RIDVAN Dilmen’in, kişisel saldırı üzerine FETÖ’cüler diye isim isim NTV ekranlarından haykırdığı isimler üzerinden "aaa spor basınında neler olmuş neler" polemikleri başladı.

KİM FETÖCÜ KİM DEĞİL?

Rıdvan Dilmen’i izlerken, futbolun en etkili bu isminin anlattıkları şaşırtmadı çünkü zaten her şey göz önünde oldu. Eksen kayması sonucu ikbal peşinde koşanların küçük hesapları, güçlerini kaybedince ya da güçlenince çatışmasından başka bir şey değil.

Uzun yıllardır spor basınının içindeyim. Gazeteciliğe Aydınlık ve Ulusal Kanal’da başladım. En önemli haberlerim olarak adlandırabileceğim içerikler, 2005’ten itibaren yaptığım FETÖ’nün futbolda yapılanması haberleri ve röportajlarıydı.

Dolayısıyla bu birikimle ve uzun yıllardır yaptığım gözlemlere dayanarak bu tartışma için şunları ifade edebilirim: Rıdvan Dilmen’in çıkışıyla birlikte bugün adı geçenlerin çoğunun bir dönem bilerek ya da bilmeyerek 3 Temmuz kumpasında FETÖ'nün peşine takıldıkları gerçeği ortada. Bununla birlikte, attıkları 23 tweetten yola çıkarak bu kişilere FETÖ’cü denemez. Ancak, ikbalci denir.

KÜTAHYALI VE BARANSU 

Özellikle 3 Temmuz kumpasından sonra spor basını içinde de ünlenen ve itibar gören 2 kişi var. Biri "Zekeriya Öz’ün heykeli dikilecek" diyen Rasim Ozan Kütahyalı, diğeri de FETÖ’nün tetikçisi Mehmet Baransu.

Kütahyalı, televizyonlarda "uzman(!)" sıfatıyla FETÖ’nün kumpasını savunan ve belli ki bu operasyon içinde kullanılan bir isimdi. Spor programlarına başlatıldığı tarih, futbola FETÖ operasyonunun dalga dalga geldiği dönemlere rastlar. Kumpaslar ortaya çıkıp, FETÖ’ye darbe vurulunca öz eleştiri yapmaya başladı. Ahmet Çakar ve Erman Toroğlu gibileri de bu adamın kuyruğuna takıldılar. 

KULLANIŞLI BARANSU 

Tıpkı Ergenekon ve Balyoz’da olduğu gibi 3 Temmuz kumpasında da FETÖ için en kullanışlı adam Baransu oldu. Arşivler, Baransu’nun spor basınında FETÖ hesabına nasıl çalıştığına dair onlarca örnekle dolu. 

KİM KARŞI ÇIKTI?

Bugünlerde spor basınında unutulmaması gereken iki kişi var. Bu kişiler futbolda FETÖ yapılanmasına 20062007 yıllarından itibaren karşı duran, yazan ve konuşan isimler: Milliyet yazarı Ercan Güven ve spor yorumcusu Adnan Aybaba.

Ercan Güven, o yıllarda Aydınlık’ın yaptığı futbolda FETÖ karşıtı haberleri köşesine taşıyıp yorumladı ve başta Zaman olmak üzere FETÖ’cülerin hedefi oldu. Diğeri, 2007 yılında Fethullah Gülen ve Abdullah Gül’ün ortak operasyonuyla Ertuğrul Sağlam’ın Beşiktaş’ın başına hoca yapıldığını anlatıp Aydınlık’a manşet olan Adnan Aybaba... Hatta bu konu Fethullahçılar için o kadar önemliydi ki, o dönem Ertuğrul Sağlam Beşiktaş’tan gönderilince, bu gelişme Zaman Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı'nın çok ağırına gitmişti. Köşesini buna ayırıp, Beşiktaş’ı bıraktığını anlatmıştı! 

Aybaba durmadı, devam etti. 3 Temmuz’da olanların bir şike operasyonu değil kumpas olduğunu, ilk günden itibaren FETÖ’nün hesabına çalışan Kütahyalı ve Baransu’nun yüzüne çeşitli ekranlarda söyleyen kişidir.

Bu olayların üzerinden yıllar geçti. Bugün iyi olan şey, basındaki önemli isimlerin Fetullah'ın gerçek yüzünü görüp bu örgütü lanetlemesidir. Bu da bir gelişimdir.

Aydınlık