Çankaya'da bir akşam yemek sohbetinde misafirlerden birisi, Türk Dili Tetkik Cemiyeti faaliyetleriyle dikkat çeken Eğitimci Hasan Ali Yücel'in Mevlevi olduğuna dair eleştirel bir sohbet başlatmıştı.
Atatürk sakince dinleyerek hepsini Mevlevilik konusunda iyice konuşturdu. Konuşmacılar Atatürk'ün hoşuna gider diye Mevleviliği, tekkeciliği bol bol eleştirdiler.
Ayinlerini eleştirdiler, ibadete çalgı sokmalarını, dini gülünç duruma düşürdüklerini, dejenere ettiklerini anlattılar.
Atatürk yavaş yavaş sinirlenmeye başlıyordu.
Bir konuşmacıya iyice kızarak konuşmayı başlattı:
"Ahmak! Aklının ermediği mevzular hakkında konuşma!.. Mevlana bilakis Müslümanlığı Türk ruhuna intibak ettiren büyük bir reformatördür.
Müslümanlık, aslında en geniş manasıyla hoşgörülü ve modern bir dindir.
Araplar onu kendi bünyelerine göre anlamışlar ve uygulamışlardır.
Sıcak bir ıklimde oturan, suyu nadiren bulan ve kullanan, umumi bir hareketsizlik içinde ömür süren Bedevi Arapları için, günde 5 vakit abdest alıp, beş defa namaz kılmak, çok ileri bir hareket adımıdır.
Hz. Muhammed'in dini, insanları harekete geçirmek esasına dayanır.
Halbuki çöldeki tatbik şekliyle Müslüman ibadetleri Türkler için hareketsiz bile sayılabilir.
Sarp dağlarda at oynatan, erimiş kar sularıyla yıkanan Türk için, abdest ve namazdan ibaret olan ibadet tarzı, çok hareketsiz bile kalmıştır.
Şamani dininde iken dans eden, şarkılar söyleyen, kopuzlar çalan, şiirler okuyan Türkler için Mevlevilik tamamıyla Türk ananesinin Müslümanlığa nufüs örneğidir.
Mevlana, büyük bir reformatördür.
Dönerek ayakta ve hareket halinde Allah'a yaklaşma fikri, Türk dehasının en tabii ifadesidir.
Bir tarafta güzel bir müzik çalıyor, diğer tarafta güzel sesli insanlar ilahiler söylüyor ve ayağa kalkmış güzel kostümlü diğerleri hoş bir dönüşle ellerini göklere kaldırıyorlar....
Bunun estetiği de fevkaladedir.....
Tekkeler de bir Türk müesseseleriydi.
Fakat ömürlerini bitirdiler, muzır hale geldiler.
Bunları tarihe maletmekten başka çare yoktu. Buna rağmen Mevlevilik, Tekkeler arasında en ileri olanlarıydı. Şehy Galip, hatta bizim Veled Çelebi, o kültürle yetişmiş Türk kıymetleridir.
Bunların kaynağı da Mevlana'dır."
" Mevlana, Mesnevisini Farsça yazmış ama oğlu Sultan Veled eserlerinde Türkçeyi de en güzel ifade tarzlarıyla kullandığı için, Türkler onu babasından büyük saymıştır ... "
Diyerek sözlerini bitirdi.
MÜNİR HAYRİ EGELİ (19031970)Bilinmeyen yönleriyle Atatürk kitabından.
(Yazar, gazeteci, heykeltıraş, sinemacı.
Atatürk'ün yakın çevresinden)
KENAN ÖZEK