Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem için 6 parti Ankara'da bir araya geldi. Atatürk fotoğrafları, Türk bayrakları ve demokrasi söylemleriyle göz boyandı fakat mutabakat metninde Atatürk’e tek satır yer verilmedi. Tam tersine PKK ve FETÖ'yü kurtarma, Atlantik'e dönme talepleri dile getirildi.

SILA KEMAHLI / ANKARA

Altı siyasi partinin liderlerinin bir araya geldiği toplantıda mutabakat metni imzalandı. Altı partinin önceki toplantıda masanın altına saklamaya çalıştığı HDP, mutabakat metniyle ortaya çıktı. “Kayyum uygulamalarına son vereceğiz" denilerek HDP'ye göz kırpıldı. “OHAL KHK’larına hukuk sisteminde yer verilmemesi“ maddesiyle FETÖ’ye mesaj verildi. AİHM kararlarının uygulanacağı belirtilerek, eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ve Soros'un Türkiye şubesi Osman Kavala'nın serbest kalması istendi, Batı’ya selam gönderildi. Rusya'nın NATO kuşatmasına karşı başlattığı Ukrayna harekatı da konuşmalarda gündemdeydi. “Savaşa hayır”, “Masum insanların bombalanmasına hayır” sözleriyle  Amerika’ya mesaj verildi. Toplantı salonunda Türk bayrakları, Atatürk fotoğrafları asıldı, İstiklal Marşı okundu ancak mutabakat metninde Atatürk'ün adı anılmadı.

CHP, İyi Parti, Gelecek Partisi, DEVA Partisi, Saadet Partisi ve Demokrat Parti genel başkanları, “Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem Mutabakat Metni” imza töreni için Ankara’da bir araya geldi. Genel başkanlar, toplantının yapıldığı salona yan yana yürüyerek girdi. Bilkent Otel'de düzenlenen törene 700'e yakın davetli katıldı. Türk bayraklarının asıldığı salonda program İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı.

'SAVAŞA HAYIR' DEDİLER NATO'YA DESTEK VERDİLER

Her partiden birer genel başkan yardımcısı, kamuoyuna açık deklarasyon niteliğindeki mutabakat metnini altı eşit parça halinde okudu. Mutabakat metninin ilk bölümünü okuyan CHP Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek sözlerine “Savaşa hayır” diyerek başladı. DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Yeneroğlu da, “masum insanların bombalanmasına hayır” diyerek kendisine ayrılan bölümü okumaya başladı. Ayrıca Demokrat Parti Genel Başkan Yardımcısı Bülent Şahinalp, “Savaşa hayır”, Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Ayhan Sefer Üstün, "Zalimlere karşı mazlumların yanındayız", İyi Parti Genel Başkan Yardımcısı Bahadır Erdem, "Savaşa hayır diyerek sözlerime başlamak istiyorum", Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Bülent Kaya da, "Çatışmasız ve savaşsız bir dünya diliyorum" diyerek sözlerine başladı.

YÜZDE 3 BARAJI

Mutabakat metninde özetle şu ifadelere yer verildi:

