Astana’daki Bağımsızlık Sarayı’nda Kazakistan Cumhurbaşkanı Kasım Cömert Tokayev’in ev sahipliğinde başlayan zirveye, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi, Irak Cumhurbaşkanı Berhem Salih, Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamed Al Sani, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, Çin Başkan Yardımcısı Wang Qishan, Pakistan Başbakanı Şahbaz Şerif, Özbekistan Cumhurbaşkanı Şevket Mirziyoyev, Kırgızistan Cumhurbaşkanı Sadır Caparov, Tacikistan Cumhurbaşkanı İmamali Rahman, Vietnam Başkan Yardımcısı Vo Thi Anh Xuan’ın yanı sıra gözlemci üye statüsüne sahip Belarus Cumhurbaşkanı Aleksander Lukaşenko katıldı.

CICA zirvesinde bölgesel ve uluslararası güncel konuların yanı sıra konferansın uluslararası örgüte dönüşmesiyle ilgili konular masaya yatırılacak.

 Zirvenin ana oturumu öncesi liderler, aile fotoğrafı çektirdi.Zirve öncesi liderler aile fotoğrafı çektirdi 

TOKAYEV: "21. YÜZYILIN ASYA’NIN YÜZYILI OLACAĞI ÖNGÖRÜSÜ BUGÜN GERÇEK OLDU"

 Tokayev, Asya’da İşbirliği ve Güven Artırıcı Önlemler Konferansı’nın (CICA) 6. Zirvesi’nde konuştu.

Zirveye katılan liderlere teşekkürlerini ileterek konuşmasına başlayan Tokayev, bu yıl CICA girişiminin 30. yılını kutladıklarını ve söz konusu süre zarfında CICA’nın uluslararası ilişkilerde çok taraflı iş birliği ile modern diplomasinin merkezi haline geldiğini söyledi.

Tokayev, şu anda eşi benzeri görülmeyen bir jeopolitik “fırtına” ve büyüyen küresel ekonomik krizle karşı karşıya olduklarını ve bu bağlamda CICA çerçevesinde çok taraflı açık diyaloğa geri dönmenin kritik önem taşıdığını vurguladı.

Asya kıtasındaki ülkelerin dünya ekonomisindeki satın alma gücü paritesi açısından lider konuma geldiğine işaret eden Tokayev, "21. yüzyılın Asya’nın yüzyılı olacağı öngörüsü bugün gerçek oldu. Bölge önemli insani ve doğal kaynaklara sahip. Dünyanın en büyük 30 şehrinden 21’i Asya’da bulunuyor." diye konuştu.

Tokayev, bugün CICA’nın uluslararası örgüte dönüşmesiyle ilgili somut bir karar alacaklarını belirterek, “CICA statüsünün yükseltilmesi, Asya’nın dünya meselelerindeki artan rolünü güçlendirecek ve üye devletler arasındaki etkileşimi yeni bir düzeye taşıyacaktır.” ifadesini kullandı.


CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN'DAN TEŞKİLATA DÖNÜŞME VURGUSU

Erdoğan, Kazakistan'ın başkenti Astana'daki Bağımsızlık Sarayı'nda düzenlenen Asya'da İşbirliği ve Güven Artırıcı Önlemler Konferansı'nın (CICA) 6. Zirvesi Genel Oturumu'nda konuştu.

CICA'nın 6. Zirvesi'ne katılmaktan duyduğu memnuniyeti dile getiren Erdoğan, başarıyla yürüttükleri dönem başkanlığı ve bu büyük Zirve'ye ev sahipliğinden dolayı Cumhurbaşkanı Kasım Cömert Tokoyev'in şahsında tüm Kazakları tebrik ettiğini söyledi.

Üyeliğe yeni kabul edilen Kuveyt'e "Hoş geldiniz." diyen Erdoğan, "Kazakistan'ın önerisi doğrultusunda temelleri atılan konferansın 30'uncu kuruluş yıl dönümünü yine Kazakistan tarafından düzenlenen bu Zirve'de kutlamanın bahtiyarlığını yaşıyoruz. Zirvemizin ve yapacağımız istişarelerin ülkelerimiz ve tüm insanlık için hayırlara vesile olmasını diliyorum." diye konuştu.

