Ellerinde Türk bayraklarıyla Yeni Mahalle Geylani Camisi önünde toplanan Şırnaklı kadınlar, Cizre Caddesi'nden "Şehitler ölmez vatan bölünmez", "Kahrolsun PKK" sloganları atarak HDP İl Başkanlığı binası önüne kadar yürüdü.


Ellerindeki "Şırnaklı kadınlar hesap soruyor", "Şırnaklı kadınlar destan yazıyor", "Teröre geçit yok", "Unutmadık, unutturmayacağız" yazılı dövizlerle yürüyen kadınlardan bazıları da terör örgütü PKK tarafından dağa götürülen çocuklarının fotoğraflarını taşıdı.


Bazı kadınların yöresel kıyafetleriyle katıldığı yürüyüşe genç kızlar da destek verdi.

Bölücü terör örgütü tarafından zorla dağa kaçırılan ve daha sonra güvenlik güçlerine teslim olan S.A, grup adına yaptığı açıklamada, bölgenin anneleri, kadınları ve genç kızları olarak, terör örgütü PKK'nın 40 yılı aşkın süredir bölgede kan, gözyaşı, baskı ve zulüm politikasına "dur" demek, örgütün siyasi uzantısı HDP'nin üst yetkilileri tarafından kadına yapılan istismar olaylarına tepki göstermek ve safları sıklaştırmak için toplandıklarını söyledi.

Terör örgütü PKK ve siyasi uzantısı HDP'nin en çok zararı Kürt kadınlarına ve bölge halkına verdiğini belirten S.A, şunları kaydetti:

"Terör örgütü, daha hayatlarının baharında kandırdığı gençleri dağa götürerek anaların yüreğini dağlamış, hiçbir duyguyla kıyaslanamayacak evlat hasretiyle anaları baş başa bırakmıştır. Her nedense şimdiye kadar 'Kürt anneleri' diye siyasi emellerine alet ettikleri ve kullandıkları aynı anneler, evlatlarını isteyince 'Kürt Anneleri' unvanlarını kaybettiler. Peki soruyoruz neden? Ey hainler, kandırdıklarınızı vereceksiniz. Bizim gençlerimizi zehirlemeye çalışıyorsunuz ama millet uyandı, yok öyle yağma. Bu millet kardeş, kimse kimseyi kandırmasın. Halkların kardeşliği yok, tek millet, tek bayrak var."

Çukur teröründe evleri yıkılan, mağdur olan ve hayatlarını kaybedenlerin de bölge halkı olduğuna dikkati çeken S.A, terör örgütü PKK'nın siyasi uzantısı HDP'den evlerinin temeline bombalar döşenirken, bir şehir yok edilirken, on binlerce insan evladından, evinden, ilinden edilirken bir tepki duymadığına dikkati çekti.

'BU TOPRAKLARDA KAN AKITMADIĞINIZ GÜN NEREDEYSE YOK'

Terör örgütünün siyasi uzantısı HDP'nin kadınları ön saflara sürerek sözde onlara değer verdiğini zannettiğini aktaran S.A, şöyle konuştu:

"Peki son zamanlarda çıkan kendi milletvekilleri ve yöneticilerinin kadına yönelik taciz olaylarına karşı HDP niye 3 maymunu oynadı, neden bir açıklama yapmadı? Peki size bir soru daha soruyoruz; 17 yaşındaki kız çocuklarının elinden kalemi alıp silah veriyorsunuz, o kadın cinayeti değil midir? Kadına verdiğiniz değer ortadadır. Geçmişten bugüne kadar binlerce Kürt, sivil, savunmasız vatandaşımızı katlettiniz, şehit ettiniz. Bu topraklarda kan akıtmadığınız gün neredeyse yok.

Bundan 25 yıl önce 8910 Eylül tarihlerinde, 1995 yılında Uludere ilçesi Bulakbaşı köyünde 9 vatandaşımızı katlettiniz. Amaçları sadece çalışarak helal ekmeklerini kazanmak olan 4 işçiyi Cudi'de katlettiniz. Yeniaslanbaşer ve Geçitboyu köylerinde çobanlarımızı katlettiniz. Onlar Kürt kökenli sivil değil miydi? Dağlarımızda ve şehirlerimizde yaptığınız katliamların izleri hala mevcuttur. ATM sırasında şehit edilen astsubayımız, uykudayken şehit edilen polislerimiz, güvenlik korucularımız ve öğretmen Şenay Aybüke Yalçın, öğretmen Nurettin Yılmaz, Eren Bülbül'den ne istediniz? Üstelik bunları yaparken de sözde Kürtleri savunma adına yaptınız."

'BU EYLEM, PKK VE SİYASİ UZANTILARININ ZULMÜNE BAŞKALDIRIDIR'

Terör örgütü PKK ve siyasi uzantısı HDP'ye, "Sizler birilerinin ellerini yakmamak için kullandığı maşadan ibaretsiniz." diye seslenen S.A, açıklamasına şöyle devam etti:

"Bu eylem, PKK ve siyasi uzantılarının zulmüne başkaldırıdır. Yıllardır sessiz bir çığlık vardı, o çığlık artık patlama noktasına geldi. Kadınlar artık seslerini duyurmak istiyor. Biz de onların yanındayız, o acıyı hissediyoruz ve mücadelelerine ortak olduğumuzu buradan haykırıyoruz. Kadınlarımızı Kandil'den kopararak özgürleştirmek lazım. Kadınlarımızı PKK'dan kopararak özgürleştirmek lazım. Kadınlarımızı HDP'den kopararak özgürleştirmek lazım."

DİYARBAKIR ANNELERİNE DESTEK

Kandırılarak dağa kaçırılan gençlere de seslenen S.A, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Artık annelerinizin yüreğindeki ateşi söndürmek için geri gelin, devletimize teslim olun ve annelerinizin dinmeyen gözyaşlarına çare olun, hayat suyu olun. Kimsenin maşası olmayın, TürkKürt kardeşliği üzerine hesap yapan, araya nifak sokmaya çalışan başta PKK terör örgütü olmak üzere tüm terör örgütlerini ve siyasi uzantılarını lanetliyoruz. Teröre karşı yürütülen mücadelede sivil inisiyatifin önemi ortadadır. Bu bağlamda Diyarbakır annelerinin cesaretini kutluyoruz. Kalbimiz ve insanlığımız sonuna kadar Diyarbakır anneleriyle birliktedir. Her ortamda barış, kardeşlik, demokrasi, insan haklarından dem vuranlar, duyun ve bu sese kulak verin. Bu anaların sesi, tüm milletin sesidir. Bu teröre isyan, teröre lanetin sesidir. Susmak insanlığa ihanettir.

Gözünü kırpmadan vatan uğruna canını feda eden şehitlerimizin bizlere verdiği cesaret ile diyoruz ki ne eli kanlı terör örgütü PKK ne de dünya üzerinde hiçbir örgüt ve oluşum bizim birlikteliğimizi bozamayacak. Görmüş olduğunuz bu kadın topluluğu terör örgütü PKK ve siyasi uzantısı olan HDP'den yıllardır gördüğü her türlü zarara 'Edi Bese' diyor. Son olarak diyoruz ki bundan sonra her hafta yüreği yanan Şırnaklı kadınlar olarak buraya gelip sizlere hesap soracağız. Kandırarak aldığınız tek bir genç kalmayıncaya kadar haklı mücadelemize devam edeceğiz."

Kadınların yürüyüşü, zılgıtlar eşliğinde sona erdi.

Şehit Tuğgeneral Sezgin Erdoğan’ın annesi anlattı: Askerleri onun canından daha değerliydi