Artvin’in Kemalpaşa, Hopa ve Arhavi ilçeleri, çay üretiminde önemli bir yere sahip. Türkiye tarımında önemli bir yeri olan çayı, üreticilerin sorunlarını ve taleplerini konuşmaya devam ediyoruz. Hem çayın hem de kestane balının önemli üretim merkezlerinden olan Arhavi’de Ziraat Odası Başkanı Sadık Yıldızbayrak ile konuştuk.

  • Çay üreticisinin bu sezon beklentisi nedir?

Pandemi ve RusyaUkrayna gerilimi nedeniyle bu sene fiyatlarda yaşanan artışlar, bütün üreticilerimizi etkiledi. Üreticilerin beklentileri, öncelikle sayın cumhurbaşkanımızın talimatıyla hazırlanan Yaş Çay Kanunu’nun bir an önce hazırlanıp hayata geçmesi ve bir an önce yaş çayda taban fiyatın açıklanması. İkinci bir konu ise 2009 yılından beri çaya verilen destekler yeterli değil. Çaya ve fındığa verilen mazot ve gübre desteğinin 30 kuruştan 75 kuruşa çıkarılması talebimiz var. Diğer bir talebimiz ise yaş çay fiyatına verilen 130 kuruşluk yıl sonu desteğinin bir an önce 250 kuruşa çıkarılması. Ayrıca çayda yaşanan kayıt dışı çay alımının bir an önce kayıt altına alınmasını istiyoruz. Son yıllarda bununla ilgili ülkemizde yaptığımız çalışmalarda, binlerce ton yaş çayın kayıt dışı alındığı ve bazı şahıslar tarafından kayıt altına alınıp bunun desteklemesinin kendi zimmetlerine geçirdiği görülmüştür.

2022 yılında belirlenen budama miktarının 20 cm altında olması, ürün kaybına sebep vereceğinden 2022 yılı için belirlenen budama bedelinin dekar başına kesinti yapılmaksızın tamamının verilmesi çiftçimizin en büyük talebi.

GENÇ NÜFUS GÖÇ EDİYOR

Nakliyecilerin mazot fiyatı artışlarından dolayı büyük sıkıntıları var. Bir başka sorun da genç nüfus, bölgemizden göç ediyor. Ne yazık ki işçi de çay tarımında kendi günlük yevmiyesini kendi belirliyor. İŞKUR tarafından belirlenen 4857 sayılı İş Yevmiyesi Kanunu’nun bölgemizde uygulanmasını ve denetlenmesini talep ediyoruz.

Çay bezi, yağmurluk, çizme, şapka, eldiven, çay makası çok pahalı, gübre fiyatları çok pahalı. Bir kişinin tarlaya girmesinin bedeli 10 bin lira. Gübreye yapılan destekler artırılmalı. 

KANUN BİR AN ÖNCE ÇIKMALI

  • Çay Kanunu’ndan bahsettiniz. Çalışmalarda ziraat odaları da var mıydı?

Ben 4 senedir görevdeyim. Görev yaptığım yıllarda Arhavi Ziraat Odası ve Çayeli Ziraat Odası, Ulusal Çay Konseyi’nde yönetim kurulu üyeliği yapıyordu. Bu sene Pazar ve Güneysu oda başkanları da konseyin içinde. Hazırlanan taslak, 33 madde. Çalışmalarda, Çaykur Genel Müdür Yardımcısı, Çaykur Hukuk İşleri Daire Başkanı, özel sektör temsilcileri, kooperatif fabrikalarının temsilcileri, Rize Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı ve iki ziraat odası var. Hazırladığımız taslağı Çaykur Genel Müdürlüğü vasıtasıyla Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi’ne vermiştik ve bakanımıza iletmiştik. Şu anda bakanlıkta olduğu söyleniyor. Bir an önce bunun yasalaşmasını istiyoruz.

ÜRETİCİNİN BEKLEDİĞİ MADDELER VAR

  • Kanunda neler var?

Fidenin toprakla buluşması, çayın hasat edilmesi, satışı, fabrikalara gitmesi, marketlerdeki fiyatların düzenlenmesi… İnsanımızın bardağına çay dolana kadarki tüm süreç taslakta var. Çay fiyatı var, özel sektörün nasıl çay alacağı var. Üreticinin bütün beklentilerini karşılayan maddeler var içerisinde. 

ÖZEL SEKTÖR HEP SÖMÜRDÜ

  • Özel sektörle yaşanan sorunlar nelerdir?

En büyük sıkıntımız aslında özel sektör. 1984 yılında yasal mevzuattaki eksikliklerden dolayı çay tarımının içerisine giren özel sektör, o günden bugüne kadar hep üreticiyi sömürdü. 57 yaşındayım, bu ana kadar hiç özel sektörün verdiği taahhütlerin arkasında durduğunu görmedim. Geçtiğimiz yıldan örnek vereyim, dünyaya musallat olan Kovid hastalığında hükümet insanına bütün destekleri verdi. Alım şartlarını, saatleri düzenledi; özel sektör bir tane hamle yapmadı. Aksine bunu fırsata çevirip çay fiyatlarını aşağıya çekti.