"2019'da ilan ettiğimiz Yeniden Asya Girişimi'mizin temel hedefi, kıta ülkeleriyle ikili ve bölgesel platformlarda iş birliğimizin derinleştirilmesidir." diyen Erdoğan, Türkiye'nin kurucularından olduğu konferansın genişlemesine ve kurumsal kapasitenin genişletilmesine başından beri güçlü destek verdiklerini bildirdi.

Erdoğan, 20102014 yılları arasındaki Türkiye'nin dönem başkanlığı sırasında da aynı doğrultuda hareket ettiklerini belirterek, "Bugünkü Astana Zirvesi de konferansın, uluslararası teşkilata dönüşümü sürecinin ilan edildiği zirve olarak tarihe geçecektir." ifadesini kullandı.

İnsanlık olarak güç dengelerinin değiştiği, tedarik zincirlerinde kırılmaların yaşandığı, ekonomiden gıda güvenliğine, enerjiden uluslararası ilişkilere pek çok alanda ciddi imtihanlarla karşılaşılan bir dönemden geçildiğine işaret eden Erdoğan, şöyle devam etti:

"Terörizm, ırkçılık, göç gibi aşina olduğumuz sorunlara iklim değişikliği, İslam ve yabancı düşmanlığı gibi yenileri ekleniyor. Bir elin beş parmağını geçmeyen ülkelerin çıkarlarını gözeten, ancak dünya nüfusunun kahir ekseriyetini görmezden gelen mevcut sistemin yapısal sorunları giderek kendisini daha fazla hissettiriyor. Türkiye olarak uzun bir süredir 'Dünya 5'ten büyüktür.' diyerek bu duruma dikkat çekiyoruz.

Küresel güvenlik mimarisinin daha adaletli, hakkaniyetli, temsil kabiliyeti yüksek yeni bir anlayışla şekillendirilmesi gerektiğine inanıyoruz. Dünyanın neresinde olursak olalım, büyük insanlık ailesinin üyeleri olarak hepimiz aynı kaderi paylaşıyoruz. Salgın sürecinde yaşadıklarımız bu gerçeği bize tekrar hatırlatmıştır. Sorunlarımız nasıl müşterekse, çözüm yollarını da ortak akılla beraber aramalı, beraber bulmalıyız."

Erdoğan, Türkiye olarak dostların fikirlerine büyük kıymet verirken, tecrübe ve birikimlerini paylaşmaya da hassasiyet gösterdiklerini vurguladı.

Konferans bünyesinde "Yeni Sınamalar ve Tehditler Öncelik Alanı"nın koordinatörlüğünü bu anlayışla yürüttüklerini belirten Erdoğan, "Öte yandan, terör örgütleri, terörle mücadele tedbirleri karşısında asimetrik tehdit unsurlarını geliştirme çabalarını sürdürüyorlar. FETÖ, DEAŞ, PKK gibi terör örgütleri eylemlerini organize suç faaliyetleriyle destekliyorlar. Bu terör örgütlerine yardım eden, propaganda, finansman ve eleman devşirme faaliyetlerine katılan oluşumların hiçbir ayrıma gidilmeksizin engellenmesi gerekiyor. Bugün kabul edeceğimiz konferansın 'BM Küresel Terörizmle Mücadele Stratejisinin Uygulanmasına İlişkin Eylem Planı'nı da bu açıdan önemli bir kazanım olarak görüyorum." değerlendirmesinde bulundu.

Afganistan'da barış ve istikrarın tesisinin, Afganlara karşı insani görevin yanı sıra düzensiz göç hareketleri ve artan terör faaliyetlerinin önlenmesi bakımından da büyük önem taşıdığının altını çizen Erdoğan, "Afganistan'ı kendi kaderine terk etmemeli, insani yardım konusunda uluslararası camia olarak desteğimizi sürdürmeliyiz." dedi.

Türkiye olarak dış politikada öncelik verdikleri insani yardımları, 2021 yılında 122 ülkeye ulaştırdıklarını belirten Erdoğan, "Toplam 5,6 milyar dolarlık insani yardımla bu alanda dünyada milli gelire oranla ilk sıradayız. 3,7 milyonu geçici koruma altındaki Suriyeliler olmak üzere, 4 milyondan fazla yerinden edilmiş kişiye ev sahipliği yapmayı sürdürüyoruz." açıklamasını yaptı.