Güçlendirilmiş Parlamenter Sistemin kalbi olan Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin temsil yeteneği artırılacak, kanun yapma ve yürütmeyi denetleme işlevleri etkili kılınacaktır. Böylece yasama organının daha demokratik ve daha etkili olması sağlanacaktır. Ayrıca Meclis İçtüzüğü’nde katılımcılık ön plana çıkarılacak, siyasi partiler kanununda yapılacak değişiklikle parti içi demokrasi ilkeleri tesis edilecektir. Seçim kanunlarında yapılacak düzenlemelerle siyasette şeffaflık ve dürüstlük güvence altına alınacaktır. Seçim barajını yüzde 3’e düşüreceğiz. Yurt dışında mukim 6 milyondan fazla vatandaşımızın Meclis’te temsilinin sağlanabilmesi için yurt dışı seçim çevresi oluşturacağız. Siyasi partiler ve seçim mevzuatını, Anayasamızda halihazırda yer alan “Siyasi partilerin faaliyetleri, parti içi düzenlemeleri ve çalışmaları demokrasi ilkelerine uygun olur” kuralına uygun biçimde ve özellikle parti içi demokrasinin güçlendirilmesi amacıyla yeniden düzenleyeceğiz. Ayrıca, siyasi partiler hakkındaki yasal mevzuat ve yaptırım hükümlerini Avrupa Konseyi standartları ışığında, çoğulcu demokrasinin güvencesini oluşturacak biçimde değiştireceğiz. Siyasi partiler arasında adil rekabet koşullarının sağlanması ve demokratik siyasi hayatın güçlendirilmesi amacıyla, en son yapılan milletvekili genel seçimlerinde en az yüzde 1 oy alan siyasi partiler hazine yardımından faydalanmaya hak kazanacaktır. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde katılımcılığı artıracağız. Yeni bir iç tüzük hazırlayarak yasama çalışmalarının katılımcı ve şeffaf şekilde yürütülmesini sağlayacağız. Yasama sorumsuzluğunun kapsamını genişletip, yasama dokunulmazlığının istisnalarını açıkça düzenleyerek, belirsizliğe ve keyfiliğe son vereceğiz.

CUMHURBAŞKANININ VETO YETKİSİ

Demokrasinin özüyle bağdaşmayan torba kanun uygulamasına son vereceğiz. Bakanlar Kurulu’nun kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisini, yetki kanununa dayanması, Meclis tarafından konusu, sınırları ve süresi açıkça belirtilmesi şartıyla kabul ediyoruz. Ancak temel hak ve özgürlüklerin ise kararnamelerle düzenlenmesine izin vermeyeceğiz. Cumhurbaşkanı’nın, Meclis’in yasama işlevini zayıflatan veto yetkisine son vereceğiz. Cumhurbaşkanı’nın kanun yapım süreçlerindeki yetkisini, yalnızca bir uyarı niteliği taşıyan geri gönderme yetkisi ile sınırlı tutacağız. Hükümet, Başbakan ve Bakanlar hakkında gensoru verme yetkisini tanıyacağız.

CUMHURBAŞKANININ GÖREV SÜRESİ 7 YIL

Cumhurbaşkanı ile Meclis’in görev sürelerinin ayrıştırılması amacıyla Cumhurbaşkanı’nın görev süresini 7 yıl olarak belirleyeceğiz. Cumhurbaşkanı seçilen kişinin varsa partisi ile ilişiği kesilecek ve görevi sona eren Cumhurbaşkanı aktif siyasette bir daha görev alamayacaktır. Başbakan, parlamenter sistem gelenek ve ilkelerine uygun olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri arasından belirlenecektir. Başbakan’ın belirlenmesi bakımından, Cumhurbaşkanı Meclis’te en çok milletvekiline sahip siyasi partiye hükümeti kurma görevini verecektir. Bakanlar, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri veya ihtiyaç duyulduğu takdirde milletvekili seçilme yeterliliğine sahip olan kişiler arasından, Başbakan tarafından atanacaktır. Hükümetin kurulmasında basit çoğunluk, düşürülmesinde ise Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tamsayısının salt çoğunluğu esas alınacaktır. Hükümetin düşürülmesi; yeni hükümetin, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin üye tam sayısının salt çoğunluğuyla seçilmesi şartına bağlı olacaktır.

