Muhalefetin, ABD Başkanı Joe Biden'ın 'Erdoğan'a karşı muhalefeti örgütlemeliyiz' sözlerine yeterince tepki göstermeyen açıklamalarına, gazeteciler Atatürk’ü hatırlatarak tepki gösterdi.

ABD Başkan Adayı Joe Biden'ın Türkiye'de iktidar belirleme itirafı tartışılıyor. Medyanın gündeminde Biden'ın açıklamasının yanısıra muhalefetin tavrı da var. Ak Parti'ye yakın Yeni Şafak, Sabah gibi gazetelerin yazarlarının dünkü köşelerinde Atatürk ve bağımsızlık vurgusu yaparak konuyu işlemesi dikkat çekti. O yazılardan bölümleri aktarıyoruz.

'GELECEĞİN TARİHİ'

Yeni Şafak yazarı İbrahim Karagül dünkü yazısında özetle şu satırlara yer verdi:

“Erdoğan’a bu topraklardan bakmaktan korkuyorsunuz. Peki ya milletimiz için, ya Türkiye için, ya Anadolu için, ya yüzlerce yıldır bu coğrafyada var olan siyasi zenginliğimiz için Erdoğan kimdir? Alparslan’dır, Fatih’tir, Yavuz’dur, Abdülhamit’tir, Atatürk’tür. Bugün ne derseniz deyin, büyük tarih yürüyüşü ekseninden baktığınızda, geleceğin tarihi bunu böyle yazacaktır. Biz buradan bakıyoruz. Hiçbir zaman Washington’dan, Londra’dan, Brüksel’den ya da bilmem hangi başkentten bakmayacağız.”

'ATATÜRK'ÜN YAŞADIĞINI ŞİMDİ ANLIYORUM...'

Yeni Şafak yazarı İsmail Kılıçarslan da köşesinde Joe Biden'ın açıklamalarına karşılık muhalefeti eleştiren “Emperyalisti temize çekmek” başlıklı bir yazı kaleme aldı. Muhalefeti Kuvayı Milliye'yi satan ve destek vermeyen kimselere benzeten Kılıçarslan şunları kaydetti:

“Şimdi anlıyorum ben Mustafa Kemal’in, Kazım Karabekir’in, bazı eski subayların, bazı aklı eren münevverlerin, bazı şeyh ve imam efendilerin, bazı esnafın 'vurun, namus günüdür' diyerek Kuvayı Milliye hamlesini başlattıklarında yaşadıkları şaşkınlığı. Bu vatan savunmasına büyük, çok büyük bir destek bekleyen Kuvayı Milliye’yi olmadık gerekçelerle satan, bu aziz harekete destek vermeyen pek çok isim kaydediyor tarih. Kimi yorgunluklarını, kimi çaresizliklerini beyan edip kaçışmışlar. Bazıları mandadan, bazıları emperyalizmden, bazıları da sıkışıp kaldığını bildikleri halde padişahtan yana olmuşlar da hamiyet göstermek yerine kuyruğu kıstırmışlar. Üstelik bu 'kimi'lerinin arasında koca koca adamlar, koca koca paşalar, koca koca münevverler var.”

Kılıçarslan, 'Neden 7 ay sonra gündeme geldi' söylemlerini hatırlatarak şöyle sürdürdü:

'EMPERYALİSTİ TEMİZE ÇIKARTMAK KORKUTUCU'

“Açık söyleyeyim. En temel hamiyeti vataniye zemininde bile memleketi değil emperyalisti temize çıkarmak son derece korkutucu bir şeydir. Milletin çocukları Çanakkale’de vurulup düşerken köşkünün bahçesinde 'ya kaybedersek' diye harekete hazır otomobil bulunduran bazı paşaların tavrıdır. Sadece 'ya kaybedersek' korkusu yerini 'ya kazanırsak' rezilliğine bırakmıştır bu örnekte. Tarih, bahçesine otomobil hazırlatan paşayı nasıl unuttuysa bunları da öylece unutacaktır. Bizimse yani hamiyeti olanların da her halükârda dudaklarda bir şarkısı kalacaktır, kurşunun değdiği teninde de bir heves. Budur.”

'UĞUR MUMCU'LARIN KEMİKLERİ SIZLAMIŞTIR'

Sabah Gazetesi köşe yazarı Mahmut Övür ise "Amerikancı solcular" başlıklı yazısında Cumhurbaşkanı Erdoğan ve CHP'nin emperyalizme karşı duruşunu değerlendirdi. Övür, son yedi yılda Erdoğan "Dünya beşten büyüktür" sloganıyla başlayan ve S400'le devam eden çok ciddi bir mücadele verirken, karşısına dikilenlerin solcu kılıklı olmasının, 70'lerde bu uğurda ölen gençlerin, Kemalist Uğur Mumcu'ların kemiklerini sızlattığını belirtti ve CHP'nin günümüz siyasetini şu sözlerle eleştirdi:

"Bugün eğer CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, tepkisini Biden'e değil de hükümete, hatta İletişim Başkanı Fahrettin Altun'a yöneltiyorsa, işin sırrı bu karanlık geçmişte saklı. "O günden sonra CHP'yle FETÖ, o günden sonra CHP'yle 'seküler' BDPHDP ilişkisi yeni bir boyuta taşındı. Bu açık biçimde Batı'nın yani ABD'nin arzu ettiği bir ilişkiydi. "Bu ilişkinin mimarı da Obama ve yardımcısı Biden'di. O günlerde 'Obama Doktrini' denilen bu strateji dünyanın birçok bölgesinde 'vekalet savaşları' adıyla hayata geçirildi."

