Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, yeni tip koronavirüse (Kovid19) karşı geliştirilen virüs benzeri parçacıklara (VLP) dayalı inovatif aşı çalışmalarından birinin toksisite testlerinin yapıldığı tesisi ziyaret etti. Aşının Faz1 çalışmalarına geçilmesi için bu testlerin ara sonuçlarının çıkması gerektiğini belirten Varank, "İnşallah planladığımız şekilde bu ay sonunda veya şubat ayının başında bu test sonuçlarının olumlu olmasıyla, Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumunun (TİTCK) da onayıyla Türkiye'de bir aşı çalışması daha faz aşamasına geçmiş olacak." dedi.

Bakan Varank, TÜBİTAK'ın COVID19 Türkiye Platformundaki bazı aşı ve ilaç projelerinin toksisite testlerinin yapıldığı laboratuvardaki çalışmaları yerinde inceledi. ODTÜ Teknokent OSTİM Merkezi'ndeki Kobay Deney Hayvanları Laboratuvarı AŞ'yi ziyaret eden Varank, şirketin kurucusu Veteriner Hekim Begüm Buğdaycı Açıkkol'dan yürütülen çalışmalara ilişkin bilgi aldı.

Varank, buradaki incelemelerinin ardından yaptığı değerlendirmede, Kobay AŞ'nin Türkiye'nin ilk özel sektör GLP (iyi laboratuvar uygulamaları) sertifikalı laboratuvarı olduğunu söyledi.

Kovid19'un tüm dünyada bir sorun olarak ortaya çıkmasıyla, ülke olarak virüsle mücadele için bilimsel çalışmalar yaptıklarına işaret eden Varank, bu kapsamda Türkiye'deki bütün kabiliyetleri harekete geçirdiklerini vurguladı.

Varank, devam eden ilaç ve aşı çalışmalarının önemli bir ayağını toksisite testlerinin oluşturduğuna dikkati çekerek, "Bunları yapabilmeniz için birtakım standartları olan tesislere ihtiyacınız var. Araştırma Altyapılarının Desteklenmesine Dair Kanun'a dayalı İzmir Biyotıp ve Genom Merkezi'nde buna benzer bir altyapıya sahibiz. Sağlık Bakanlığımız da bu şekilde GLP sertifikası olan toksisite testlerini yapabilen bir tesise sahip ama biz gördük ki aslında Türkiye'de de bu alana yapılmış bir özel sektör yatırımı da var." diye konuştu.

Laboratuvarda gerçekleştirilen çalışmalara değinen Varank, şu bilgileri verdi:

"Virüs benzeri parçacıklara dayalı dünyadaki en inovatif aşı çalışmalarından birinin toksisite çalışmalarını GLP sertifikasını almış bu tesiste yapıyoruz. Bu aşıyla ilgili Faz1 aşamasına geçmek için bu testlerin ara sonuçlarının neticelenmesi gerekiyor. İnşallah planladığımız şekilde bu ay sonunda veya şubat ayının başında bu test sonuçlarının olumlu olmasıyla, TİTCK'nin de onayıyla Türkiye'de bir aşı çalışması daha faz aşamasına geçmiş olacak. Sağlık Bakanlığımız da konuyu çok sıkı takip ediyor."

"BİLİMSEL ALANDA BÜYÜK KABİLİYETLERİMİZ VAR"
Varank, tesisin bir genç girişimcinin fikriyle ortaya çıktığını ifade ederek, "Türkiye'de özel sektörün böyle stratejik bir alana yatırım yapmış olması, dünyadan bu firmayla çalışmak için tekliflerin gelmesi benim de merakımı cezbetti. Bu tesisleri gördüm, GLP sertifikalarını almalarından dolayı kendilerini tebrik ettim." değerlendirmesinde bulundu.