Ukrayna'daki krizin bölgesel ve küresel ölçekteki etkilerinin herkes tarafından yakından hissedildiğini dile getiren Erdoğan, şu değerlendirmede bulundu:

"Adil bir barışın diplomasi yoluyla sağlanabileceğini, savaşın kazananı, adil bir barışın ise kaybedeni olmayacağını hep söylüyorum. Diğer yandan, savaşın olumsuz etkilerinin giderilmesi için Birleşmiş Milletler ve taraflarla sarf ettiğimiz yoğun çabalar tüm dünyanın takdirini kazanmıştır. Ukrayna tahılının Karadeniz üzerinden ihracına yönelik İstanbul Mutabakatı ve geçen ay gerçekleştirilen esir takası bu yönde kaydedilmiş somut birer başarıdır. Hedefimiz, sahadaki zorluklara rağmen yakalanan ivmeyi devam ettirerek bir an önce akan kanın durmasını sağlamaktır."

Orta Asya ülkelerinin çevre coğrafyalarla ulaşım bağlantılarının güçlendirilmesinin ortak menfaat olduğunu belirten Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Türkiye olarak çok modlu ulaştırma koridorlarını teşvik ediyor, Asya'yla Avrupa'yı birbirine bağlayan modern İpek Yolu'nun canlandırılmasını destekliyoruz. Bu bağlamda Hazar Geçişli DoğuBatı Orta Koridor Girişimi'mize ve Orta Koridorun belkemiği olan BaküTiflisKars Demir Yolu'na büyük önem veriyorum. Uluslararası bağlantıları pekiştirmek amacıyla son 15 yılda 100 milyar dolar değerinde yüzden fazla büyük altyapı projesini hayata geçirdik. Bu yıl ayrıca konferansın 'Ticaret ve Yatırımlar Öncelik Alanı'nın eşkoordinatörlüğünü de üstlendik."

Erdoğan, sürdürülebilir enerji konusu ve enerji güvenliğinin temininin tüm dünyada yeniden gündemin üst sıralarına yerleştiğine işaret ederek, kaynak ve güzergah çeşitlendirmesinin enerji politikalarının temel hedeflerinden olduğunu bildirdi.

Bunun önemli bir diğer boyutunun da herkesin gündeminde olan temiz enerjiye geçiş süreci olduğunu belirten Erdoğan, şunları kaydetti:

"Küresel ısınma, biyolojik çeşitliliğin yok olması, çölleşme, doğal afetler gibi çevre sorunları, yüzyılın en önemli sınamaları olarak karşımıza çıkıyor. Dolayısıyla, Güven Artırıcı Önlemler Kataloğu'nun çevre boyutunu konferansın en önemli faaliyet alanlarından biri olarak görüyorum. Eşim Emine Erdoğan'la birlikte Genel Sekreter Sayın Guterres tarafından eylül ayındaki BM Genel Kurulu vesilesiyle imzalanan küresel atık yönetimi konusundaki 'Niyet Beyanı', uluslararası camia açısından adeta bir yol haritası niteliği taşımaktadır."

Bugünkü Zirve'de, konferansın uluslararası bir teşkilata dönüşümünün başlatılacak olmasından büyük memnuniyet duyduğunu ifade eden Erdoğan, "Dönem Başkanı Kazakistan'ı, bu dönüşüm sürecine yönelik yol gösterici ve kararlı yaklaşımı nedeniyle tebrik ediyorum. Tüm üye ülkelerin de dönüşüm sürecine azami destek vereceklerinden şüphe duymuyorum." diye konuştu.


 PUTİN: “ÇOK KUTUPLU DÜNYADA ASYA’DA YENİ GÜÇ MERKEZLERİ GELİŞİYOR”

 Putin, Kazakistan’ın başkenti Astana’da başlayan Asya’da İşbirliği ve Güven Artırıcı Önlemler Konferansı’nda (CICA) konuştu.

