CHP’nin bir dış politikalar sözcüsü vardır. Astana sürecine karşıdır. TürkiyeRusya İran ne vakit bir araya gelse açıklamalar yapar. ABD ile Astana ve Soçi süreçleriyle ilgili de bilgi paylaşımında bulunulmasını ister. Türkiye’nin Soçi Mutabakatından çekilmesini buyurur. Helsinki’de, Brüksel’de, Avrupa başkentlerinde belirlenmeyen her sürecin ve anlaşmanın karşısındadır.

YÜREĞİ WASHİNGTON POST’TA

CHP’nin eski bir genel başkan yardımcısı vardır. Türkiye’nin ABD ile ilişkilerine baktığında hiç de iç açıcı şeyler görmez. Bu yüzden olsa gerek ABD’yi hep böyle alttan alır, onun kalbini kırmamak için elinden geleni yapar. Kaşıkçı cinayeti olur, süreci bölge ülkeleri ve Türkiye açısından değerlendiremez. Yüreği Washington Post gazetesinin içindedir, aklı ABD ile ilişkilerdedir.

KATİ PİRİ ŞAŞKINI

CHP’nin bir İstanbul milletvekili vardır. Türkiye’nin AB sürecinden kopmasından rahatsızdır. AB kapısına kilitlenmemiz için zincirleri şakırdatmaktadır. AB’ye üye olmak için her fasıl müzakereye hazırdır. Her fasılda Türkiye’nin yargısını, meclisini, hatta silahını Brüksel’in emrine sokmak için pervasızdır.  AB Türkiye Raportörü Kati Piri’nin mantığına karşı şaşkındır ve hayrandır. Girin Twitter’a bakın. FETÖ’yü savunan Piri’nin tweetinin altına “Ne mantıklı bir açıklama” yazmaktadır.

PYD’yi siyasi bir oluşum olarak niteler. ABD, PKK’ya binlerce tır silah verirken onun aklı Rusya’da bir vakit açılmış PYD bürosundadır. ABD’yi zinhar eleştiremez. Köşeye sıkışıp iki kelam edecek olsa hemen ardından Rusya’yı hedef alır, Çin’e ve İran’a düşmanlık yapar.

MÜZAKERE CİK CİK

CHP’nin ABD kafesinde bir kuşu vardır. Nasıl gugukladığına bakınız. Sahibi istedikçe öter. Doğu Akdeniz’de İsrail ile anlaşalım der. Crans Montana’da, Birleşmiş Milletler Genel Sekreterinin sözünü dinleyelim der. Amerikan şahinine özenir de, kanatlarını açmaya cesareti yetmez. İki dirhem yeme, öter ha öter. “Diyalog guguk, barış guguk, müzakere cik cik!”

MADE İN USA

CHP’nin bir kararlı militanı vardır. Türkiye’nin her kararının karşısındadır. Türkiye S400 kararını gözden geçirmeliymiş. NATO’nun sağladığı güvenlikten ve uyumluluktan vazgeçilemezmiş. Üzerinde “Made in USA” yazmayan giysi giyilmez, çakmak taşınmaz diye fetva verecek olsa kimse şaşırmaz. S400’ler hurdaya döndü diyen de kendisiydi. HDP ile birlikte S400’leri satıp emeklilikte yaşa takılanların sorunlarını halledeceklermiş.

VER DİYARBAKIRI AL PATRİOTU

CHP’nin bir bezirganı vardır. Çok sıkı pazarlık yapar. Aynı zamanda ciddidir. İktidara gelse öyle şeyler verir ki ABD’ye… F35 de alır, patriot da. Bunlar da neymiş? Uzay gemisi bile ithal eder NASA’dan. Öyle pazarlıkçıdır işte. Verir Diyarbakır’ı, alır Patriot’u. Verir Kıbrıs’ı, alır F35’i. Uzay Gemisi için boğazları mı gözden çıkarır, İstanbul’un tamamını mı verir? Artık piyasanın o anki durumuna bağlı.

KEDERİ DE KADERİ DE BEYAZ SARAYDA

CHP’nin ABD askerleri için gözyaşı döken bir sözcüsü vardır. ABD askerlerinin kılına zarar gelse ortalığı ayağa kaldırır. Suriye’de ölen ABD askerleri için taziye mesajları yayınlar. En derin taziyeleri bir ayağı çukurdaki ABD emperyalizmi içindir. Kederi de Beyaz Saray’ın içindedir, gözyaşları Hollywood gözyaşlarıdır. ABD’nin emrindeki koalisyon sürsün diye, IŞİD’in arkasına saklanır. IŞİD ile mücadele daha bitmedi der, Amerika bölgeden çekilirse halimiz harap olur diye inler.

