AleviBektaşi dernek yöneticileri, Almanya Alevi Birlikleri Federasyonu'nun (AABF) girişimiyle bir eyalette Aleviliğin ayrı bir din olarak tanınmasının kabul edilemez olduğunu söyledi.
Alevi önderlerinden AB'ye ve AABF'ye tepki: Ayrı din tuzağına düşmeyiz
ERCAN DOLAPÇI

Almanya'da Kuzey Ren Vestfalya Eyaleti Parlamentosunun “Aleviliği ayrı bir din statüsünde tanıma” kararı AleviBektaşi dernek yöneticileri tarafından büyük tepkiyle karşılandı. Aydınlık’a açıklama yapan önderler, “Bu karar bölücü niteliktedir. Alevi ve Sünni kışkırtmasıyla ülkemizi bölmek istiyorlar. Aleviler böyle bir kararı kabul etmez. Bu girişim tutmaz” değerlendirmesinde bulundular. İşte yapılan açıklamalar:

'AYRI BİR AZINLIK YARATMAK İSTİYORLAR'

Ali Rıza Selmanpakoğlu, Eski Hacıbektaş Belediye Başkanı: 2004 yılından itibaren bu konu üzerinde AB ve ABD çalışıyor. Bunlardan destek alan bazı Alevi federasyonları da bu konuyu dillendirmeye başladı. Bunun temelinde Türkiye’de yeni bir azınlık yaratma amacı yatıyor. 2003 yılında Irak’ın işgali oldu. Şii, Sünni ve Kürt bölgeleri oluşturuldu. Bu üçlü bölünme, yapılan Anayasa ile güçlendirildi. ABD önderliğinde bunu gerçekleştirdiler. AB bunu örnek aldı. 2004 yılından itibaren onlar da bu çerçevede çalışma yapmaya başladılar.

IRAK'TAKİ BÖLÜNMEDEN SONRA....

O güne kadar bir şey söylemeyen Alevi örgütleri 2004 yılından itibaren AB çabaları içinde öyle bir ortamda kalktılar Ankara’da bir toplantı yaptılar. Almanya’daki Alevi Konfederasyonu Başkanları, Pir Sultan Abdal Derneği Genel Başkanları katıldı. İlk defa orada ‘Alevilik İslâm dışı’ dediler. İki üç ay sonra 17 Aralık 2004 tarihindeki AB ilerleme raporunda Aleviler azınlık ilân edildi. Çalışmaların en yoğun olduğu dönemdi bu…

Peki, bunu niye ilan ettiler. Bölünmüşlüğün örneklendirilmesi için. ‘Aleviler İslâm dışı’ demelerinden sonra Lozan’ı dikkate aldılar. Lozan Antlaşması’nın 3946. maddelerine baksınlar. Hepsinde Türkiye’deki azınlıklar tarif edilirken ‘Müslüman olmayan azınlıklar’ diye bahseder. Kürt azınlığın yanında bir de Alevi azınlığı koydular. Buna karşı çıktılar. Şakir Keçeli Baba ile birlikte o zaman açıklama yaptık. Bunun Türkiye’yi bölme amaçlı olduğunu söyledik. Bizi kimse bölemez dedik. Şunu unutmayalım, Aleviler Osmanlı döneminde onca baskıya rağmen hiçbir zaman ‘biz azınlığız’ dememiştir. Hep İslam’ın bir parçası olarak kendini tarif etmiştir. Cumhuriyet döneminde de bu böyledir.

Irak’tan sonra Suriye’ye geldik. Kuzey koridorunda aynen Irak’taki gibi federasyon peşindeler. Türkiye’de de benzeri azınlık yaratarak ‘hak ve hukuku koruyoruz’ diye müdahale edecekler.

Alevi kardeşlerimiz bu tuzağa düşmeyeceklerdir, azınlık olmayı kabul etmeyecektir.

'KARŞILIK BULAMAZLAR'

Hüseyin Öz, Ankara Hüseyingazi Cemevi dedesi: Bu kararı şiddetle protesto ediyorum. Almanya’nın öteden beri ülkesinde Alevi dernekleri içerisinde misyonerlik faaliyetleri yönettiğini biliyoruz. Yeni değil. Yıllardan beri bazen etnik temelde, bazen mezhepsel, dinsel temelde bunlar boş durmuyor. Bölücü faaliyetlerine Alevi toplumunda karşılık bulamazlar. Aleviler Cumhuriyet değerlerine bağlı insanlardır. Geçmişte bunun örnekleri var. Sivas, Malatya, Çorum, Maraş gibi birçok yerde Alevileri kışkırtmak istediler. Katliamlar da yaptılar. Ama üniter yapımızı bozmaya güçleri yetmedi.

'KOZ VERMEYİN'

Şimdi Alevilerin devletten çok basit talepleri var. Devleti yönetenler gayet de haklı talepleri yerine getirmediği için bunlara koz veriyor. En basit, cemevlerinin statülerinin kabul edilmesi gerekiyor. Bunların eline malzeme vererek bunu devlet aleyhine, birliğimize beraberliğimize karşı koz olarak kullanıyorlar.

Avrupa’nın diğer ülkelerinde de 56 ay önce Alevi kurultayı düzenlediler. Bunlara dikkat ederseniz, nerdeyse kiliselerin papazlarının tamamı katıldı. Türkiye’den Avrupa’dan HDP çevrelerinden meşruiyet kazandırmak, Alevi deklarasyonu hazırlamak peşindeler.