Sabah gazetesi yazarı Şebnem Bursalı da Atatürk vurgusu yapan yazarlardan. Bursalı önceki günkü köşesinde Erdoğan'ı işlediği yazısında şu ifadeleri kullandı:

“II. Mahmut ve Mustafa Kemal Atatürk'ten sonra devlet yönetimindeki en devrimci üçüncü liderdir Tayyip Erdoğan. Sol jargona ait devrimciliğin, muhafazakardemokrat bir partinin lideri ile ne alaka diyecek olanları hemen yanıtlayayım: Her şeyden önce vesayet dönemini bitirmiştir çünkü Erdoğan ve AK Parti. Milli irade hakimiyeti tam olarak ilan edilmiştir. Geri kalmışlığın izini, kompleksini silmiştir.”

'BİDEN'IN AÇTIĞI YOLDA KURDUĞU ÜLKÜDE'

Salih Tuna, Sabah gazetesindeki köşesinde muhalefetin "Mevzubahis olan vatanın bekasıdır" ve "Aynı Gemideyiz" sloganına olan tepkisinin anlaşıldığını söyledi:

“O kadar paniklediler ki, Türkiye'de 'bağımsızlık' ve 'karakterle' alakalı Gazi'nin sözünü, söyleyebilecek en son adama, yani, IMF ile otel odalarında yakalanan Faik Öztrak'a 'Bağımsızlık benim karakterimdir' sözünü söylettiler. En sonunda, düştükleri işbirlikçilik çukurundan kurtulmak için ajansın uzattığı ipe sarıldılar. Biden'ın mezkur konuşmasını 7 ay önce yaptığını koro halinde söylediler.

Artık ne önemi varsa! Biden'ın konuşması RAND Corporation'ın son raporunun özeti mesabesindeydi ve biz o kadar yazıp çizdiğimiz halde tek kelimelik itirazları olmamıştı.

Kaldı ki Biden'ın konuşması sadece o RAND raporunun değil, CHP ittifakının da hali pür melalinin özetinden ibaretti. PKK'nın siyasi ayağıyla kurulan ittifaktan Mavi Vatan konusundaki bozgunculuklarına, Başkan Erdoğan'ı düşürmek için yeni dostlar edinmekten S400'lere lagaluga etmelerine kadar... Hülasa, mevzu 7 ay öncesiyle sınırlı değil. An itibariyle de 'Biden'ın açtığı yolda kurduğu ülküde' hiç durmadan yolunuza yeni dostlarınızla devam ediyorsunuz ya işte.”

'NORMALDE HDP SIKIŞINCA ATATÜRK'

Sabah yazarı Hasan Basri Yalçın da muhalefetin olay karşısındaki tutumuna şöyle tepki gösterdi:

“Bir de bu esnada CHP Atatürk'ü tekrar hatırladı. Bağımsızlık karakterleriymiş. Ne güzel. Normal vakitlerde HDP, sıkışınca Atatürk. Ortada tam bir suçüstü görüntüsü var. Ama bu iş öyle Atatürk'ün veciz ifadelerinin arkasına gizlenerek saklanabilecek gibi değil. Bu saatten sonra öyle basmakalıp ifadelerin bir anlamı yoktur. Biden bile sizi işbirlikçi olarak görüyorsa öncelikle işbirlikçi olmadığınızı Biden'a göstermek zorundasınız. Mesela FETÖ ile ilgili daha açık konuşun. PKK/PYD'ye yönelik sert bir pozisyon alın ki, Amerikalılar sizin işbirliği yapacakları bir aktör olmadığınızı görsün. Suriye konusunda Türkiye'nin tezlerini seslendirin ki, Biden 'Erdoğan'ı devirsek de bu ülkenin hükümetlerini yönetemeyiz' diye düşünsün. Libya ve Doğu Akdeniz konusunda milli bir tavır alın ki, yabancılar Türkiye'ye karşı sizden medet ummayı bıraksın.”

'BU MİLLETİN EN ÇOK DEĞER VERDİĞİ ŞEY BAĞIMSIZLIK'

AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, Joe Biden'ın açıklamalarına ilişkin AA'ya konuştu. Kurtulmuş, şunları kaydetti:

“Adam açık bir şekilde diyor ki aynı 12 Eylül darbesini yapan mantığın bir itirafı. 'Nasıl bizim çocuklar darbe yaptı' diyorlardı. Yani 'Evet' diyor, 'Biz Erdoğan'ı indireceğiz ama bunu' diyor 'Demokratik yollarla yapacağız.' Yaptığı gafı anlıyor konuşmasının içerisinde. Haddini bil, unutma sen şu anda ABD'nin yarışan adaylarından birisisin, başkanı olsan ne yazar. Bu milletin, aziz milletin en çok değer verdiği şey kendi bağımsızlığıdır ve kendi egemenliğidir. “Muhalefetteki arkadaşlara tavsiyem şu, böyle bütün milletin tamamını ilgilendiren meselelerde 'amafakat, şöyle ki ve böyle ki' diyerek şerh düşerek bir açıklama yapmasınlar. Bu açıklamaların ağırlığını ortadan kaldırıyor.”