İçişleri Bakanı , katıldığı bir televizyon programında gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

Dün tanıtımı yapılan "Türkiye'nin Otomobili"ni nasıl bulduğuna ilişkin soru üzerine Bakan Soylu, programa katılamadığını belirterek, "Gönlümüz, aklımız o günün ortaya çıkaracağı enerjideydi. Tabii mükemmel, muhteşem, hayallerimiz... Çok uzun yıllardır Türkiye'nin ertelemek zorunda kaldığı ve gücünü yakaladığında da ertelemediği, milletimizle buluşturduğu bir hayal." değerlendirmesinde bulundu.

"Türkiye'nin Otomobili"nin İçişleri Bakanlığı açısından da önemli olduğunu vurgulayan Soylu, "Çünkü hem İçişleri Bakanlığı hem de polis ve jandarma olarak bu konularda en çok alıcılardan bir tanesiyiz." diye konuştu.

Bakan Soylu daha sonra "Türkiye'nin Otomobili"nin jandarma ve emniyetin logolarının giydirilmiş versiyonlarını yayında göstererek, "Almak için sabırsızlanıyoruz." ifadesini kullandı.

"Türkiye'nin Otomobili"ne yönelik eleştirilere ilişkin görüşü sorulan Bakan Soylu, şunları söyledi:

"Milletimizin bundan çok mutlu olduğu aşikar. Bundan mutlu olunmaz mı? Bundan mutlu olunur. Tabii CHP'deki arkadaşımızın yaklaşımı, zannediyorum kalıtımsal bir şey. Bu, doğru bir şey değil. Bunu dönüştürmek lazım. Biz, iyide, güzelde, doğruda rekabet etmeliyiz. CHP yöneticilerine bizim tavsiyemiz; 'Biz çok daha iyiyi yapacağızı, biz daha kısa zamanda yapacağızı, daha az maliyetle daha güzelini yapacağızı, daha çok ihraç edeceğizi' önermeleridir. Yeni dünya bu.

Sezai Temelli'ye söyleyeceğim bir tek şey var. O, 'pil' deyince, el yapımı patlayıcı, C4 ile ilgili yapılan patlayıcıdan anlar. Bu, elektrikli, pilli arabalardan anlamaz. Onun alanı da değil. Onun için onlarla öyle bir tartışmayı yapmanın çok büyük bir anlamı yoktur. Onların hangi alanlarda ihtisas gösterdiği apaçık ortada."

. "NARKO TERÖR KAPSAMINDA BU YIL 43 MİLYON KÖK KENEVİR YAKALADIK"

Bakan Soylu, Türkiye'deki teknolojik dönüşüm nasıl bir fark yarattığına ilişkin soru üzerine, teknolojik dönüşümün devletin verimliliğine katkısı olduğunu belirtti.

Özel sektörün çok güçlü katma değer ürettiğini, verimliliğinin çok yüksek olduğunu, müşteri memnuniyeti denilen süreci de özel sektörün çok iyi yönettiğini, en ufak bir tıkanıklıkla karşı karşıya kaldığında tedbir aldığını ifade eden Soylu, "Ama devletler çok daha ağır yapılardır. O zaman şöyle bir problem ile karşı karşıyayız; özel sektör bu kadar sıçrar, bu kadar iyi bir noktaya gider, devlet o ağır ve hantal yapısını devam ettirirse, sunduğu hizmetlerde vatandaş memnuniyetini sağlayamazsa, bu sefer devlet itibar kaybeder. Belki de 21. yüzyılın temel problemlerinden biri buydu. Devletler de çok atik bir şekilde bilişimden istifade eden, bütün su süreçleri iyi yönetebilen bir anlayışı ortaya koydular ve koymaya çalışıyorlar." diye konuştu.

Bir günde 204 bin kimlik, pasaport ve ehliyet vererek nüfus idaresinde rekor kırdıklarını anlatan Soylu, bu belgelerin 2,5 günde vatandaşın evine ulaştırıldığını söyledi.

