Siyasette hiç bir yere aday olmadığımı, siyasi çıkar gütmediğimi, siyasi çıkar gütsem Atatürk'ün kurduğu partiyle bugün isim ve logo benzerliği dışında hiç bir ilgisi kalmayan CHP yönetimini eleştirmek yerine tam aksine övsem ve yakınlaşsam vekillik, belediye başkanlığı dahil önemli mevkilere gelebilecek önemli bağlantılarımın olduğunu yakın çevrem bilir. Derdimiz hep bu vatanı bize armağan eden Atatürk ve İstiklal Savaşı şehitlerinin ülke işgal altındayken yaşadıkları dertle aynıdır; kanla irfanla kurulan Türkiye Cumhuriyetidir, Türk vatanıdır, istiklali tamdır. Yaşadığım ömürde böyle oldu, kalan ömürde de son nefese kadar da öyle olacaktır.
Bu yaşam felsefesiyle takım tutar gibi particiliği, yani yanlışını hatta ihanetini göre göre bir partiyi savunanları hiç anlamadım , bundan sonra da anlayacağımı sanmıyorum, ayrı dünyaların insanlarıyız.
Ha illa ki takım tutar gibi parti tutuyorsunuz bir de böyle anlatalım:
Örneğin GS'lısın ve tüm yönetim FB'lilerce , BJK'lilerce ele geçirilmiş yönetimde bir tek GS'lı bile kalmamış, ya da TS'lusun ama yönetimde TS'lıyı bırak Karadenizli bile kalmamış tüm yönetim koyu FB'lilerin eline geçmiş, bu örneklerdeki gibidir FETÖ kasediyle CHP'nin başına kayyum olarak atanan Kılıçdaroğlu ve işgalci ekibi dün CHP'ye kin kusan, CHP kapatılmalıdır diyenler CHP'yi ele geçirip fiilen kapatmışlardır.
CHP yönetiminde bugün CHP'li yoktur, dönüşüm öyle hal almıştır ki artık ilçe örgütlerinde bile kalmamıştır, sadece seçmen CHP'lidir ve küreselcilerce fonlanan muhalif medya tarafından beyinleri senelerce uyuşturulmuş, tayyip aşağı tayyip yukarı diye diye felç edilmiştir, inanın bugün yüzde 99'u depresan ilaçları kullanmaktadır..
bu girizgahla anlatmak istediğim emperyalizm bugün Türkiye'yi hedef almaktadır, mevcut iktidarın vatanı iyi savunamadığını düşünüyorsanız daha iyi savunacak programı , çözümleri ,ilkeleri ortaya koyar buna göre daha yerli ve milli bir kadro sahaya sürersiniz, ancak bugün emperyalistlerce örgütlenen muhalefetin masasının amacı üzüm yemek değil bağcı dövmektir. Bugünkü iktidar geçmişteki bir çok yanlışından dönmüş bazısından dönememiş, bir çok yanlış oyuncuyu değiştirmiştir, atılan yerli ve milli yönelimde gayrı resmi iktidar ortağı MHP'nin, devlet aklı Bahçeli'nin payı yadsınamaz.
FETÖ, TSK/MİT/Emniyet gibi yaşamsal önemdeki vatan savunmasının silahlı güçlerinden büyük ölçüde temizlenmiştir, ekonomi, yargı, siyaset gibi alanlarda büyük ölçüde temizlendiğine emin değilim.
Silahlı vatan savunması görevlerine, yani kelleyi koltuğa alınacak mesleklere ancak ve ancak vatanı çılgınca sevenler, cesur insanlar talip olur, eğer FETÖ gibi sinsi bir ajandaları yoksa. Dolayısıyla vatanı için şehit olmaya düğüne gider gibi giden bir inanç milliyetçi insanlar da vardır ve bu kurumlar da FETÖ temizlendikten sonra geriye çoğunlukla kendini Türkçü/Ülkücü olarak tanımlayan vatanseverlerin olmasında şaşacak bir durum yoktur.
FETÖ, TSK/Emniyet'te güçlü olduğu dönemde milliyetçileri ya tasfiye etmiş ya da pasif görevlere itmiştir. FETÖ tasfiyesi oldukça özellikle Emniyet/MİT/TSK kadrolarında ülkücü ağırlığı doğal bir süreç olarak artmıştır.
Bu gelişmeler yani ya İstiklal ya ölüm diyenlerin bu kurumlara egemen olması PKK'yı mahv ve perişan etmiş ve etmektedir.