Türkiye'nin bilimsel alanda büyük kabiliyetleri olduğunu, bunun aşı ve ilaç çalışmalarında görüldüğünü vurgulayan Varank, şunları kaydetti:

"Türkiye'deki hep beraber ayağa kaldırdığımız kapasiteyle beraber önümüzdeki dönemde ülkemizi sağlık alanında da güçlü bir ülke olarak görebileceğiz. Ankara'da böyle bir tesisin bulunmasından ve bir genç girişimci tarafından hayata geçirilmesinden memnuniyet duyuyorum. Burada diğer aşı çalışmalarıyla ilgili de testler yapılıyor. Böyle tesislerin sayısını artırarak tüm Türkiye'ye ve bölgeye hizmet etmeye devam edeceğiz."

"TÜRKİYE'NİN İLK DENEY HAYVANI İHRACATINI GERÇEKLEŞTİRDİK"
Begüm Buğdaycı Açıkkol da "Türkiye'de Deney Hayvanı Üretim ve Araştırma Laboratuvarını Kurmak Projesi" ile "Bir Fikrin mi Var?" yarışmasında birinci olduğunu söyledi.

Özel sektörün ilk deney hayvanı üretim laboratuvarını 2008'de kurduğunu dile getiren Açıkkol, bir yıl sonra da TÜBİTAK desteğiyle ArGe çalışmalarının yapılabileceği Yerel Etik Kurul kapsamında araştırma laboratuvarını kurduklarını bildirdi.

Açıkkol, ulaşılamayan deney hayvanlarıyla ilgili ithalatları araştırmacıların hizmetine sunduklarına işaret ederek, "Türkiye'nin ilk deney hayvanı ihracatını da Uruguay'a gerçekleştirdik. Macaristan'da bir ilaç firmasına Türk malı farelerin lisanslarıyla birlikte ihraç edilmesini ve çalışmalarda kullanılmasını sağladık." dedi.

Daha sonra iyi laboratuvar uygulamalarına odaklandıklarını vurgulayan Açıkkol, şöyle konuştu:

"Altyapımızı 2017'den beri bu konuyla ilgili geliştirdik. Aşı çalışmaları başladığında da Türk Akreditasyon Kurumuna (TÜRKAK) başvurumuzu yaptık. GLP kapsamında değerlendirilen çalışmalarımızla ilgili geçirdiğimiz denetimlerin ardından sertifikamızı aldık. Kronik toksisite, tekrar doz toksisite, invitro ve invivo GLP çalışmalarıyla bu alanda da hizmet vermeye başladık."

"İNSANLAŞTIRILMIŞ FARELERDE YURT DIŞI BAĞIMLILIĞINI ORTADAN KALDIRMAYI HEDEFLİYORUZ"
Açıkkol, Kovid19'a karşı 4 aşı ve bir ilaç çalışmasının deneylerinin kendi laboratuvarlarında sürdüğünü belirterek, şu ifadeleri kullandı:

"Yeni onaylanan TÜBİTAK projemiz kapsamında Prof. Dr. Güneş Esendağlı ile 'hümanize' fare üretimi gerçekleştireceğiz. Türkiye'de üretilen ve araştırmacıların hizmetine sunabilecek insanlaştırılmış fareler üreteceğiz ve araştırmacılar çalışmaları sonrasında geliştirdikleri aşıları bu fareler üzerinde denediklerinde insan gibi yanıt alabilir hale gelecekler. Bu konuda yurt dışı bağımlılığını tamamen ortadan kaldırmayı hedefliyoruz. Yüksek maliyetlerle ithal edilen bu fareleri düşük maliyetlerle araştırmacıların hizmetine sunacağız."

Kanser çalışmalarında kullanılan "nude" farelerin de üretimini yaptıklarını söyleyen Açıkkol, "Biz büyük bir üretim kapasitesine sahip olmadan önce nude fareler yurt dışından ithal ediliyordu. TÜBİTAK projemiz kapsamında nude farelerin üretimi, bakımı ve ArGe çalışmalarıyla ilgili bir altyapı oluşturabildik. Yaklaşık 10 yıldan beri nude fareleri hem Kobay AŞ'de gerçekleştirilen araştırma çalışmalarında hem de diğer üniversitelerdeki araştırmacıların hizmetine sunulabilir hale getirdik." dedi.

Açıkkol, Bakan Varank'a ziyareti ve desteklerinden dolayı teşekkür etti.