Bakan Soylu, Türkiye'nin imkanlarının çok geliştiğini ifade ederek, "Bu yıl 31 bin saat İHA ve SİHA'larımız uçmuş. Bu, sadece İçişleri Bakanlığına bağlı 49 İHA VE SİHA. Burada, terör örgütlerine karşı veya karşı karşıya kaldığımız güvenlik risklerine karşı mukayeseli bir üstünlük sağlıyoruz. İHA ve SİHA'ların bize sağladığı üstünlük, saha hakimiyetidir ve alan hakimiyetidir, terör örgütünün hareketsizliğini sağlamasıdır. En önemlisi İHA ve SİHA'lar ile yaptığımız hiçbir operasyonda bugüne kadar şehit vermedik. Bunlar bizi hem içeride ve hem dışarıda çok önemli bir güce sevk ediyorlar." diye konuştu.

Bakan Soylu, PKK'ya yönelik operasyonlara ilişkin, "Son iki yılda 600 telsiz ele geçirdik, 2 bin 700 barınak ve sığınaklarını yok ettik. Sadece bu yıl 70 tonun üzerinde gıda malzemesi ele geçirdik." dedi.

Narko terör kapsamında bu yıl 43 milyon kök kenevir yakaladıklarını anlatan Soylu, bunun piyasa değerinin 15 milyar lira olduğunu belirtti.

"AVRUPA VE TÜRKİYE'Yİ HEDEF HALİNE GETİRİYORLAR "
Bakan Soylu, narkotik, kaçakçılık ve insan ticaretini terör örgütlerinin finansal ayağı görmek gerektiğini vurgulayarak, şunları kaydetti:

"Narkotikte etkin bir sonuç oldu bu sene. Biz, uzun yıllardan beri AB raporları içinde bunun PKK tarafından yapıldığını ifade ettirmek istiyorduk. Hep, Türkiye'nin tezlerine vurgu yapılarak bir sonuç oluşturuldu. İlk kez AB, PKK'nın bu narko terör operasyonlarının ve uyuşturucu şebekelerinin bizatihi yöneticisi olduğunu, Avrupa'da önemli bu konuda bir çember oluşturduğunu çok net ifadelerle ortaya koydu. Çünkü onların da canı yanmaya başladı.

Hem Avrupa'dan ticareti alıp özellikle Körfez ülkelerine kimyasal ve sentetik uyuşturucu götürmeye çalışıyorlar hem de doğudan alıp, Avrupa ve Türkiye'yi hedef haline getirerek afyon, esrar, eroin üzerinden bir üretim ortaya koymaya çalışıyorlar. 20152016'da uyuşturucuya bağlı ölümler 500'dü. 2017'de bütün dünyada birden arttı. Ciddi bir çalışma içine girdik 940'lardan 657'ye düştü bu sayı. Bu yıl da geçen yılın aynı aylarıyla karşılaştırdığımızda yüzde 40 daha aşağıdayız. Bizim bu açıdan ciddi bir mücadelemiz söz konusu. Özellikle terör örgütlerinin oluşturduğu narko terörden başlayan finans operasyonlarını ciddi şekilde gerçekleştiriyoruz."

"YURT İÇİ TERÖRİST SAYISI 500550"
PKK'ya katılımın sürüp sürmediğine ilişkin soru üzerine Bakan Soylu, Türkiye'de yurt içi terörist sayısının 500550 olduğunu söyledi.

Bakan Soylu, terör örgütüne katılımda 20122014 yılları arasında yükseliş olduğunu belirterek, "5 bin 558 rakamına kadar katılım geliyor. Ne zaman geliyor? Çözüm sürecini istismar edip 'Silahları bırakacağız' diye dünyaya, Türkiye'ye teminat verdikten sonra tam tersi arkadan dolanıp, terör örgütünü kuvvetlendirmeye çalışan bir anlayış ortaya koyuyorlar. 5 bin 558, 3 bin 884, 713... Ne zaman bu azalış? Çukur, barikat olaylarından sonra yani Türkiye yeni bir güvenlik konseptine döndükten sonra artı 15 Temmuz'dan sonra. Hem 15 Temmuz hem de çukur, barikat olaylarından sonra Türkiye yeni bir güvenlik konseptine döndü." değerlendirmesinde bulundu.

Bu yıl Türkiye içine gelen terörist sayısının 260 civarında olduğunu aktaran Soylu, "500550 arasındaki teröristin hepsi bu yıl başında Türkiye'de yoktu. Her şeyi adım adım takip ediyoruz. En ufak bir iz bulalım yeter ki. Hakkari, Şırnak sınırı, bizim için büyük bir problemdir. Bu sınırları çizenler, Türkiye'nin başını belaya koymak için zamanında çizip, Türkiye'ye bırakmışlar." dedi.