Sözün özü devlet aklı Bahçeli'nin ABD milliyetçiliği tuzağına düşmemesi, yani tehdit Rusya, Çin'den değil, tehdidin kaynağı ABD ve maşası ülkelerden geliyor diye gerçeği gören yaklaşımı, ABD'yi yerli maşaları FETÖ/PKK eliyle MHP'ye karşı operasyonlara yöneltmiştir, yeni değildir, MHP MYK üyelerinin özel hayatları kasede alınmış, bir çoğu tasfiye ettirilmiştir.
MHP parlatılan Akşener eliyle bölünmüştür,
zaman içinde projeyi gören milliyetçiler Akşener'den hızla ayrılmaya başlayınca tekrar MHP'ye dönmemeleri için bir parti daha kurulmuş, MHP 3'e bölünmüş yine de miting meydanları hınca hınç dolan MHP ülkenin rotasını belirleyici güçten bir şey kaybetmemiştir.
Düğmeye bir kere daha basılmıştır.
Taksim saldırısı bile MHP ile ilişkilendirilmeye çalışılmıştır.
Sinan Ateş cinayeti de FETÖ gibi gladyo örgütlerinin çalışmalarını iyi bilenlerce tipik bir MHP'yi zayıflatma planının parçasıdır.
Dink cinayetine benzemektedir, ergenekon tertibine benzemektedir.
bir cinayet işlersin öyle izler bırakırsın ki oklar MHP yönetimini işaret etsin...Algı bu yönde olsun.
Sinan Ateş'i zamanında görevden alan yönetim neden onu hem de seçime aylar kala öldürtsün.
MHP'nin muhaliflerini böyle alçakça tasfiye etme yöntemi olsaydı ayrılan ülkücülerden kaç kişi hayatta kalabilirdi, parti kuracak adam bulamazlardı herhalde, insanların zekasıyla alay eden bu imaların da FETÖ hesaplarınca servis edilmesi de arkasında kimlerin olduğunu gösteriyor.
Baktılar ki Sinan Ateş'in dirisini kullanamayacaklar, ölüsünü kullanıyorlar, HDPKK bile sahip çıkıyor!!
Bir cinayetten kim fayda sağlıyorsa arkasında o vardır, MHP yönetimi zarar gördü ama uzun vadede bunun bir tertip olduğu ortaya çıktıkça durum değişir ama seçime kadar MHP zarar görse yeter, muhtemelen bu tertipler bununla da sınırlı kalmayacaktır!
Av. Tarcan Ülük'ün aşağıdaki yazısı da bu minvalde okumaya değer:
SİNAN ATEŞ CİNAYETİ: DIŞ İSTİHBARAT DESTEKLİ FETÖ İŞİDİR...
“Her pis işi FETÖ’ye yıkmak alışkanlığı” kalıp sözü İle başlayan itirazların da kaynağı, peşinen ifade edelim FETÖ iltisaklı sosyal medya hesaplarının ve medya propagandasının sonucudur.
Zira Türkiye’de ki her pis işin ve kumpasın tamamı Siyonist,Müslüman kılıklı şeytan uşağı FETÖ işidir.
Aklı selim ile düşününce ve gözlemlediğimizde tablo şu: Ankara’nın göbeğinde,bir cinayet işleniyor ancak cinayeti işleyen ve işletenler o derece profesyonel! ancak acemice izler bırakıyorlar ki bıraktıkları izler MHP ve Ülkü Ocaklarını işaret ediyor.
Cinayetin ardından MİT’ten ve Emniyetten çok daha süratli!!! MİT ve Emniyeti de yönlendirecek şekilde : MHP ve Ülkü Ocaklarına hasım bir kısım gazeteciler ve sosyal medya hesapları cinayetin nasıl işlendiğine,faillere,faillerin hareketlerine dair ayrıntılı izahatları sosyal medyaya servis ediyorlar.
Ardından kamuoyu ve Ülkücü camiada mevcut MHP yönetimine ve ÜLKÜ ocaklarına vefasızlık,mafyacılık ithamları İle saldırı kampanyası başlatıyorlar.
Eski Ülkücü veya Ülkücü sıfatına haiz olduğunu iddia ettikleri kişilerin de MHP ve Ülkü Ocakları yönetimine yönelik suçlamalar İle birlikte, merhumun ailesi,çocukları ve cenazesi üzerinden yaratılan duygusal,insani ve üzücü havayı siyasal ranta profesyonelce çeviriyorlar.
MHPÜlkü Ocakları ve Cumhur İttifakı aleyhine yaratılan siyasal hava ABDABUK(CIAMI6MOSSAD) destekli PKKSosyalist örgütlerFETÖ iltisaklı hesaplar tarafından pompalanıyor...