Asya’nın küresel ekonomik büyümenin lokomotifi olduğunu anlatan Putin, “Rusya da tüm bu süreçlerde aktif bir şekilde rol alıyor. Asya'nın kalkınmasını ve refahını, karşılıklı yarar sağlayan geniş bir ticaret ve yatırım iş birliği alanlarının yaratılmasını destekliyoruz.” diye konuştu.

Dünyanın ham madde ve önemli emtiaların fiyatlarında dalgalanmaların yaşandığı bir dönemden geçtiğine işaret eden Putin, “Bu durum hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkelerde yaşam kalitesinde bozulmaya yol açıyor. Özellikle en yoksul ülkelerde gerçek bir kıtlık ve büyük ölçekli toplumsal kargaşa tehdidi var.” dedi.

Putin, Rusya’nın kritik ürünlerin ihtiyaç duyan ülkelere ulaştırılması için çaba gösterdiğini kaydederek, “Gıda güvenliğine yönelik acil sorunları çözmek için tüm yapay, gayri meşru engellerin kaldırılması çağrısında bulunuyoruz.” ifadesini kullandı.

Küresel finans sisteminin değişmesi gerektiğini anlatan Putin, “Asya'daki birçok ortağımız gibi, on yıllardır başkalarının sırtından yaşamak için tüm sermaye ve teknoloji akışlarını kapatan küresel finansal sistemin ilkelerini gözden geçirmenin gerekli olduğuna inanıyoruz.” dedi.

Afganistan’ın bölgede önemli bir güvenlik sorunu oluşturduğuna işaret eden Putin, “Bu ülke, 20 yıllık ABD ve NATO askeri varlığından ve başarısızlığından sonra, Rusya’nın Kabil Büyükelçiliği’nde meydana gelen patlama da dahil olmak üzere bitmek bilmeyen terör saldırılarının kanıtladığı gibi, terör tehditleriyle tek başına başa çıkamadı. İşgal altındaki yıllar boyunca Afganlara verilen zararın tazmin edilmesini ve yasadışı olarak dondurulan Afgan fonlarına yönelik blokajın kaldırılmasını talep ediyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.

Putin, Asya’da yeni güç merkezlerinin oluştuğunu vurgulayarak, “Bugünkü toplantı, küresel politika ve ekonomide önemli değişikliklerin yaşandığı bir dönemde gerçekleşiyor. Dünya gerçek anlamda çok kutuplu hale geliyor ve yeni güç merkezlerinin geliştiği Asya, bunda kilit bir rol oynuyor.” dedi.


REİSİ: "ABD, İRAN'I İSTİKRARSIZLAŞTIRMA POLİTİKASINA BAŞVURDU"

İran devlet televizyonunun haberine göre, Cumhurbaşkanı Reisi, Kazakistan’ın başkenti Astana’da düzenlenen Asya’da İşbirliği ve Güven Artırıcı Önlemler Konferansı (CICA) 6. Zirvesi'nde konuştu.

İran'ın bölgesel ve küresel alanda iş birliği ve karşılıklı saygıya dayalı adil bir düzeni gerçekleştirmek için iyi komşuluk politikasına, çok taraflılığa ve sürdürülebilir yakınlaşmaya önem verdiğini ifade eden Reisi, "Bu bağlamda özellikle jeopolitik, enerji, ulaşım ve insan kaynakları açısından bölgesel örgütlenmelerin şekillenmesinde ve güçlendirilmesinde gücün tekelleşmesine ve tek taraflılık politikalarına karşı çıkmada aktif ve yapıcı bir rol oynamaya hazırız." dedi.

ABD'nin İran'a yönelik uzun yıllardır askeri ve yaptırım tehditlerini sürdürdüğünü söyleyen Reisi, "İran milleti, ABD'nin askeri seçeneğini geçersiz kıldı ve kendilerinin de kabul ettikleri gibi yaptırımlar konusunda da aşağılayıcı bir başarısızlık verdi. ABD'nin, militarizm ve yaptırım politikalarındaki başarısızlığının ardından Washington ve müttefikleri istikrarsızlaştırma politikasına başvurdular ve bu konuda da kesinlikle başarısız olacaklar." diye konuştu.