CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun ''helalleşme'' açıklamalarına tepki gösteren eski Devlet Bakanı ve Milletvekili Mehmet Sevigen CHP'den ihraç edildi.

Mehmet Sevigen, Ulusal Kanal'da Halil Nebiler'in sunduğu Televizyon Gazetesi programına konuk oldu. Önemli açıklamalar yaptı. Sevigen, Kılıçdaroğlu'nun CHP genel başkanlığına nasıl aday olduğuyla ilgili çarpıcı bilgiler verdi.

Eski Devlet Bakanı ve CHP Milletvekili Sevigen Kemal Kılıçdaroğlu'nun CHP'yi dönüştürdüğünü ifade etti. Sevgen şunları söyledi:

Dağdan gelip bağdakini kovdular.

Bu parti babamızın çiftliği değil, kimsenin de babasının çiftliği değil. İnsanların gelmesi, partiye üye olması lazım. Ama bu arkadaşlar başkasına tahammül edemiyorlar.

Partiyi değiştirdi Kemal Bey. Atatürk'ün kurduğu, laik, demokratik, Cumhuriyet'i savunan, ulusal konularda bütünlükte dimdik ayakta duran, vatanın, milletin bütünlüğü konuşulurken muhalefet yapmayan bir siyasi partiden çıktık, tamamen düşmanlık üzerine kurulmuş, biz iktidar olalım yeter ki hükümet gitsin diyen bir siyasi konuma geldik.

İdeolojimiz, altyapımız kayboldu, parti içindeki terbiye, vefa kayboldu. Laik demokratik cumhuriyeti savunanlar yok oldu, ulusalcılığı savunanlar yok oldu.

''KEMAL KILIÇDAROĞLU BÜYÜK BİR TALİMATLA GELDİ''

Mehmet Sevigen'e, Kemal Kılıçdaroğlu ile ilgili iddiası da soruldu. Sevigen, Kemal Kılıçadroğlu'nun bir yerlerden talimat aldığını açıklamıştı. Sevigen, ''Bir gecede bir yerden talimat geldi. Partili arkadaşlarımız da diğer tarafa gidince Baykal da aday olamadı'' demişti.

Halil Nebiler'in, ''O zaman CHP Meclis Grup Başkan Vekili olan Kemal Kılıçdaroğlu bir yerlerden talimat alır mı? Aldıysa nereden talimat aldı? Neresi bu merkez?'' sorusu sonrası Mehmet Sevigen, kaset kumpası sonrası Deniz Baykal'ın evinde yapılan görüşmeyi anlattı:

Deniz Baykal istifa ettikten sonra salı günü bütün örgüt baskı yapıyordu, gelip adaylığını açıklayacaktı. O gün Kemal Bey, Deniz Bey ile görüşmeye geldi. Kemal Bey eve geldi. Evde Onur Öymen, Yılmaz Ateş, Deniz Baykal beraber oturuyorlardı. Kemal Bey dedi ki, ''Ben aday olmayacağım''. Deniz Bey üstüne basa basa sordu, Kemal Bey aday olmayacağını söyledi.

Deniz Bey, ''Arkadaşlar baskı yapıyor, salı günü adaylığımı açıklayacağım. Benimle beraber olur musunuz yönetime?'' diye sordu. Kemal Bey, ''Olurum ama iki tane şartım var. Bir; Onur Öymen olmayacak. İki; Önder Sav olmayacak.'' Deniz Bey de, ''Sen bunlara ne karışacaksın kardeşim, böyle bir şey olur mu'' dedi.

Kemal Bey çıktı demeç de verdi bütün gazetecilere kapıda, ''aday olmayacağım'' diye. Ondan sonra Önder Sav, Ali Topuz ve Kemal Kılıçdaroğlu ortadan kayboldu birden bire. Gece evde, ''aday olmayacağım'' diyen bir insan, yarın sabah kalkıp, ''pazartesi günü adaylığımı açıklayacağım'' der mi? Bir talimat almasa, bir yerden bir güç gelmese, bir yönlendirme olmasa o kadar nefret ettiği bir adam Önder Sav'la buluşup, geldi pazartesi günü adaylığını açıkladı.

Kemal Bey 53 gün sonra Önder Sav'ı da kapıya koydu ikinci bir talimatla. Kemal Bey büyük bir talimatla, büyük bir destekle geldi.

Biz bıraktığımızda CHP'nin oyu yüzde 28'di, AK Parti'nin oyu yüzde 32'ye düşmüştü, aradaki makas kapanmıştı. O gece geldi, nereden geldiyse bir talimat, Kemal Bey aday oldu ve bütün arkadaşlar öbür tarafa dönünce Deniz Bey aday olmadı.