Antibiyotik Farkındalık Günü’nde konuşan Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Derneği Başkanı Prof. Dr. Alpay Azap, antibiyotik direncinin çözümünün topyekun çaba gerektirdiğini söyledi.

Türkiye OECD ülkeleri arasında en fazla antibiyotik kullanan ülke. Antibiyotiğin bilinçsizce kullanımı, dirençli bakteri gelişimine neden oluyor. Bu yıl, Avrupa Antibiyotik Farkındalık Günü’nün teması “antibiyotiklerin geleceği hepimize bağlı” olarak belirlendi. Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Derneği Başkanı (KLİMİK) Prof. Dr. Alpay Azap, antibiyotik direncinin topyekun çabayla çözülebileceğini söyledi.

Uzmanlar uyarıyor, “Bir toplumda ne kadar çok antibiyotik kullanımı varsa o kadar fazla direnç görülüyor”. Dünya üzerinde tüketilen antibiyotik miktarının yüzde 80’ini hayvancılık ve tarımda kullanılan antibiyotikler oluşturuyor. Prof. Dr. Alpay Azap, “Tüm dünyada yılda 700 bin kişi dirençli bakteri enfeksiyonu yüzünden hayatını kaybediyor. Önlem alınmazsa 2050’de bu rakam 10 milyona çıkacak. Her 3 saniyede bir kişi bu yüzden ölecek. Antibiyotik direnci, en çok hastaneye yatan hastalarda ve sağlıklı kişilerde oluşan idrar yolu enfeksiyonunda görülüyor” dedi.

BİLİNÇLENDİRME ÇALIŞMALARI İŞE YARADI

Türkiye’de hekim ve hastalarda antibiyotik kullanımıyla ilgili bilincin henüz istenen düzeyde olmadığını ifade eden Azap, son beş yılda ülkemizde hekimlere yönelik bilgilendirme programıyla yol kat edildiğini söyledi. Azap, “2011’de aile hekimlerinin yazdıkları reçetelerin yüzde 35’inde antibiyotik varken bu rakam yüzde 25’e düştü. Ancak halen bu istenmeyen birinciliği koruyoruz” diye konuştu.

YALNIZCA HEKİM KONTROLÜNDE KULLANILMALI

Enfeksiyonların bir kısmı virüslerden kaynaklanıyor. Azap, antibiyotiklerin yarısının bu tür enfeksiyon durumlarında biliçsizce kullanıldığına dikkat çekti. Toplumun hafızasında halen antibiyotik öncesi dönemlerde ölümlere neden olan zatürre, menenjit, kolera, verem gibi enfeksiyon hastalıkları canlılığını koruduğunu ifade eden Azap, şunları kaydetti:

“Halkımız bugün pek çok hastalığın antibiyotikler sayesinde artık görülmediği ve öldürücü olmadığını düşünüyor. Antibiyotiklerin zararsız olduğunu da zannettikleri için antibiyotik kullanmakta hiçbir sakınca görmüyorlar. Oysa bugün enfeksiyon hastalıklarının azalmasının en önemli nedeni antibiyotikler değil, temiz içme suyu, temiz gıdalar, sağlıklı yaşam koşulları ve aşılardır. Antibiyotikler hayat kurtarıcıdır ama sadece gerekli durumlarda. Grip ve zatürre aşısı yapılan erişkinlerde antibiyotik kullanımının yüzde 28 azaldığı, çocuklarda da yüzde 20’ler civarında bir azalma olduğu görülüyor. Tüm toplumun antibiyotiklerin gereksiz ve fazla kullanımından kaçınması, antibiyotikleri sadece hekimler önerdiğinde kullanması, enfeksiyonların engellenmesi için el yıkama ve aşılanma gibi basit önlemleri almasının önemi de çok büyük.”

SÜREYE DİKKAT

Kulak Burun Boğaz Uzmanı Dr. Mustafa Başarır, antibiyotiklerin verimsiz kullanımının kişinin sağlığına ve ülkenin ekonomisine zarar verebileceğini belirterek, “Tüm ilaçlar içerisinde antibiyotiğe ayrılan paranın oranı yüzde 36’larda” dedi.

Dünya Antibiyotik Farkındalık Haftası nedeniyle yaptığı açıklamada Başarır, şöyle konuştu:

“Antibiyotikler sadece bakteriyel enfeksiyonlarda kullanılmalı. Kullanımına doktor karar vermeli. Bu ilaçlar karaciğer, böbrek bağırsak fonksiyonlarını bozma potansiyeline sahiptir. Hafif bir enfeksiyon için kullandığımız antibiyotikler ölümcül sonuçlar doğurabilir. Boğaz enfeksiyonu sinüzit ya da orta kulak iltihabında antibiyotik kullanım süresi 7 ila 15 gün arasıdır. Hastalığın iyileşmeye başlamasıyla antibiyotiğin kesilmesi, geride kalan mikroorganizmaların direnç geliştirmesine ve güçlenmesine neden olur. Bu durumda çok daha geniş spektrumlu antibiyotikler gerekmektedir.”