Biden konuşuyor.

Biden tayfası ses veriyor:

Herkesi kucaklayacakmış.

Alkışlar... alkışlar... öpüldük...!

Sizi mi kucaklıyor?

Eski başkan eşleri Cumhuriyetçiler de Demokratlar da mor renk giysiler giymişler.

Birlik beraberlik mesajı vermişler.

Bizim Biden tayfasından alkışlar... alkışlar...

Mor kırmızımavinin karışımı.

Karıştırdılar galiba.

Sizi gidi “sözde” müttefikler! İktidar mı olacaksınız sandınız.

O ABD bayrağının renkleri.

Bizimki kırmızıbeyaz eyy hanımlarbeyler!

Biden, ayağa kalkmış kendi milletini yeniden sizin sırtınızdan zapt etmeye çalışıyor. Çünkü korkuyor.

Nasıl yönetecek?


KUŞLARI KURTARMAYA GELECEK

Bizim Biden tayfası aynı yorumu yapıyor: “IŞİD, Biden'ı karşılamış...” 

Oysa ABD başkanı ayağının tozuyla söyledi. Yeniden küresel masaya oturacakmış. Bak “Ortadoğu karışık, bombalar patlıyor” diyecek.

İş başa düştü diyecek.

“Efendilik” taslamak gerekiyor diyecek.

Mazlum milletlerin ürettiği ballardan bir parmak ağzınıza çalayım da oturun, oturduğunuz yerde diyecek... 

Biden kendi milletinden de korkuyor artık. 

Korumalar ne öyle? Ordu ABD topraklarında “yeter artık” diyenlere karşı da iş başında. Nereden en çok ses ve oy geliyor? Iowa, Pensilvanya vb. gibi eski sanayinin güçlü olduğu yerlerden. Gelir dağılımının bozukluğu 20 kat arttı. Meksikalı göçmenler yeni Meksika göçmenleri istemiyordu. Irkçı davrandılar genel tanıma göre. Duvar umuttu. Vergi yasaları umuttu.

Washington DC'de 17 Eylül 2020'de düzenlenen "Beyaz Saray Amerikan Tarihi Konferansı"nda Trump, Pennsylvania'ya bağlı Philadelphia kentinde 1787 yıl önce o gün Amerikan yasasının imzalandığına gönderme yaparak miras bırakılmış değerlerin yıkılmaya çalışıldığını, zorbalığa asla boyun eğmeyeceklerini, tarihlerini ve ülkelerini, her renkten, etnik kökenden, dinden ve mezhepten insan için geri kazanacaklarını söylemişti. Aynı gün “okullarda vatansever bir eğitimin desteklenmesine yönelik 1776 Komisyonu”nun kurulması için başkanlık kararnamesi imzalamıştı.

Trump umuttu. Olamadı. Arayış var.

Ya böyle ya böyle... Artık macun tüpten çıktı.

YENİ BİR DÖNEM BAŞLIYOR

Yeni bir dönem başlıyor. ABD devleti ciddi bir devlettir. İç savaş yorumları çok sık yapılıyor. 

Aralık sonunda, Los Angeles Times Washington Büro Şefi Kimbriell Kelly, çalışanlarına armağan olarak Moleskine not defterleri almayı düşünüyormuş. Birkaç hafta sonra, açılışta korunmak için gaz maskeleri, miğferler ve kalkanlar almış... Şaka gibi ama gerçekti. 

ABD'de benim anımsadığım en son rakam 22 milyon çocuk için okulda verilen ücretsiz ya da indirimli öğle yemeği tek öğündü. Bu salgından önceydi. Okullar kapandı. Bir süre sonra fark edildi çocukların aç kaldığı. Gıda Bankaları var. Ama kime yetecek? Yetişkinlerin fotoğraflarını gördünüz mü? Büyük kentlerde uzun uzun kuyruklar. 

“Buzdolaplarını Doldur” hareketi başladı. Restoranlara bağış yapıyorsunuz. Parklarda kurulan buzdolaplarına yemek bırakılıyor, isteyen alıyor... Kaç kişiyi doyuracaksınız? Washington'da sekiz tane varmış.

“Yoksul Halk Kampanya'sı” (Poor People's Campaign@UniteThePoor) salgından önce de vardı. Gösteriler yapıyorlardı. 50 kişiden fazla toplanma yasağı başlayınca sosyal medyada örgütlenmeye devam ettiler. Siyahlar ve beyazlar karışık. 140 milyon kişiydi o zamanlar yoksul ve yoksulluk sınırında olanlar. Sağlık sorununu çok yazdık. Sayılar şaşırtıyor sizleri. Bir de kimsesizler, sokaklarda ölenler var. Kayıtlara bile geçmeyen. 