AŞIKI SADIK NATOCU

CHP’nin NATO’ya aşık bir mecnunu vardır. Aşıkı sadık budur, Mecnun’un ancak adı vardır. “NATO üyesi olmanın verdiği caydırıcılığın ulusal güvenliğimizin en önemli unsurlarından biri olduğu unutturulmak isteniyor.” Uğur Mumcu’yu, Eşref Bitlis’i, Muammer Aksoy’u öldüren NATO; 12 Mart’ı, 12 Eylül’ü, 15 Temmuz’u yapan NATO bizi koruyormuş. NATO üyesi olan Türkiye’ye kim nasıl saldırabilirmiş? Diğer NATO ülkelerinin de ABD ile sorunları varmış. Ama hiçbiri NATO’ya üyeliklerini sorgulamıyorlarmış. Sahi ABD’nin bölmeye çalıştığı başka NATO üyesi var mı?  Gelin Dünya Sağlık Örgütüne bir dilekçe yazalım. Stockholm Sendroumu’nun adı, Çeviköz Sendromu olarak değiştirilsin.

ABD BÜYÜKELÇİSİ

CHP’nin emekli bir büyükelçisi vardır. ABD kime yaptırım uygulasa, Çeviköz için sakıncalıdır. Türkiye dahil. Venezuela’ya, Afganistan’a, Filistin’e düşmandır. Libya’da Türkiye’yi savaşın tarafı olmakla suçlar. Filistin’de Hamas’ı terörist ilan eder. Venezuela ABD ambargosuna direniyor ya en büyük demokrasi düşmanıdır. Türkiye’nin Şangay İşbirliği Örgütü’nde yeri yoktur, ŞİÖ demokratik olmayan ülkeler topluluğudur.” “Suriye’nin Kuzeyi’nde Türkiye’nin Kürtlerle mücadeleye odaklanan siyasetini gözden geçirmesi”ni ister. Mülteciler meselesinde AB’den yardım dilenir. ABD parasını verdiğimiz F35 uçaklarını bize vermiyorsa Türkiye’nin suçudur. “Eğer Türkiye NATO yükümlülükleriyle uyumlu olmayan bir takım silah tercihleri yapmaya devam ederse, bunun Türkiye’nin güvenliği açısından fevkalade ciddi ve çok olumsuz yansımaları olacak”mış. Asla Türkiye’nin büyükelçisi olmamıştır, hep ABD temsilcisidir.

CHP’NİN AYNASI

Çeviköz, CHP’nin aynasıdır. Uşaklıkta seviye atlamıştır. CHP Genel Başkanı İncirlik’i kapatmaktan bahsediyor ya samimiyetini bu aynaya bakarak anlayabiliriz. Ne diyordu Çeviköz: “İncirlik’i kapatmak demek ayağımıza sıkmak demektir. İncirlik’i kapatmak demek tam anlamıyla Türkiye’nin NATO’yu durdurması, engellemesi demektir.” CHP, Azerbaycan’ın Karabağ zaferini mi kutladı? Yine aynaya bakalım. AzerbaycanErmenistan arasında savaş başladığında Çeviköz Türkiye’yi Azerbaycan’a silah yardımı yapmakla ve bir takım cihatçı grupları Ermenistan’ın üzerine sürmekle suçluyordu. CHP, Ermenistan sözcüsünden de, Yunanistan milliyetçisinden daha etkilidir Türkiye düşmanlığında. Yeter ki aynaya bakalım.

 

AMERİKA’NIN SESİ

CHP’de Amerika’nın bir sesi vardır. Joe Biden seçilir seçilmez ona çağrılar yapar. Beklentisi Biden’ın “hukukun üstünlüğüne, demokrasiye, yargı sisteminin siyasette arındırılmasına… tüm temel hak ve özgürlüklere çok güçlü bir vurgu yapmasıdır.” ABD’nin güçlü demokrasi vurgusunun Irak’ta nasıl uygulandığını hep birlikte gördük. CHP kürsülerinden haçlı seferi çağrısı yapan bir Amerikancı ses duyuyoruz. Laik bir dış politika yürütülelim diyor aynı ses. Bu kavramı da Müslümanların üzerine sürülen ABD namlularına ses çıkarmayalım diye uyduruyor herhalde.

SEFİR Mİ SEFİL Mİ?

CHP’nin bir sefiri vardır. Sefili mi deseydik? Mavi Vatan’ın dış politikayı askerileştirme ve agresif hale getirmeye yardımcı olan yayılmacı bir söylem olduğunu söylemiştir. Ona göre Mavi Vatan “yayılmacı” bir konsepttir. ABD konseptinin dışında ya ondan olsa gerek. Kıbrıs’ta Annan Planı uygulanmadığı için rahatsızdır. Doğu Akdeniz politikamız ona göre karaya oturmuştur. Denizlere açılması için Batı’nın istek ve önerilerine aynen uyulması gereklidir. Bir de HDP ile aynı gemiye binilmesi.

Avro Atlantik camiasının diplomasinin asil sözlüğüyle konuşan zatı yine susmamış. Finlandiya’nın NATO üyeliğini desteklemeye hazır olduklarını söylemiş. Biz asaletten anlamayız. Koşulsuz bir şekilde ABD ve İsrail’e bağlanmayı Türkiye’ye bağımsızlık ve barış odaklı dış politika diye yutturacağını sanıyorsa onun kimliğini işte böyle açığa çıkarırız.

Aydınlık