Soylu, terör örgütünün bugün umudunun kesildiğini çünkü haberleşemediklerini, geçen sene ile bu sene arasındaki telsiz görüşmelerindeki oranın üçte bir olduğunu anlattı.

"BU YIL, AÇLIKTAN HEDER OLACAKLAR"
PKK terör örgütüne yönelik, "Bu yıl, açlıktan heder olacaklar. Çünkü hem barınak ve sığınaklarda çok iyi gıda malzemeleri ele geçirdik hem de şehir ve köylerle irtibatlarını kesebilmek için çok ciddi tedbirler aldık." diye konuşan Soylu, çözüm sürecine ilişkin soru üzerine, sözlerine şöyle devam etti:

"Devletin iki eli vardır. Bu ellerden biri demir yumruktur, diğeri de kadifedir. Devlet bu ikisini de bütün dünyada kullanır. Biz, son 25 yılda iki önemli iş yaptık. Bunlardan biri Kıbrıs'ta Annan Planı'dır. Türkiye ikinci önemli adımını da çözüm sürecinde atmıştır. Madem siz, silah bırakmayı kabul ediyorsunuz, evet biz sizin silah bırakmanızı gözetelim. Şimdi, bu süreç içinde devlet sabretmiştir hem de büyük ölçüde sabretmiştir."

Diyarbakır annelerinin, dağa kaçırılan çocuklarına kavuşma ümidiyle HDP İl Başkanlığı binası önündeki "evlat nöbeti"ne dikkati çeken Soylu, "Bence bir yüzleşme var. Hepimizin yüzleştiği bu çıplak gerçekle, bugün oradaki Kürt vatandaşlarımız ve kardeşlerimiz de aynı şekilde yüzleşiyorlar." diye konuştu.

Soylu, annelerin çocuklarının oradan gittiğini bildiği için HDP İl Başkanlığı önünde beklediğini anlatarak, devletin uzun yıllardır verdiği mücadele hakkında şunları söyledi:

"Diyarbakır Barosu diye bir baro var. Bunlar hukuk okumuş insanlar. Her türlü meseleye itiraz ederler, yanınızda dibinizde yanı başınızda PKK'dan mağdur olmuş anneler var. Diyarbakır ticaret, sanayi odası... Ne odası ise... Ne yapmışlar, ne koymuşlar ortaya? Ödleri kopuyor. Annelerin ödleri patlamıyor. Annelerin ortaya koydukları, 1314 yaşında sonra... Yarınlarda Türkiye'yi sarsacak elimizde birtakım şeyler var. Bu çocuklara nasıl davrandıklarına yönelik. Bunları paylaşıp paylaşmamada arkadaşlarımızda değerlendirme yapıyoruz. İğrenç insanlar bunlar. Hem yapmışlar hem de videoya almışlar. İğrenç insanlar. Terör örgütü PKK, sadece bir ülkenin bir bölgesine yönelik kendine ait bir süre. ortaya koymaya çalışmıyor. Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerimiz, inanç ve kültür merkezimizdir. Türkiye'de, din, anlamda da en güçlü alanlardan birisidir. Yapmak istedikleri çok net. Onu oradan sıyırıp almak istiyorlar. O güçlü yapıyı, kurtuluş mücadelesinde, Çanakkale'de... Savaşa gitmekten daha büyük bir ortak yolculuk var mı? Ortak bir kader var mı? Bir millet olmanın en önemli timsallerinden biridir bu. Cumhuriyeti de beraber kurduk."

PKK'nın dinsiz bir örgüt olduğuna dikkati çeken Soylu, örgütün Batı'yla entegrasyonun en önemli motivasyonunun da bu olduğunu kaydetti.

Soylu, PKK'nın Batı'yla ilişkisinin diğer bir yönünün de kadınlar olduğunu dile getirerek, "Batı'yı bir 'Kadınları özgürleştireceğiz.' diye avladılar. Sekülerleşme üzerinden Batı'yla kendilerine ait bit paydaşlık kurmaya çalıştılar." dedi.