OHAL KHK’LARINA YER VERİLMEYECEK

Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’de Cumhurbaşkanı’nın ya da Bakanlar Kurulu’nun tek başına OHAL ilan etme yetkisi olmayacaktır. Olağanüstü hal ilan etme yetkisi, Cumhurbaşkanı başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu’na ait olacaktır. Bu yetki, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin onayına tabi tutulacaktır. Olağanüstü hal rejiminin istisnai niteliğinin bir gereği olarak OHAL için öngörülen süreler kısaltılacaktır. Olağanüstü hal rejiminin keyfi bir yönetime dönüşmesine engel olmak amacıyla olağanüstü hal kanun hükmünde kararnamelerine hukuk sistemimizde yer verilmeyecektir. Bu kapsamda, olağanüstü halin hukuk devletinin güvenceleri çerçevesinde sürdürülmesini sağlamak üzere, Olağanüstü Hal Kanunu’nda gerekli düzenlemeler yapılacaktır.

YARGIDAKİ DÜZENLEMELER

Sulh Ceza Hakimlikleri’nin görev, yetki ve işleyişlerini hukuk devletinin gereklerine göre yeniden düzenleyeceğiz. Tutuklamanın istisna olması ilkesinin titizlikle uygulanması için gerekli tedbirleri alacağız. Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatları ile uyumlu kararlar alınmasını ve bu mahkemeler tarafından verilen kararların derhal uygulanmasını sağlayacak düzenlemeler yapacağız. Görevini kötüye kullanmak suretiyle Anayasa Mahkemesi veya Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin verdiği hak ihlali kararına sebep olup devleti tazminata mahkûm ettiren ve zarara uğratan hâkimlere ve savcılara bu tazminat ve zararın rücu ettirilmesini sağlayacağız. Yüksek Yargı Kurulları’nda üyelerin yarısının Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından üçte iki nitelikli çoğunlukla seçilmesini sağlayacağız. Üyelerin diğer yarısı ise Yargıtay, Danıştay, Türkiye Barolar Birliği, adli ve idari yargı birinci sınıf hakim ve savcılar tarafından, kendi mensupları arasından doğrudan seçilecektir. Bağımsızlık ilkesinin güçlendirilmesi için Adalet Bakanı ve Müsteşarı, Hakimler Kurulu’nda yer almayacaktır. Çoklu baro uygulamasına son vereceğiz. Anayasa Mahkemesi’nin görev ve yetkileri genişletilerek güçlü ve etkili denetim için Mahkeme’yi yeniden yapılandıracağız. Yüksek Seçim Kurulu’nu Anayasa’da yargı bölümü içerisinde bir yüksek mahkeme olarak düzenleyecek ve kurulun niteliğini açıklığa kavuşturacağız. Yüksek Seçim Kurulu, idari ve yargısal görevleri bakımından iki daireye ayrılacaktır. Sayıştay’ı Anayasa’da bir yüksek mahkeme olarak düzenleyeceğiz.

TEMEL HAK VE ÖZGÜRLÜKLER

Temel hak ve özgürlükler; dil, din, mezhep, ırk, cinsiyet, siyasi ve sosyal aidiyet farkı gözetmeksizin tüm insanlar için güvenceye kavuşturulacak ve iç hukukumuz uluslararası standartlarla uyumlu kılınacaktır. Ötekileştirme hissi doğuran tüm uygulamalar ortadan kaldırılacaktır. Demokratik toplumun gereklerine uygun olarak bu özgürlüklerin üzerindeki her türlü baskıya son vereceğiz. İnternet mevzuatını, uluslararası standartlara uygun olarak, ifade özgürlüğünü kısıtlamayacak ve kişilik haklarını ihlal etmeyecek şekilde yeniden düzenleyeceğiz. Herkesin inancına, kanaatine ve yaşam tarzına saygı duyulduğu, kişilerin din, inanç ve yaşam tarzı fark etmeksizin özgürce yaşadığı, herkesin kendi kimliğiyle ve kendisi olarak eşit şekilde toplumsal, kamusal ve siyasal yaşama katıldığı bir sistemi hep birlikte inşa edeceğiz.