Burada ayrıntısına girmeye yerim yok. Zaten bu rakamlara ulaşmak ABD'de zordur, daha yeni ortalığa dökülmeye başladı.  

Ancak şunu saptamakla yetinelim. Bu olaylar 6 Ocak 2020'de başlamadı. 20 Ocak'ta da bitmeyecekti. 

Savaş iki başkan adayı arasında değil. Trump geri döner mi? Tartışma burada değil.

Kendi ülkemiz için de hep diyoruz ya “mecburiyetler”! İşte artık karar orada.

ABD'nin geleceğine ilişkin büyük kavga var.

Buna kitleler de dahil oldu.

BİDEN 1516 TEMMUZ'LA EMPATİ YAPACAKMIŞ

Kendimize dönelim.

Biden konuşuyor.

Tayfayı dinliyorum yüzüm kıpkırmızı. “Başkan” felsefi olgunluğa sahipmiş.

Demokrasinin önemini anlamış artık. 

1516 Temmuzla empati yapabilirmiş.

Babasının oğlu yapmadı sanki o kalkışmayı!

Ha, pardon tiyatroydu değil mi??

İnsaf!

İnsan haklarının temsil edildiği bir ülkeyiz, demiş

Biz eski Amerikayız, diyor sağır mısınız?

Nedir eski Amerika?

Bilmiyor musunuz? 

Bilmediğinizden yapmadığınızı biliyorum.

Dünya Sağlık Örgütü masraflarını artık karşılayamam demiş çekilmişti Trump. Bu ABD kamuoyu için anlamlıydı. Dışarıya kırmızı başlıklı kız ninesi havası yapmayacağım, içeri dönüyorum masajlarıydı. 

Biden'ın ilk gün ilk imzaladığı 17 belge arasında DSÖ'ye dönüş.

17 belgeden biri de ulusalcı bölücülüğe yol açması nedeniyle “1776 Komisyonu”na son vermek oldu.

SÖZDE DEĞİL ÖZDE REFORM YAPARSAK ENİŞTE BİZİ SEVECEK

İyi ilişkiler kuracakmış?

Kimle?

Avrupa’yla ilişkiler düzelecekmiş, bizim tayfa ayakta alkışlıyor. NATO yeniden canlanacakmış.

Sunucu yerinde duramıyor heyecandan özlemle soruyor:

“Türkiye için, nasıl bir müttefik olacak...”

Biden'a inanmıyor. Açık açık söyledi ya... müttefik filan değilsiniz artık, böyle S400'lü, 500'lü ilişkiye izin vermem dedi ya...

İnanın yanıt daha berbat! Kulaklarımı tıkıyorum.

Türkiye'ye bağlıymış.

“Sözde” değil “özde” reformlar yaparsaymış, ilişkilerimiz düzelirmiş. 

Daha ne diyeyim!

DÜNYANIN EN ZENGİNİ YAPTIĞIMIZ KADINLAR

WealthX'in son verilerine göre 2021'de dünyanın en zengin 50 kadını açıklandı. Her ne kadar bu ancak yüzde 11'ini oluştursa da zenginliğin önemli bir bölümüne hükmediyorlar.

Kusura bakmayın “Allah versin, gözümüz yok” diyemiyeceğim. 

Amerika'daki kadınların halini yazarken bile içim karardı zaten.

Aslında beni başka açıdan ilgilendiriyor.

En zengin kadın bir Fransız. Hangi işle meşgul diye hadi sorun bakalım.

Demirçelik mi? Gıda mı?

Şirketinin adı: L’Oréal S.A.

Kadınlar hemen anladı elbette.

İçerikte çok anlamlı bir fark olmasa da ağırlıklı olarak kadınların kullandığı kozmetik ürünlerin en pahalılarından olanların üretici firması.

İkinci sıra ABD'li Walmart, üçüncü ABD'li Amazon, şekerci Mars Inc. vb... 

Kadınlar kadınları zengin ediyor anlayacağınız.

Hani bana kalsa olsa da olur olmasa da olurlarla...

İlk 10'daki tek sanayici Batılı kadın; kocası ölünce yerine geçen Julia Koch.

Listede iki tane de Çinli var.

Biri Garden Country, Çin'in Guangdong şehrinde bulunan emlak geliştirme şirketinin sahibi Yang Huiyan. Wuhan'da salgın sırasında sağlık çalışanlarına robotlarla ve otomatik hizmet veren bir sistem kurmuştu. Diğeri de onkolojik, antidiabetik vb ilaç üreten Hansoh Pharmaceutical şirketinin sahibi Zhong Huijuan.


Şule Perinçek

Aydınlık