TEVFİK KADAN

Dünyanın en büyük 5 buğday ihracatçısından biri olan Ukrayna, Avrupa'nın "ekmek sepeti" olarak adlandırılıyor. Ukrayna'nın gıda ihracatının en az yüzde 80'ini tahıl oluşturuyor ve bu alanda da dünyanın ilk 10'unda yer alıyor. Fakat Rusya'nın Ukrayna'daki özel askeri operasyonun başlamasıyla birlikte, Ukrayna'dan tahıl ithalatı konusunda önemli sorunlar yaşanıyor. Birleşmiş Milletler Dünya Gıda Programı, Ukrayna’da limanların açılmaması halinde “kıtlık ve zorunlu kitlesel göç” yaşanabileceği konusunda uyarıyor. Sorunun temel nedenleri arasında Ukrayna'nın mayınlarından tutun neonazilerin ticari gemileri kalkan olarak kullanmasına kadar oldukça çeşitli gerekçeler bulunuyor.

KARAYOLU VE DEMİRYOLU ALTERNATİFLERİ MALİYETLİ

Avrupa Birliği ülkeleri de uzun süredir gıda krizini aşmak için alternatif yollar üzerine kafa patlatıyor. BM ve Avrupa Konseyi'nde üst üste düzenlenen toplantılardan ise henüz bir sonuç çıkmış değil. Denizyolu dışında demiryolu ve karayolu ile tahılı ithal etme planları oldukça uzun erimli ve maliyetli bulunuyor. Bu konuda bilgi veren Ukraynalı Tarım ve Ticaret Genel Müdürü Roman Slaston, “Tekerlekler arasında dar bir açıklık bulunan Avrupa tipi vagonlardan yoksunuz. Kendi tekerleklerimizi de Avrupa Birliği standartlarına uygun şekilde değiştirme kapasitemiz yok.” diyor.

Bu nedenle Ukrayna'dan yola çıkan tahıl dolu vagonların sınırı geçtikten sonra boşaltılıp Avrupa tipi vagonlara yüklenmesi gerekiyor.

Ukrayna Ulusal Tarım Forumu Direktörü Mariia Dudikh de, 14 milyon ton mısır ve 4 milyon ton buğday olduğunu tahmin ettikleri mevcut tahıl stoklarını ihraç etmenin 24 ay süreceğini söylüyor. Sahadan gelen bilgilere göre şu an AB ile olan tüm sınırlarda tahıl dolu vagonlar uzun kuyruklar oluşturmuş durumda ve bekleme süreleri 20 güne kadar ulaşıyor.

Dudikh, Kiev ile AB bakanları arasında Ukrayna'dan Litvanya'nın Klaipėda Limanı'na giden yeni bir demiryolu inşa etme planının tartışıldığını, ancak konferansa katılanların bu fikre pek hevesli olmadığını, demiryolu inşasının yıllar alacağını düşündüklerini söyledi.

Operasyondan önce Ukrayna, Karadeniz üzerinden ayda yaklaşık 5 milyon metrik ton tahıl ve 700 bin tona kadar ayçiçek yağı ihraç ediyordu.

RUSYA İLK ADIMI ATTI

Rusya ise geçen hafta gıda krizinin önüne geçebilmek için denizde bir güvenli koridor açtığını duyurarak, krize yönelik en önemli adımı attı. 25 Mayıs'ta açıklama yapan Rusya Savunma Bakanlığı Ulusal Savunma Kontrol Merkezi Başkanı Mihail Mizintsev, Karadeniz ve Azak Denizi'ndeki limanlardan sivil gemilerin güvenli çıkışı için iki deniz koridoru açtıklarını duyurdu.

Mizintsev, “Karadeniz'de; 80 mil uzunluğunda ve 3 mil genişliğinde Ukrayna karasularından güneybatı yönünde Herson, Mıkolayiv, Çernomorsk, Oçakov, Odessa ve Yujniy (Güney) limanlarından çıkış için koridor açtık. Azak Denizi'nde; Mariupol limanından çıkmak için 115 mil uzunluğunda ve 2 mil genişliğinde Karadeniz yönünde koridor açtık.” ifadelerini kullandı.

26 Mayıs'ta da yine Mizintsev, açılan koridorun 139 mile çıkarılarak uzatıldığını bildirdi. Karadeniz'deki mayınları da temizlediklerini duyuran Rus tarafı, güvenli seyrüsefer şartlarının sağlanmasının ardından Mariupol limanından 5 yabancı yük gemisinin ayrıldığını açıkladı.

Kiev yönetiminin limanlardaki gemilerin güvenli çıkışını sağlama sorununu çözmek için yabancı devletlerin ve armatör şirketlerin temsilcileri ile görüşmekten kaçtığını da vurgulayan Mizintsev, Rusya'nın Karadeniz ve Azak Denizi'nde sivil seyrüsefer güvenliğini sağlamak için bir dizi tedbirler aldığını sözlerine ekledi.

