Siyonizme boyun eğen Avrupa devletleri dünya sahnesinde yalnızlaşma devam ediyor. Son olarak Almanya Cumhurbaşkanı Frank Walter Steinmeier Doha Havalimanı'na indi ancak karşılamada Katarlı bir yetkilinin olmaması üzerine, yaklaşık yarım saat beklemek zorunda kaldı.
HAK EDENE HAK ETTİĞİ GİBİ
Alman medyası ve sosyal medyada viral olan görüntülerde Steinmeier'in uçağın çıkış kapısının önünde beklediği görülüyor. Öte yandan Steinmeier'in bekletilmesinin, Katar'ın Almanya'nın Gazze politikasına tepkisinden kaynaklanmış olabileceği yorumları yapıldı.
EŞİ UÇAKTAN DAHA ÖNCE İNDİ
Edinilen bilgiye göre Steinmeier'in eşi Elke Büdenberder ile diğer delegasyonun ise uçaktan daha önce indi.
YARIM SAAT SONRA GELDİLER
Yarım saat boyunca uçak kapısında yetkililerin gelmesini bekleyen Almanya Cumhurbaşkanı Frank Walter Steinmeier, Katar Dışişlerinden Sorumlu Devlet Bakanı Sultan bin Saad Al Muraikhi'nin karşılamasının ardından Katar Emiri Şeyh Temim Bin Hamed Al Sani ile görüşmesine zamanında ulaştı.
"HAYAL ETTİĞİ ŞEY BU DEĞİLDİ"
Alman merkezli Der Spiegel dergisi, "Steinmeier'ın Katar ziyaretinde hayal ettiği şey bu değildi. Cumhurbaşkanı kollarını kavuşturup yarım saat uçak kapısında beklemek zorunda kaldı" dedi.
"SURAT ASIP KÜSTÜ"
Almanya'nın en çok okunan gazetelerinden biri olan Bild ise Steinmeier'ın yarım saat bekletildiğine dikkat çekti ve Almanya cumhurbaşkanının havalimanında zaman geçirebileceğini ancak bunun yerine suratını asarak uçak kapısında beklemeyi tercih ettiğini yazdı.
"BÜYÜK BİR AŞAĞILANMA"
Söz konusu gelişmeler sosyal medyada da viral olurken, yorumlarda da Steinmeier'ın uçak kapısında bekletilmesi 'Almanya için büyük bir aşağılanma' olarak değerlendirildi.
NE OLMUŞTU?
7 Ekim'de başlayan İsrail soykırımına destek veren Almanya, Tel Aviv yönetimine peş peşe ziyaretler düzenleyerek yanlarında olduklarını iletmşiti. Binlerce masumun katledilmesine göz yuman Almanya ayrıca İsrail'e maddi destek yardımında bulunduklarını da açıklamıştı. Geçtiğimiz günlerde Dayanışma mesajı vermek için İsrail'e giden Steinmeier, "Dayanışmamız aynı zamanda kendini savunan, varoluşsal bir tehdide karşı mücadele eden İsrail'le de." görüşünü paylaşmıştı.