HDP’YE KAYYUM MÜJDESİ

Yerel yönetimlerin yetki ve sorumluluklarını artıracağız. Yerel Yönetimlerde demokratik katılım, şeffaflık ve hesap verebilirlik ilkelerini hâkim kılacağız. Merkezi yönetimin yerel yönetimler üzerindeki idari denetiminin sınırlarını açıkça belirleyerek yerindelik denetimi anlamına gelen vesayet uygulamalarına son vereceğiz. Bu bağlamda yeni bir merkezyerel dengesi kuracağız. Yerel yönetimlere, genel bütçe vergi gelirlerinden ayrılan payı arttıracağız. Seçimle gelenin seçimle gitmesini güvence altına alacağız. Yerel yönetimlerde seçme ve seçilme hakkını yok sayan kayyum uygulamalarına son vereceğiz. Merkez Bankası başta olmak üzere düzenleyici ve denetleyici kurumların bağımsızlığını zedeleyecek hiçbir uygulamaya ve düzenlemeye yer vermeyeceğiz.

KHK'LILAR DA DAVETLİ

FETÖ ve PKK iltisakları nedeniyle kamudan atılan KHK'lılar da altı partinin toplantısına davetliydi. KHK Platformu Sözcüsü Münir Korkmaz, önceki gün daveti şu paylaşımla duyurdu:

“6 Parti tarafından yarın düzenlenecek 'Güçlendirilmiş Parlementer Sistem' toplantısına KHK Platformu olarak biz de davet edildik. Umarım bizim beklentilerimizi karşılayacak bir çözüm önerisine tanıklık ederiz. KHK'lar gidecek ve biz işimize geri döneceğiz.”

'48 SAYFALIK KAĞIT İSRAFINDA TÜRK MİLLETİ YOK'

CHP, İyi Parti, Gelecek Partisi, DEVA Partisi, Saadet Partisi ve Demokrat Parti'nin açıkladığı Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem Mutabakat Metnine ilişkin MHP'den ilk değerlendirme İsmail Özdemir'den geldi. MHP Genel Başkan Yardımcısı ve Kayseri Milletvekili İsmail Özdemir, Twitter hesabı üzerinden yaptığı paylaşımda, "Altı HDP, Üstü CHP partilerin bugün yayınladığı ve 'Türk Milleti’nin elinden Cumhurbaşkanı seçme yetkisini almayı' amaçlayan 48 sayfalık kağıt israfında tek bir yerde dahi Atatürk anılmamış! Tek bir satırda bile Türk Milleti ifadesi kullanılmamış! Aidiyet ve amaç belli değil mi?" ifadelerini kullandı.

DEMİRTAŞ: HDP İLE DE GÖRÜŞECEKLER

Edirne Cezaevi’nde bulunan terör hükümlüsü, eski HDP eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, avukatları aracılığıyla Medyascope’tan Ferit Aslan’ın sorularını yanıtladı. Demirtaş, “HDP’nin toplantıya davet edilmemesi ve ardından Kemal Kılıçdaroğlu’nun, 'Biz HDP’yi yok saymıyoruz, gerekirse görüşürüz' demesi ile ilgili ne düşünüyorsunuz?” sorusuna şu karşılığı verdi:

“HDP zaten davet beklemediğini, Üçüncü İttifak için çalıştığını açıkladı. HDP eş genel başkanları da diyaloğa kapalı olmadıklarını ifade ediyor. Ben ortada bir kriz görmüyorum. HDP üçüncü yol siyasetinde yürümeye devam ediyor. Diğer ittifaklar kendi iç şekillenme ve tartışmalarını tamamlayınca HDP’nin de içinde olduğu Demokrasi İttifakı ile işin doğası gereği görüşeceklerdir. Ortada anormal bir durum yok, anormal olan görüşmemek, konuşmamaktır.

“HDP seçmeni de dışlandığını düşünmesin. Siyasetin ve dengelerin tam merkezindeler. Çalışmalarını özgüvenle, sabırla yürütmeye devam etsinler. Merak etmesinler, bu hamur daha çok su kaldırır. HDP yönetimi de günü geldiğinde, halkı esas alarak en doğru kararları verecektir

Aydınlık