Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün talimatıyla 1929 yılında inşa edilen ve yakınındaki çınar ağacının dalına zarar vermemesi için raylar üzerinde taşınan 'Yürüyen Köşk', yapımı tamamlanan 'O çınar' adlı belgeselle dünyaya tanıtılacak. 

Gayrimenkul Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulu kararıyla korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıkları arasında sayılan tescilli köşk, yürütülmesine sebep olan 400 yaşındaki doğu çınarı (plantanus oriantalis) türündeki ağaçla bugüne kadar ulaştı.

Her yıl binlerce kişinin ziyaret ettiği 'Yürüyen Köşk', çekimleri 20 günde tamamlanan 'O çınar' adlı belgesele konu oldu.

Belgeselin yönetmeni Fehmi Gerçeker, belgeseli Atatürk'ün çevreye verdiği önemi yansıtmak ve bıraktığı eseri dünyaya tanıtmak için yaptıklarını söyledi.

Yürüyen Köşk'ün hikayesinin dünyada örneğinin olmadığının altını çizen Gerçeker, şöyle konuştu: 'Bu konu 1930'larda hiç duymadığımız, dünyada yaşandığını bulamadığım bir olay. O devirde bir çınar ağacının dalının kesilmemesi için köşk ileri alınıyor. Tabii bu çok ilginç bir olay. Buradan yola çıkarak bir belgesel yapmaya karar verdik ve bunu dünyaya duyurmak amacıyla Yürüyen Köşk belgeseli başladı. 'O çınar' belgeselini yaparken çok ilginç hisler içerisinde bulunduğum bir gerçek. Her şeyden önce büyük önder Atatürk'ümüzün istediği bir yerde ve onun devlet adamlarından halka kadar insanlarla buluştuğu bir mekanda filmi yapmak çok büyük manevi bir duygu yüklüyordu.'

Gerçeker, dönemin Bursa Milletvekili olan dedesi Mustafa Fehmi Gerçeker'in de Atatürk ile 1920'den vefatına kadar zaman zaman görüştüğünü belirterek, bunlardan birkaçının da Yürüyen Köşk'te gerçekleştirdiğini anlattığını bildirdi.

'EN BÜYÜK AMACIMIZ BUNU DÜNYAYA BELGE OLARAK SUNMAMIZ'

Belgeselin yapım aşamalarından da söz eden Gerçeker, sözlerini şöyle sürdürdü:

'20 günde çekimi tamamlanan belgeselin, montaj ve kurgu bölümü ise yaklaşık 1,5 ay sürdü. Belgesel seslendirme sanatçısı Tilbe Saran'ın okuduğu önemli bir şiirle başlıyor. Daha sonra oyuncu Mehmet Gürhan'ın seslendirmesiyle devam ediyor. Çok büyük bir şans eseri olarak Ali Akaçalı başkanlığında gayet iyi bir müzikle çalıştık. Kendileri özgün ve canlı müzik yaparak onu gerçekleştirdiler. Her açıdan Türkiye'nin bu alanda uzman kişileriyle bu belgeseli tamamladık. Bu belgesel çevreye duyarlılık ve Yalova'nın tanıtımı açısından çok önemli. En önemlisi ise Atatürk'ümüzün çevre konusundaki dünyaya örnek olacak düşüncesi. En büyük amacımız bunu dünyaya bir belge olarak sunmamız. Bu açıdan İngilizceye çevrilip dünya televizyonlarına dağıtılacak. Türkiye'de de televizyonlara dağıtılacak.'