Ardından 6’lı masa birleşenlerinin tüm sosyal medya destekçileri de aynı ağızdan MHP ve Ülkü Ocaklarını vefasızlık İle suçlarken,bu suçlamalarda doz arttırılıp MHP ve Ülkü Ocakları gayrı meşru yapılar ve cinayetin azmettiricisi olarak sosyal medyada ilan ettiriliyor.
İşte burada İFŞA oluyorlar...Bu cinayet buram buram FETÖ kumpası kokuyor.
Merhumun sağlığında ki faaliyetlerini destekleyen irade, o faaliyetlerden yeterli fayda sağlayamadığını görüyor. Öngörülebilir,sinsi bir senaryo kurgulayarak Merhumun infaz ettirerek ölümünden siyasal rant faydası sağlacakları ile pis kumpası devreye sokuyorlar .
Öyle ki Sosyal medyada polise,MİT’e gerek olmadan cinayet tartışılıyor ve çözülüyor.
İhale MHP ve Ülkü Ocaklarına bırakılıyor.
MHP ve Ülkü Ocakları bu derece iz bırakarak bir cinayet işletir mi?Mantığı var mı?
Merhum FETÖ iltisakı iddiası İle bir günde MHP ve Ülkü ocaklarından kovulmuş biri...
Bu sebepten ölümünün ardından MHP ve Ülkü Ocaklarının sessiz kalması doğal ve katilleri azmettiren FETÖ tarafından öngörülebilir bir durumdur.
MHP sessizliğini bozmazken, FETÖ ile iltisaklı siyasal parti mensupları,kurum ve medya temsilcilerinden MHP ve Ülkü ocaklarına yoğun bir sosyal medya saldırısı oluşmuş vaziyette.
Bu cinayetten kimin siyasal fayda sağladığına baktığınızda gerçek azmettiricileri bulursunuz.
Az hatırlayın daha üç dört ay önce Avrupa Birliği ülkeleri ve ABD’den Ülkü Ocaklarının faaliyetlerinin yasaklanması ve kapatılması İle ilgili talep ve adımlar kamuoyunu meşgul ediyordu.
Bugün aynı talepler, kendilerini Ülkücü olarak tanıtan ABD ve UK ile girift ilişkiler kurmuş çoğunlukla İYİ Partililerden ve benzer kesimlerden de geliyor.
Sinan Ateş’e MHP içinde bir takım faaliyet ödevi yükleyen irade ( bu faaliyetin nafile çaba olduğunu biliyor ve izliyorlardı) bu faaliyet ödevi ile elde edemeyecekleri siyasal sonucu, merhumun infaz ettirilmesi ile fazlası İle elde edeceklerini düşünerek; kamuoyunun gözünün içine sokacak tarzda ve alenelikte bir kurgu İle “işte bu cinayeti MHP idaresi azmettirdi” denilecek şekilde, infazı icra ettirmişlerdir.
Bizim gördüğümüz ne kadar Ülkücü düşmanı siyasal kişi,kurum,hesap varsa merhumun Cenazesi üzerinden ve katlinin sorumlusu olarak MHP ve Ülkü Ocaklarına aleni saldırmaktadır.
MHP ve Ülkü Ocaklarının;Merhumu kripto Fetöcü olmakla suçlayarak, çok ani bir kararla, derhal ilişkiyi keserek, MHP ve Ülkü Ocaklarından adeta kovdukları merhumun, öldürülmesi üzerine herhangibir tepki vermeyerek sesssiz kalacakları zaten öngörülebilir bir durumdur.
Bu sessizliği bir “vefasızlık” olarak kamuoyuna takdim eden malum çevreler, sanki merhum MHP ve Ülkü ocakları İle ilişkisini normal bir süreçte, bir bayrak değişimi gibi terk etmiş gibi lanse ediyorlar.
Oysa merhuma değer veren, senelerce üst düzey görev veren MHP ve Ülkü Ocakları, merhumun içeride kendilerine FETÖ adına ihanet ettiğine karar vererek, merhumla hukuklarını içlerinden kovarak sonlandırıldığı aylardır bilinen bir gerçeklik.
Dolayısı İle elbette bu cinayetin ailevi,bireysel ve insani boyutta işlenmesi herkesi üzse dahi kurumsal olarak bu cinayetten sonra MHP ve Ülkü Ocaklarının cenazeye sahip çıkmaması ve bu cinayeti kendi camialarına yönelik bir saldırı olarak değerlendirmeyecekleri ve sessiz kalacakları öngörülebilir bir durumdur.
İşte bu ilk anda ki sessizlik üzerinden konunun Ülkücü camia içindeki ön kabulünden habersiz kamuoyuna bir “vefasızlık” ardından “iç hesaplaşma” ve ardından MHP ve Ülkü Ocaklarının “gayrı meşru yapılar” gibi gösterilmesi planlıdır.
