Ahmet Davutoğlu'nun son açıklamaları Altılı Masa'dan daha çok CHP ve İYİ Parti tabanında isyana yol açtı. Oy oranı yüzde 1 bile olsa masada eşit biçimde yer alacak liderler aynı zamanda seçilecek cumhurbaşkanının yardımcısı ve suflörü olacak. Masadaki liderlerin hepsinin birden onayı olmadan cumhurbaşkanı hiçbir karar alamayacak. 

Altılı Masa'daki 6 partinin toplam oy potansiyelinin yüzde 95'den fazlasını CHP ve İYİ Parti oluşturuyor. Davutoğlu'nun açıkladığı sistem hayata geçtiği takdirde hem Kemal Kılıçdaroğlu hem de Meral Akşener diğer küçük partilerin vesayeti altına girmiş oluyor. 

CHPHDP eksenindeki gazetecilerden Şirin Payzın, Ahmet Davutoğlu'nun açıklamalarına isyan edenlerden sadece biri.

Türkiye'yi yönetilemez hale getirecek böyle bir sistemi muhalifler de istemiyor. Bu yüzden Davutoğlu'na özellikle CHP tabanında tepkiler büyük. Kendisini eleştiren kesimi 'çok bilmişler' şeklinde suçlayan Davutoğlu, anketlerde yüzde 0,5 (binde 5) olan oy potansiyeline bakmadan diğer partileri, "Biz olmazsak seçimi kazanamazsınız" diye tehdit etti. 

TELE1'de katıldığı programda Davutoğlu, "Bırakalım siyaseti bu çok bilmişlere, şunun oy oranı bu desin. Mesela bizzat çıkalım masadan madem o zaman. Saadet Partisi'nin de oy oranına bakılsın. Demokrat Parti'nin de bakılsın. Ayrılalım, seçim mi kazanacaksınız? Türkiye'de yüzde 49,5'le de yüzde 1,5'le de seçimi kaybedebilirsiniz" ifadelerini kullandı. 

Bir yanda Davutoğlu'nun tehdidi, bir yanda Kılıçdaroğlu ile Akşener arasında Ekrem İmamoğlu krizi, aynı zamanda Altılı Masa'daki küçük paydaşların talepleri, oluşumun gizli ortağı durumundaki HDP'nin ve FETÖ'nün dayatmaları kafaları iyiden iyiye karıştırmış durumda. 

Daha yönetimi planlarken bile krizden bahseden Ahmet Davutoğlu, "Bir cumhurbaşkanı seçtiniz diyelim. O cumhurbaşkanı 'Sizin oyunuz düşüktü, ben bu kararı veriyorum' derse" sorusuna şu cevabı verdi: "Bunu dediği anda kriz çıkar, Meclis desteğimizi çekeriz, ülke seçime gider."

AMERİKANCIALMANCI KAVGASI 

Türkiye'ye koalisyon dönemi türbülanslarını vaat eden Altılı Masa'nın asıl krizi bambaşka bir konuda yaşadığı iddiası ise gündeme bomba gibi düştü. Sabah gazetesi yazarı Mahmut Övür'e göre Altılı Masa'da AmerikancıAlmancı çekişmesi yaşanıyor. Masada cumhurbaşkanı adayının geç belirlenmesinde asıl nedenin 'küresel kavga' olduğuna dikkat çeken Övür, "Çünkü masada açık bir ABD'ciAlmancı kavgası yaşanıyor. ABD cenahından Kılıçdaroğlu'na onay verilmediği için adaylık geciktikçe gecikiyor" diye yazdı. 

Mahmut Övür, yazısının devamında şu hususlara dikkat çekti: 

Belki içinizden, 'Bu küresel güçler bu kadar işin içinde mi?' diye geçirebilirsiniz. Şimdi gelin Türkiye'deki seçimlerin onlar için ne kadar önemli olduğunu bizzat onlardan dinleyelim. Birkaç gün önce derin ABD'nin sesi Washington Post'ta, "2023'te dünyanın en önemli seçimi Türkiye'de olacak" başlığıyla bir analiz yayınlandı. O analize göre 2023 seçiminin sonucu, Washington, Moskova, Avrupa, Ortadoğu ve Asya'da jeopolitik ve ekonomik hesapları şekillendirecek kadar önemli.

ABD ve AB bu seçimle öyle ilgililer ki Başkan Erdoğan'ın küresel barış hamlelerine önem vermelerine rağmen şu arzularını saklamıyorlar:

"Erdoğan'ın tercih ettiği rakip, CHP'yi 12 yıldır yöneten biraz renksiz bir isim olan Kılıçdaroğlu olacaktır. Birçok Türk siyasi analist, daha genç ve daha karizmatik İmamoğlu'nun daha güçlü bir rakip olacağını söylüyor."

ABD kimi tercih ettiğini açıkça söylüyor. Analizin belki de en çarpıcı sonucunu şu cümle özetliyor:

"Türkler oylarını kullanana kadar Batılı liderler gergin durumda kalacak."

Ekrem İmamoğlu ve Meral Akşener

Sahi Türkiye'deki bir seçim Batılı liderleri neden geriyor?

Cevabını İngiliz savunma ve güvenlik kuruluşu analistlerinden Ziya Meral veriyor:

"Türkiye bir ara güç olabilir, ancak büyük güçlerin bu seçimde bir çıkarı var."

İşte 6'lı masada "Bu çıkarı en iyi ben temsil ederim" kavgası yaşanıyor.

Böyle bir gerçek hiç yokmuş gibi siyasi analiz yapmak, gerçeği saklamaktan başka bir şey değil...

ABD Kongre Üyesi Bill Keating'in "Ekrem İmamoğlu ile temastayız" itirafı Türkiye'de uzun süre konuşulmuştu.