilimi.

İsviçre aynı zamanda ABD’yi İran’da temsil eden bir ülke.

Maurer ile Pompeo, İran konulu bir görüşme yapacak.

Bolton’u devreden çıkaran Trump, İran’a bazı teklifler sunacak.

ZENGİNLER KAPİTALİZMİ TARTIŞIYOR

Reklamdan sonra devam ediyor 

Ancak ben, Bilderberg’in özünün, yani kapitalizmin bu toplantıların ekseni olacağı düşüncesindeyim.

Çünkü nereden bakarsanız bakın, ister jeopolitik; Çin ve Rusya ile toplamda stratejik bir Avrasya çağına giriliyor, ister ekonomik bakın; Çin’in Kuşak ve Yol önerisiyle ABD’nin küresel dolar hegemonyası sorgulanıyor, Avrupa ile Amerika bağlarının gevşemesi ve Trump’un yaptırım zorbalıklarıyla, neoliberalizmin serbest piyasa amentüsü de batıyor.

Tüm bunlar, zenginler kulübünde de bazı ideolojik tartışmaların yaşandığını gösteriyor.

Toplantının organizatörlerinden Andre Kudelski, İsviçre’nin ‘24 Saat’ gazetesine verdiği demeçte, “Kapitalizmin geleceğini konuşacak olmamız, gelecekteki tek olası seçeneğin kapitalizm olduğu manasına gelmez” diyor.

30 yılını Dünya Bankası ve Dünya Sağlık Örgütü’nde çalışarak geçiren ekonomist ve jeopolitik analist Peter Koenig, Bilderberg’in gizli gündeminin küresel nüfusun azaltılması olduğunu söylüyor.

Daha doğrusu bu olasılığı dillendiriyor.

Koenig, Kissinger’in o meşhur sözünü hatırlatıyor: “Petrolü kontrol ederseniz ulusları yönetirsiniz, gıdayı kontrol ederseniz tüm insanlığı yönetirsiniz.”

Öyle ya, dünya nüfusu artık doğal kaynakları yok edip, kirletme noktasına geldi.

Yapay zeka ve robotik teknolojisi, insan emeğini saf dışı ediyor.

Kapitalizm ve onun yavrusu emperyalizm, gıda kaynaklarının GDO ve diğer suni müdahalelerle ucuz ve tekelinde olmasını, kanser ilacının ise pahalı ve hastaların müşteri olmasını istiyor.

Küba gibi fakir fakat onurlu bir sosyalist ülke ise kanser aşısını bulup, 1 dolara satabiliyor.

Siz olsanız hangisine oy verirdiniz?

ABD’deki araştırmada gençliğin yüzde 55’i sosyalizmi tercih edeceğini söyledi önceki sene.

Savaş makinasını arkasına alan neoliberalizm bugün artık cinnet noktasında ve Bilderberg’de kapitalizmin geleceği tartışılıyor.

KAPİTALİZMİN BİR GELECEĞİ YOK

Peter Koenig diyor ki, “Kapitalizm tek geçerli seçenek filan değil, artık bir seçenek bile değil. Kapitalizm, tüm dünyada adaletsizlik, eşitsizlik, suç ve sefaletin bir numaralı sebebi. Ve kesinlikle sürdürülebilir değil.”

Finans oyunlarıyla işini yürüten Batı kapitalizmi artık üretimsizlik evresine, yani terminal döneme girdi.

Büyük Atatürk’ün devletçi karma ekonomik seçeneğini Çin Halk Cumhuriyeti 40 yıldır model aldı ve üretimle kazandı.

Bugün dünyada üretimin merkezi Asya oldu.

Atlantik ise mafyatik finans kapital çetesine, insanlığı ve doğayı sürekli savaş ve krizlerle tehdit eden bir çehreye büründü.

Amerikan düzeni, savaşçı, aç gözlü ve üretimsiz. Avrasya düzeni ise barışçı, paylaşımcı ve üretimci.

Bilderberg’de şu sıralar toplantı yapan zenginler elbette bunları farklı şekillerde tartışıyor.

Bildiğim tek gerçek var:

Dünyada tek bir çocuk aç yatıyorsa, kimse lüks yatağında güvende değildir.

Neoliberalizmin fakirliğe karşı önerisi, “yapısal piyasa reformları”, “rekabetin güçlendirilmesi”, “sosyal harcamaların azaltılması”, “liberal deregülasyonlar” başlıkları altında şekere bulanmış arsenik zehiri.

İçme kullanma suyu dahi bulamayan, sağlık ve eğitimden yoksun, aç ve sefil milyarlarca insan için önerilen çözüm, zenginin daha zengin olması.

İşte bunun için kapitalizmin artık dünyamızda bir geleceği yok.

KAYNAKLAR:

https://www.globalresearch.ca/bilderbergersswitzerland/5678959

https://www.globalresearch.ca/thedavosblindeyehowthericheatthepoorandtheworld/5503273


Aydınlık