Bu plan için de üstelik MHP ve Ülkü Ocakları ile geçmişte bağı olmuş, kolay Manuple edilebilecek Yeni Çağ gazetesinde ki “boş istihbaratçı” gazeteci yada “Çiko” lakaplı Cemal Enginyurt gibi “çığırtkan siyasetçiler” eli ile yaratılacak siyasal,sosyal iklimin MHP ve Ülkü Ocaklarına zarar verilebileceği önceden öngörülebilir bir durumdur.
Nitekim olan da budur.
Bu cinayetin işlenmesi ve işlettirilmesinin MHP ve Ülkü Ocaklarına fayda sağlamadığı ve sağlamayacağı da izahtan varestedir.
Bu cinayetten FETÖ/CIA/Altılı Masa/PKK ve MHPÜLKÜ Ocakları hasımlarının sosyal ve siyasal fayda sağladıkları , Cumhur İttifakının,MHP ve Ülkü Ocaklarının da siyasal ve sosyal kamuoyu önünde siyaseten zarar gördüğü/göreceği öngörülebilir ve sabit bir durumdur.
Bu gerçeklikler karşısında sosyal medyaya servis edilen cinayetin işleniş şekli ile çözümlenmiş hali bu işin buram buram dış istihbarat destekli, FETÖ işi olduğunu bize göstermektedir.
Bu nedenle az sabır İle işin aslı nasıl olsa ortaya çıkacaktır.Dış istihbarat destekli FETÖ hücreler halinde saklanmayı beceren, kamufle olabilen bir örgüttür.
Rus Büyükelçisini yine kameraların gözü önünde, emniyet içindeki hücresi ile infaz ettirdiğinde bu konu daha da net anlaşılmıştı.
TSK içinde ki bir hücre faaliyeti ile de Rus uçağını, Türk uçaklarına düşürtecek TürkRus çatışması çıkartmak faaliyetlerini de hatırlayınız.
Cumhur İttifakının birleştirici milli gücü MHP ve onun milli, öz ruhu Ülkü Ocaklarının dış istihbarat destekli FETÖ operasyonu İle hedef alındığı o kadar açık ki ve aşina olduğumuz operasyonel tarza uyumlu ki başka yerde azmettirici ve fail aramak beyhude çabadır.
Her olumsuz işi FETÖ’ye havale etmek kolaycılığı İle suçlanmak dahi dış istihbarat destekli,medya propagandasıdır.Zira bu ülkede ki hertürlü pis işin baş müsebbibi FETÖ olmuştur/olmaktadır.
Müslüman kılığında ki bu siyonist,şeytan uşağı örgüt maalesef bir çok masumu çeşitli kılığa girerek kullanmış ve kullanmaktadır.
Ancak tuzak kuranların da tuzağı Cenabı Allah’ın yardımı,milletin feraseti ile bozulacak ve bozulmaktadır.
Türk’ün milli iradesinin vücut bulduğu milli siyasal kalesi MHP ve onun Türk Devlet aklını kullanan Bilge lideri Devlet Bahçeli ve MHP’nin öz ruhunun vücut bulmuş kurumsal tabanı Ülkü Ocakları bu saldırıyı da atlatacaklardır.
Türk’ün yükseliş yüzyılına set oluşturmak isteyenlerin sinsi planları Cenabı Allah’ın izni ile bozulacaktır.
Bilge lider Devlet Bahçeli’nin, Binlerce yıllık tecrübe ile oluşmuş Türk Devlet aklını, pratiğe döken siyasal bilgeliği ve önderliği ile,Türkün muhteşem inkişafı ve Türk yüzyılı engellemek amaçlı her tuzak bir bir bozulacaktır.
Bugün sebepsonuç ilişkisini kuramadan, FETÖ gazı İle teneke çalanlar,tam tam dansı yaparak,MHP ve Ülkücü Harekete saldıran gafiller,bi idrakler, Mankurtlar yarın çok pişman olacaklardır.
Hele kendisini Ülkücü ilan ederek MHP idaresini Ülkücü davaya ihanet etmekle suçlayan, cenaze üzerinden siyasal rant devşirme peşindeki iP gibi partilerin, partici piyonları utanç içinde olacaklardır ki ar damarları hala çatlamamış ise...
Netice de süreci emin şekilde izleyerek diyoruz ki...
VAR OLSUN ÜLKÜ OCAKLARI.
VAR OLSUN BÜYÜK TÜRK MİLLETİ.
KAHROLSUN TÜRKÜN DÜŞMANLARI...
Ne mutlu Türküm diyene...✨🇹🇷✨