AŞAĞIDAKİ PARÇALARI BİRLEŞTİRİNCE NE RESMİ ÇIKIYOR?

*ABD'den artan “S400'leri iptal edin” baskısı. En son ABD Savunma Bakanı'nın Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar'a gönderdiği tehdit mektubu.

*AKP içindeki açılımcı kesimin “Kürt meselesinde özgürlükçü olalım” yükselişi. 
Davutoğlu ve Gül ekibi üzerinden “Güvenlikçi politikadan vazgeçin. Yoksa partiyi böleriz*” baskısı.

*AKP içindeki tavizci liberal ekip Binali Yıldırım'a durmadan “HDP ve Kürtlerin oyu olmadan kaybedersin. Bakın İmamoğlu HDP'lileri de kucaklıyor” diyor. Sıdkı Zilan gibi AKP içindeki açılımcı kanatın hükümete “Kürtçe tabelaları indiremezsiniz” tepkisi. Yıldırım'ın bu noktaya oturan ve ortağı MHP ile çelişkiye düşüren “Dersim özrü, Kürtçe kursları artırma” çıkışı.

*İmamoğlu'nun Washington Post'a yazısı. Bu yazıda ABD'den açıkca görev talep etmesi.

*Medyadaki liberal AKP'lilerin faaliyetleri. 
En son Nagehan Alçı'nın yazısı. Yazıda verdiği “Erdoğan tek başına yönetmiyor. Devlet içinde devlet var. Ancak bunlar MHP'li değil, Perinçek'e yakın. Savunma bürokrasisinde kritik yerdeler” mesajı.

Alçı, Erdoğan'ın "özgürlükçü Kürt siyaseti" yapmasının engellendiğini bunu da bürokrasideki miliyetçilerin yaptığını söylüyor."Bunlar MHP'li değil Perinçekçi" diyor.
Oysa "Perinçekçi bürokrasi" diye bir şey yok.
Erdoğan da bürokrasi de aynı çizgide.

Şimdi hepsini alta topluyorum. Çıkan resim şu.

#ABD hem S400'ler üzerinden bastırıyor hem de İstanbul Belediyesi seçiminde İmamoğlu merkezli 5. kol faaliyeti üzerinden. 
Erdoğancı görünen ancak “Türkiye'nin Avrasya yönelimine karşı çıkan, hatta ABD ile sözde “barışçı” özde tavizci bir çizgiyi savunanlar atağa geçti.

Amaçları Türkiye'nin ABDAtlantik'ten bağımsızlaşmasını engellemek. Bunun için S400 gibi konularda “aşırı ulusalcı” buldukları şu anki dış siyasetimizin değişmesine çalışıyorlar.

Erdoğan ve AKP'ye “Dikkatli olun bugünkü çizgi Perinçek'in ABD karşıtı çizgisi. Onunla daha fazla yan yana gelmek tehlikelidir.” uyarısını yapıyor. Aynı zamanda milli politikaları cesaretle uygulayan bürokrasi çalışanlarını da “Perinçekçiler ve kritik yerdeler” diyerek yaftalıyor ve Erdoğan ile bürokrasi arasına nifak sokmaya çabalıyorlar. 
Bu kişilerin bir dereceye kadar etkili oldukları görülüyor. AKP'ye özellikle de Binali Yıldırım'a belli konularda yanlış yaptırdıkları görülüyor. Ancak bu saatten sonra Türkiye'nin rotasını yeniden “Küçük Amerika”ya çevirmenin çok zor olduğunu da görüyorlar.

“Küçük Amerikacı ekip” ayrıca Samsun'daki “Türkiye ittifakı fotoğrafından” bir hayli rahatsız. Vatan Partisi'nin o karede yer almasını kendileri için yenilgi olduğunu düşünüyorlar.

Ayrıca Doğu Perinçek'in önderliğinde İzmir, İstanbul ve Ankara'da düzenlenen “Üretimde Atılım için TürkiyeÇin İşbirliği” zirvesini de yakından takip izlediklerini biliyoruz. Perinçek'in sağında Çin Büyükelçisi Deng Li'nin, solunda Murat Ülker, Ethem Sancak gibi iş adamlarının bulunması ve “Hepimiz Asya'ya yöneliyoruz, Çin tarafındayız” mesajları keyiflerini kaçırdı.

SONUÇ: Ancak işleri zor. Çünkü Türkiye gemisi Avrasya rotasında yol alıyor. Türkiye'nin ufku aydınlık.

Osman Erbil