TEK FİYAT UYGULAMASI TALEBİ

  • Geçen yıl ne kadardı çay fiyatı?

Özel sektörde 2.40, desteklemelerle birlikte Çaykur’da 4 lira. Sadece taban fiyat uygulaması gelse, bütün sektör çayı aynı fiyatta alsa biz diğer desteklemelerin hiçbirini istemeyiz. Biz burada çay fiyatında tek fiyat uygulamasını istiyoruz en başta. Çay Kanunu’nun bir an önce çıkmasıyla olacak bu. Onlar da dahil herkes bu kanunun çıkmasını istiyor. Kanun çıktığında herkes eşit şartlarda çay alacağı için rekabet ortamının daha da artacağını söylüyorlar.

  • Özel sektör bunu kabul edecek mi? Taban fiyat belirlendiğinde ‘ben zarar ediyorum’ demeyecek mi?

Çaykur zarar etmiyorsa hiç kimse etmez. Üretilen çayın satılması lazım. 56 ülkeye çay satıyorsak özel sektör de büyük bir kısmını yurtdışına satıyor. Özel sektör zarar ediyorsa bu sene Çaykur’dan neden çay aldı? Demek ki satacağı yer var. Burada en büyük yetki cumhurbaşkanımızın. Recep Tayyip Erdoğan ‘çay kanunu çıksın’ desin, iş biter.

BÖLGELERDE ALIM YERLERİ AÇILMALI

  • Ruhsatsız çay üretimi nasıl yapılıyor?

Çaykur Genel Müdürlüğü ve Tarım Bakanlığı’nın yaş çay dikimini tamamıyla yasaklaması ya da dikilen alanlara ruhsatlandırma çalışması yapması gerekiyor. Her gün artan çay bahçelerindeki çay, fabrikaların üretim kapasitesinin üstünde. Bunu gören özel sektör, fiyatı düşürüyor. Çaykur, mayıs ayında dekar başına 600 kilo kota belirliyor. Bunu da 50, 25, 10 kiloluk kontenjanla alıyor. Ancak üreticimiz bu şekilde kotasını dolduramıyor. Burada Çaykur’a tavsiyemiz şu; öncelikle çayın geldiği bölgelerde alım yerlerini açması ve kotanın kademeli olarak yukarı çekilmesi. En verimli olan ikinci çayda ise kotanın az oluşu bize sıkıntı yaratmakta. Çay sezonunun en uzun olduğu üçüncü çayda ise kotanın daha da düşük olması bizi daha da zora sokuyor. Burada mevsimsel olarak Çaykur’un kota ve kontenjanı gözden geçirmesini istiyoruz.

EKENE DESTEK VERİLSİN

Bir de devletin verdiği hibe ve desteklemelerden çok az miktarda yararlandığımızı biliyoruz. Sistem üzerinde baktığımız zaman birçok kredi var ama insanımızın ulaşabildiği kredisi çok az. Ülkemizdeki en büyük sıkıntı tarımsal bazlı desteklerin alan bazlı yapılması. Aslında bu destekler ürün bazlı yapılmalıdır. Çiftçi ne ekiyorsa onun desteğini alacak. Ekene daha çok destek verilmesini istiyorum.

KAÇAK BAL ÖNLENMELİ

“Çay tarımında bir üretici 3 sürgün çay yapıyor. En çok tarlada kaldığı süre 10 gün, 3 sürgünde 30 gün. Diğer faaliyetleri de 10 gün diyelim. 40 gün tarlada kalmıyor yılda. 40 günde kazandığını 11 ayda yiyor. Aslında biz üreticilerimizi 10 ay nasıl tarlada tutarız diye hesap yapmalıyız. Oda olarak yaptığımız arıcılık faaliyeti var. Bölge, Kafkas Arısı bölgesi ilan edildi. İlimizden arı giriş çıkışı prosedür olarak yasak ama gel gör ki Rize, Trabzon, Ordu’dan ilimize arı girişi olmakta. Bu da arımızın ırkını tehlikeye sokmakta. Burada giriş çıkışın kontrol altına alınması gerekiyor. Gürcistan kapısından giren kaçak balın önlenmesi gerekiyor. Onların yaptıkları kestane balı, belirli karışımlarla yapıyorlar. Arı balı değil. Onlar kestane ağacının yaprağından ve öz suyuna bazı kimyasallar katarak yapıyor balı. Bence arıcılığın getirisi çaydan daha fazla. Bir de kestane balımız dünya çapında bir bal. Kilogramı 250300 lira civarında. Bir aile bireyi bugün çaya harcadığı emeğin üçte birini bala harcasa aile gelirini 3 kat yukarıya çekebilir. Ayrıca iklim olarak bizim ilimiz 02900 rakımda tarımın yapıldığı ender yerlerden. Sahil bölgesinde 0900 arasında çay, 9001300 arasında rakıma kadar fındık tarımı yapılıyor.

İLYAS GÜMRÜKÇÜ / ARTVİN

Aydınlık