UKRAYNA SORUN ÇIKARIYOR

Ukrayna tarafı ise Rusya'nın koridor hamlesine tepki gösteriyor. Konuyla iligi açıklamada yapan Ukrayna Ekonomi Bakan Yardımcısı Taras Kachka, Rusya'nın Karadeniz'de taşımacılığın yeniden başlaması için Ukrayna limanlarına ablukayı kaldırma teklifinin “medeni dünyaya karşı açık bir tehdit” olduğunu ileri sürdü ve “Karadeniz'de gemi seferlerinin yeniden başlaması güvenliğin sağlanmasına bağlı. Ticaret, üçüncü ülkelerin garantileri olmadan, sadece Rusya'nın açıklamalarına güvenilerek başlatılamaz.” ifadelerini kullandı.

Ukrayna Dışişleri Bakanı Kuleba da gemilerin güvenli şekilde Ukrayna limanlarından çıkmaları için atılacak adımların, Rus güçlerinin limanlara girmelerine ve Odessa'ya saldırmalarına imkan vermeyeceğinin güvencesini istediklerini söyledi.

Aydınlık, geçen haftalarda Ukrayna’nın Odessa’ya bir operasyonu engellemek için yabancı gemilerin limanlardan ayrılmasına izin vermediğini ortaya çıkarmıştı. Haberdeki bilgilere göre Odessa limanından ayrılmasına izin verilmeyen gemilerden 21 tanesi Türklere aitti. Aydınlık'a konuşan kaynaklar, “Ukrayna denize bıraktığı mayınları gerekçe göstererek ‘tehlike var’ gerekçesiyle gemilerin ayrılmasını istemiyor. Rusya güvenlik koridoru açtı ama yine izin vermiyorlar. Ama asıl amaç başka. Yabancı gemiler ayrılsa Ukraynalılar açık hedef haline gelecek ve Odessa kısa sürede düşecek. Bu nedenle Türkleri 21 gemisinin de aralarında bulunduğu yabancı gemilere izin vermiyorlar. Türk gemilerinin bekletilmesinin bir nedeni de şu: Ruslar Odessa’ya operasyon başlatır ve Türk gemilerini vurursa TürkRus ilişkilerinde gerginlik çıkacağı hesaplanıyor.” bilgisini paylaşmıştı.

TÜRKİYE NATO'YA SICAK BAKMIYOR

Avrupa Birliği'nin gıda krizini aşmak için NATO'nun devreye girmesini istediği konuşuluyor. Fakat NATO savaş gemilerinin Karadeniz'e girerek bir güvenli koridor açmasının Rusya ile olası bir gerginliği tetikleme riski yüksek. Bu nedenle özellikle Karadeniz'e kıyıdaş üç NATO ülkesinin (Türkiye, Romanya, Bulgaristan) bu görevi üstlenmesi talep ediliyor. Nitekim Rus savaş gemilerine Boğazları kapatan Türkiye'nin, NATO gemilerinin Karadeniz'e girmesine de sıcak bakmadığı belirtiliyor.

Yunan basınında gelişmelerle ilgili çıkan bir haberde, “Edinilen bilgilere göre önümüzdeki günlerde Karadeniz'de bir deniz misyonu başlatılması konusuna ilişkin görüşmeler yapılacak. Fakat Avrupa, Türkiye'nin savaş gemilerinin geçmesine izin vermeyeceğini biliyor. Bu bağlamda, Bulgar ve Rumen donanmalarına ait gemilerin bu amaçlarla görev alması muhtemel. Aynı zamanda AB, Türkiye'den savaş gemilerini Ukrayna kıyılarına göndermesini isteyebilir.” değerlendirmesi yer aldı.

“Giderek daha fazla ABD'li milletvekili, Rusya'nın deniz ablukasını aşmak amacıyla Biden hükümetini Karadeniz'de bir koridor inşa etmeye zorluyor.” denilen haberde, bu konuda “Karadeniz'in anahtarı Türkiye'nin elinde ve ABD yine Türkiye ile müzalere etmek zorunda kalacak.” ifadeleri kullanıldı.

TÜRKİYE SICAK BAKIYOR

Karadeniz'de bir güvenli deniz koridoru açılması için Türkiye de görüşmelerine başladı. Önceki gün hem Putin hem Zelenskiy ile görüşen Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, Ukrayna tarım ürünlerinin deniz yoluyla ihracı için güvenli koridor oluşturulması projesine bilhassa önem atfettiği belirtildi. Erdoğan, Rusya, Ukrayna ve Birleşmiş Milletler'in iştirakiyle oluşturulacak Kontrol Merkezi'ne katılmaya ve merkeze İstanbul'da ev sahipliği yapmaya ilke olarak olumlu baktıklarını dile getirdi.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu da dün yaptığı açıklamada, Rus mevkidaşı Sergey Lavrov'un Karadeniz'de buğday ihracatı krizini de kapsayan bir güvenlik koridorunun açılması konusunu görüşmek üzere 8 Haziran'da Türkiye'ye geleceğini duyurdu.

Aydınlık