Terörle mücadele ikna çalışmasının önemine işaret eden Soylu, şunları söyledi:

"Hem jandarma hem de emniyet şu anda ortak gittikleri de dahil 6 bin aileyi sürekli ziyaret ediyorlar. Yurt dışında bulunan, örgüt içerisinde bulunan çocuklarının Türkiye'ye gelmesini istiyorlar. Burada da çok başarılı olduk. Suriye'de, Irak'ın kuzeyinde... Bu yıl terör örgütüne 125 kişi katıldı şu ana kadar. Bu yıl iknayla ailelerle beraber Türkiye'ye adalete teslim edilen terörist sayısı 266'ydı bugün öğlene kadar. Şimdi iki kişi daha geldi 268 oldu. Terör örgütü Türkiye'den oradaki yapıdan oluşturmaya çalıştığı iklimden ancak 125 kişi... Zeytin Dalı Harekatı'na rağmen, Barış Pınarı Harekatı'na rağmen... Bunların her biri terör örgütünün kendi ivmelenmesini sağlayacak işler olabilir, terör örgütü açısından. Buna rağmen 125 kişi. Biz kaç kişiyi söktük getirdik? 268 kişi. Tamamen bilimsel temellere oturtulmuş her birinin kitabı değeri, eğitimi var. Arkadaşlarımız başarılı şekilde bunu sağlıyorlar."

İçişleri Bakanı Soylu, HDP'li belediyelere kayyum atanması hususunda yöneltilen soru üzerine şu değerlendirmelerde bulundu:

"Bütün HDP il binalarını terör örgütlerine adam alma merkezi olarak kullandılar. Belediyeleri ne olarak kullandıklarını hepimiz gördük. Çukur olaylarında arabalarından tutun kepçelerine kadar, insanlarına ve paralarına kadar... Geçen gün Amedspor hakkında bir şey söyledim. Bana yine kızdılar. Birisi bu lafı söyleyecek. Ne kadar kızarlarsa kızsınlar. Ben devlet millet adına gerçekleri söylemeye devam edeceğim. Cemil Bayık belediyelere talimat verdi. Bu bizim istihbari bilgimiz. 'Amedspor'u destekleyeceksiniz, para göndereceksiniz.' dedi. Bu talimatı kim veriyor? Terör örgütü mensubu. Ben Amedspor'a müfettiş ve denetmen gönderdim. Tam da Cemil Bayık'ın dediği çıktı. Büyükşehir Belediyesi, Silvan Belediyesi, Tam 4 belediye söylediği tarihler içerisinde para göndermiş. Bu ilişkiyi yok göremeyiz."

"HDP milyonlarca oy aldı ve Meclis'te grubu bulunan bir parti, bunu PKK yönetiyorsa neden Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı işlem yapmıyor?" şeklindeki soru üzerine Soylu, "Onun meselesi. O hukukun ve yargının meselesi. Bana bazen de kızıyorlar. Ben Anayasa Mahkemesi ile aynı gözlükten bakmıyorum. Bakmak zorunda mıyım? O zaman niye yasama, yürütme, yargı var. Ben yürütmenin bir temsilcisiyim." dedi.

Soylu, yabancı teröristlerin iadesine dair son durum hakkında şunları söyledi:

"3069 DEAŞ'lıyı kim öldürdü? Hem de Avrupa'nın DEAŞ tehdidinden bizim DEAŞ tehdidimiz çok yüksek. Buradalar. Biz de tarlayı sürme imkanları Irak'ta Suriye'de Tunus'ta Afganistan'da Pakistan'da buralarda tarlayı sürme imkanları daha yüksek. Ama buna rağmen Avrupa sanki burada tertemiz. Bu meseleyi bizim üzerimize ve İslam ülkeleri üzerine yıkmak için çabaları söz konusu. Şimdi de bunların bin 200 civarına cezaevinde, geri gönderme merkezlerimizde 980, bizim gözetimimiz altındaki Fırat Kalkanı bölgesinde 287 civarında DEAŞ'lı var. 'Bunları istemiyoruz. Vatandaşlıktan çıkardık' dediler. Yok öyle bir şey. İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi, BM kararları açık, Güvenlik Konseyi kararları, geri kabul anlaşmalarımız açık. Bunları size göndeririz, yoksa sizi rezil ederiz. Açık açık söyledik."

Soylu, yıl başından beri 778 teröristin ülkelerine gönderildiğini belirterek, temelde Türkiye'nin Avrupa'yı gözeten bir çalışma yaptığını anlattı.