Uygur ayrılıkçısı Seyit Tümtürk’ün en sıkı destekçilerin BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, hükümeti hedef aldı. Erdoğan’ın Çin’le ilgili sözlerine tepki gösterdi.

ERCAN KÜÇÜK

Hükümetten Çin’e tavır alıp, Uygur ayrılıkçılığını savunmasını bekleyen Seyit Tümtürk ve Hizbut Tahrir’den sonra şimdi de BBP Genel Başkanı Mustafa Destici hükümeti hedef aldı. Uygur ayrılıkçısı Seyit Tümtürk’ün en sıkı destekçilerinden biri olan Destici, Erdoğan’ın Çin ziyaretlerinde söylediği “Çin’in toprak bütünlüğünden yanayız” sözlerine tepki gösterdi. Türkiye’nin `Doğu Türkistan` konusunda en hassas ülke olması gerektiğini savunan Destici şunları söyledi: “Hiç bir Türkiye Cumhuriyeti Devleti yetkilisi Doğu Türkistan ile ilgili biz Çin’in toprak bütünlüğünden yanayız diyemez. Çünkü Doğu Türkistan’ı Çin işgal etmiştir. Aynen Rusya’nın Kırım’ı işgal ettiği gibi. Kırım hususunda Rusya’nın toprak bütünlüğüne saygı duyuyoruz diyebilir miyiz? Diyemeyiz. ‘Biz Çin’in toprak bütünlüğünden yanayız. Orada haklarını arayanlar teröristlerdir’ dersek Doğu Türkistan’a ihanet ederiz. Bunu hiçbir Türkiye Cumhuriyeti yetkilisi söylememeli. Çin önce çekilsin işgal ettiği topraklardan. Ondan sonra saygı duyalım. Karabağ’ı da içine katarak Ermenistan’ın toprak bütünlüğünden yanayız diyebilir miyiz?”

GERÇEKLERİ SAKLADI

Destici konuşmasında Doğu Türkistan’da kardeşlik ve barış istediklerini, bağımsızlık iddialarının olmadığını söyledi. Ancak Fransa’nın başkenti Paris’te Eylül 2018’de düzenlenen, Destici’nin de katıldığı toplantıda Doğu Türkistan Bağımsızlık Hareketi ve Doğu Türkistan Milli Meclisi kuruldu. Seyit Tümtürk, burada yaptığı konuşmada “Buradaki amaç Doğu Türkistan’ın bağımsızlığı yolunda reel politika üreterek bu konuyu uluslararası ve dünya kamuoyuna anlatacak bir siyasi hareket oluşturmak” demişti. Destici’nin desteklediği Tümtürk, önceki dönem Başkan Yardımcısı olduğu Dünya Uygur Kurultayı internet sitesindeki misyonunda da şunları belirtiyor: “Dünya Uygur Kurultayı, demokratik ilkeler temelinde barışçıl yöntemlerle, Doğu Türkistan halkının demokratik hakları, kişilik ve insan hakları, kendi kaderini tayin etme hakkını (selfdetermination) elde etmek için mücadele eder.”