İlk bölümde Tunceli Cemevi Başkanının görüşlerine yer vermiş ve kısa değinmelerle yetinmiştik. Bu bölümde ise HDP'ye yakınlığıyla bilinen Demokratik Alevi Dernekleri (DAD) Genel Başkanı Musa Kulu'nun K24'e yaptığı açıklamalarına yer vereceğiz.

DAD tipi derneklerin Anadolu Alevilerini kuşatma altına alması sorunun ciddiyetini gösteriyor. Her konuşmalarında etnik ve dini farklılıklara vurgu yapan böylesi kuruluşlar, Aleviliği anlaşılmaz kıldıkları gibi kafa karışıklığına da yol açıyorlar. Bu derneklerin Alevilik diye bir dertleri yoktur! Onlar için ayrışmanın derinleştirilmesi ve vatandaşlarımızın kamplara bölünmesi esas amaçlarını oluşturuyor.

Ülkemiz sınırları içinde Alevileri yaşadıkları şehirlere göre de tanımlarız. Örneğin Erzincan Alevileri, Çorum Alevileri, Tokat Alevileri, Tahtacı Alevileri gibi! Ancak DAD başkanının kin kokan "Dersim Alevileri" söylemi farklıdır ve tamamen PKK/HDP'nin söylemleriyle örtüşüyor. Aşağıda DAD'ın başkanının konuşmasına bakıldığında sorun daha kolay anlaşılır. DAD gibi, Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu (AABK) gibi yapılanmalar emperyalizmin böl ve yönet projelerinin birer piyonudur.

"Dersim" söylemine özel vurgu yapan DAD başkanı bölgecilik, mezhepçilik yaparak konuşmasına başlıyor ve şu sözleri sarf ediyor: “Bizim genel merkezimiz Dersim’de. Herkes merak eder niye Dersim? Dersim Aleviliğin ser çeşmesi olarak kabul edilir, bütün ocaklarımız, bütün ziyaretgahlarımız, Alevilik tarafından bilinenlerin hepsinin Dersim’de olmasından kaynaklı. Kendi itikadıyla inancıyla kendi kültürüyle diliyle farklı bir toplumsallığı olan aleviler bu coğrafyada hep öteki olarak bilinmiş. Farklı bir kültüre ve dile sahip olduğumuz için devlet sindirememiş." Konuşmanın iler tutar bir yönü yoktur. Neresinden baksanız bölücülük akıyor. Birincisi Tunceli ilimizi mezhepçiliğin merkezi olarak göstermek en büyük aymazlıktır. DAD başkanı bilerek etnik köken ve dini farklılığı ambalajlayarak piyasaya sunuyor. "Kendi toplumsallığıyla" sözünün arkasında "Kürt Alevisi" söylemi yatmaktadır ve Tuncelilerin ezici çoğunluğu kendini bu etnik ayrıma göre tanımlamaz. Şu batı kaynaklı "ötekileştirme" kelimesi gına getirdi! Artık her cümlede bıktırırcasına tekrarlanıyor. "Ötekileştirme" dedikleri o sürecin gerilerde kaldığını görmeyenler art niyetlerini devam ettirmek isteyenlerdir.

DAD Genel Başkanı Kulu, Tunceli Cemevi Başkanı Ali Ekber Yurt’un aksine Alevilerle ilgili yapılan çalıştaylara kendilerinin çağrılmadığını ifade ederek şunları söyledi: “Yapılan bütün Alevi çalıştaylarında bu yolun, bu hakikatin sahibi olan insanlarla görüşmediler. Kendisine benzeyen, kendisine yakın ya da devletin, erkin sözünü söyleyebilecek Alevileri çağırdılar. Esas bu yolun sahibi, hakikati, kendi inancı ve itikadıyla yaşayan kendisini tanımlayan değil, kendisini sisteme ve güce entegre eden Alevi misyonerleri, yahut da gri pasaportluları yahut da devşirmeleri bulup Aleviymiş gibi göstermeye çalıştılar. Sistemin esas hedefi bizi asimile etmek, yok etmek. Türkiye Cumhuriyeti Devleti kurulduğu günden bu yana iki esas temel üzerine oturtulmuş; biri herkesi Türk yapmak diğeri herkesi Müslüman Hanefi yapmaktır. Bu buradaki bütün toplulukları bütün farklılıkları Türkleştirmek ve Hanefi İslam yapmak gibi. Ne devlet ne de din ve Allah adına konuşanlar Alevileri tanımlamasın. Biz kendimizi tanımlamışız, biz kendimiz gibi kendi inancımız gibi kültürümüz dilimiz ve hafızamızla yaşamak istiyoruz, bize dayatılan bir yaşamı kabul etmeyiz. Bizim devletten talebimiz yok, devletin yapmak istediği şey bizim hafızamızı silmek, dinimizi kültürümüzü ortadan kaldırmak. Bu ülkede herkesi Türk yapmak bütün halkları, herkesi Müslüman yapmak bütün inançları, hakkın yarattığı bütün inançları yok saymaktır.”

Aleviliği yoldan çıkarma uğraşısı içindeki organizasyonların ilk sıralarında DAD gibi Alevicilik yapanlar gelir. Bu türden "dernekleri" Avrupa'da yakinen tanıdık ve Türkiye'yi zayıflatmak, halk içindeki çelişmeleri çatışmalara dönüştürmek için her yolu mübah saydıklarını biliyoruz.

Yukarıdaki konuşmayı ülkesini seven, Alevileri savunan tek bir kişi yapmaz! Birincisi misyoner mi arıyorsunuz? İşte size DADAABKFEDA vb bunlardan daha tanınmış misyoner mi bulunur! İkincisi, batılı emperyalist devletler etnik ve dini bölücülüğü besledikleri gibi içinden devşirdikleri yanaşmaları nasıl kullandıklarını sadece gazetelerde yazarak değil kitaplarla açığa çıkardık. DAD yöneticisi aynaya baktığında gördüğü şeye devşirme diyoruz! Üçüncüsü, şu saatten sonra Aleviler asimile ediliyor sözünden daha saçma bir söz bulunamaz! Ne asimilasyonu? Bazı yanlış, eksik uygulamalara bakarak genel çıkarsamalar yapmak devşirmelerin görevleri arasında yer alır. Dördüncüsü,  "Türkiye Cumhuriyeti Devleti kurulduğu günden bu yana iki esas temel üzerine oturtulmuş; biri herkesi Türk yapmak diğeri herkesi Müslüman Hanefi yapmaktır." sözleriyle Atatürk'ü ve Cumhuriyetimizi hedef tahtasına oturtan zihniyet gericidir. Özellikle son 75 yıldır  bazı yanlış uygulamalardan yola çıkarak PKK/HDP ağzıyla saldırmak DAD gibi organizasyonlara yakışır! Beşincisi, demagojiyi gerçek diye yutturmak isteyen DAD yöneticisi Türkiye'yi zan altında bırakmak için çarpıtmalara baş vuruyor. Altıncısı, "Alevilik tarafından bilinenlerin hepsinin Dersim de" olduğu ise kocaman bir yalan. Bu tespit Aleviliğin "Dersim de" kurulduğu ve yayıldığı gibi bir saçmalığın da önünü açıyor ve Dersimciliği özel konuma yükseltiyor! Türk devletinin ABD emperyalizminin yörüngesinden kurtulurken pek çok yanlışta tarihte kalmaya başladı ama bu DAD'ı hiç ilgilendirmiyor! Neymiş? Türk devleti Alevilerin hafızasını silmek, dinini (Alevilik İslam dışı mı? Mİ) ve kültürünü ortadan kaldırmak istiyormuş! Nasıl ve hangi yöntemlerle? DADFEDAAABK vb Anadolu Alevilerini "İslam dışı din" olarak gösterme çabaları boşuna değildir. Bölücülüğü yerelde beslemek istiyorsanız onlara göre; Aleviliği kullanmaktan daha kolay bir şey olmasa gerek! Ama bu ters tepmeye başladı. Amerikancı bölücülük yenildikçe Alevicilikte irtifa kaybediyor.

03.12.2021 günü 1 saat 45 dakika süren Kürtçü XANİTV'de eski PKK'lı Selim Çürükkaya ile Mehmet Can Yüce'nin "PKK nin Öteki tarihi, Dersim çalışması" üzerine karşılıklı konuşmaları yer alıyor. PKK ile ilgili görüşlerini bir yana bırakacak olursak Kemalizm ve Cumhuriyetimize düşmanlıkla dolu program ile yukarıdaki DAD gibi derneklerin görüşleri örtüşüyor.  

HDP'nin kapatılması ve HDP tipi organizasyonlara bir daha müsaade edilmemesi halinde, DAD gibi Alevilerimizin içine salınmış bölücülerde bellerini bir daha doğrultamayacaklar ve aktif çalışma sürdüremeyecekler. Yalnız başına HDP'nin kapatılması yetmez; aynı amaca hizmet eden kuruluşlara yasal çalışma izni tanınmamalı.

Buradan bir kez daha can Alevilerimize, 72 milleti bir gören güzel yüreklerine sesleniyoruz; DAD, AABK, FEDA ve benzerlerinden desteğinizi çekiniz ve bunlarla hiç bir platformda yer almayınız. Bunlar sizi ateşe sürerek amaçlarına ulaşmak istiyorlar. Bu oyuna gelmeyelim ve oyunlarını bozalım... 


Ulusal.com.tr