'ARKASINDA PKK VAR'

Hüseyin Değerli, Alevi Kültür Dernekleri Toroslar Şubesi Başkanı: Bu tür girişimlerin karşısındayız. ‘Alevilik diye bir din’ kararını kabul edemeyiz. Bunu Almanya’da bir eyalette başarmış olabilirler. Bu işin arkasında PKK’nın olduğunu da biliyoruz. Anadolu Alevileri olarak bölücülüğün karşısındayız. Her zaman da karşısında olacağız. Bu AleviSünni kışkırtmasını körükleyen bir provokasyon girişimidir. Uzun yıllardır yapıyorlar ama başaramayacaklar. Sivrisinek gibi zırlıyorlar. İçerde birlik beraberliğimizi bozmaya kimsenin gücü yetmez. Sınamasınlar, işin altında kalırlar.

‘TAMAMEN SİYASİ BİR KARAR’

Namık Kemal Zeybek, Eski Kültür Bakanı: Bu tür faaliyetler sadece Almanya’da değil, Fransa’da da var. Avrupa’daki bazı Alevi derneklerinin yöneticileri arasında, Aleviliği ayrı bir din durumuna getirip kendilerini tatmin etmek isteyenler var. Bunu menfaat karşılığı yapanlar da vardır… Aleviliği İslam’dan kopararak, Aleviliği bölücülüğün yanına katmaya çalışanlar var. PKK’nın eline geçmiş dernekler var. Türklükten koparmak isteyenler var.

Bir de Aleviliği Anadolu’da çok eski dönemlere kadar götüren, bilim dışı kitaplar yazanlar var. Bunlar Avrupa kurumlarından destek alıyor. Türkiye’yi yeniden bölmek için gizli servislerin faaliyetleri bir gerçek. Dolayısıyla yeni bir olay değil. Dikkatli olmalıyız. 

Alevilik İslâm’ın Türk yorumudur. Türk Aleviliği başka, Arap Aleviliği başkadır. Arap Alevilerinde birlikte cem yapmak yoktur. Toplu katılma sırasında semah yapma onlarda yoktur. Bu Türk Aleviliğine özgüdür. Türkçe konuşan Aleviler de aynı şeyi yaparlar. İbadetlerini Türkçe yürütürler. İslâm’ın Türkçe yorumudur. Ali diyerek üç halifeden ayrılıyor. İnançla ilgili değil ki dinin anlayışıyla, yorumuyla ilgili. Arapça namaz yerine Türkçe niyazı koymak, insan gönlüne değer vermek gibi yaklaşımlar Türklükle İslâm’ın birleşimiyle meydana gelen yaklaşımdır. 

Ayrıca Aleviliğe ayrı mezhep diyemeyiz. Mezhep ayrılığı fıkıhtan doğar. Aleviler İslâm fıkhına önem vermezler. Aleviliğin yoluna mezhep değil, yol denilir. Ayrı din sayılmasını gerektirmez. Alevilere göre asıl İslâm kendileridir. Gerçek Aleviler, dedeler, âşıklar kendilerini İslâm içinde sayarken, birilerinin başka din demeleri saçma sapan yaklaşımdır. Bu kötü niyetli, tamamen siyasi bir girişimdir. Ne yani Katolik, Protestan, Ortodoksları da ayrı din olarak mı göreceğiz? 

'FETÖ'CÜLERİN DE GÖREV YAPTIĞINI DUYUYORUZ'

İlahiyatçı akademisyenler de karara tepki gösterdi, bölücü örgütlerin süreçteki rolüne dikkat çekti.

BİRLİK VE BERABERLİĞİMİZİ KORUMALIYIZ

Prof. Dr. Şahin Filiz, Akdeniz Üniversitesi Edebiyat Fakültesi: Almanya, Almanya Aleviler Birlikleri Federasyonu ile yaptığı anlaşma ile sözüm ona ‘sol dincilik’e dayalı yeni bir gerici, bölücü ve emperyalist karara imza atmıştır. Etnik bölücülüğün ve Türkiye Cumhuriyeti'ne yönelik bitmez tükenmez düşmanlığın yeni kalkanı ‘din içinde din yaratma projesi’ ile Aleviliğin ‘Dini İnanç” topluluğu adı altında Türkiye’ye karşı kullanıldığını görüyoruz. Sünnilik nasıl din değilse Alevilik de din değildir ve İslâm dinine rağmen bir inanç grubunun temsili değildir. AABF aracılığıyla Avrupa’daki Türkleri ayrı dinlerin mensupları imiş gibi bölen bu anlaşmada dikkati çeken kritik nokta, Alevilikle Hıristiyanlığı kıyaslayarak Alevi yurttaşları İslâm’dan uzaklaştırıp Hıristiyanlığa yaklaştırma planıdır. FETÖ, PKK ve bilumum terör örgütleri, Aleviliğin içinde gizlenerek bu emperyalist dinci kumpasın sütre gerisindeki aktörlerdir.

'BALKANLARDAKİ BEKTAŞİLER ÜZERİNDE ÇALIŞIYORLAR'

Prof. Dr. Mehmet Azimli, Hitit Üniversitesi İslâm Tarihi Bölüm Başkanı: Alevilik İslâm kültüründen doğmuş yapılanmadır. Kökeni İslâm olan bir yorumdur. Ayrı bir din olduğunu düşünmüyorum. Ali’siz Alevilik gibi düşünceler de mümkün değildir. İslâm’ın ilk dönemindeki siyasi olaylardan çıkmıştır. Almanya’nın bu konuda uzun yıllardır bir çalışma içinde olduğunu biliyoruz. Balkanlardaki Bektaşiler üzerinden çalışıyorlar. Buralarda FETÖ’cülerin de görev yaptığı duyumlarını alıyoruz. Böyle bir süreçte, emperyalistlerin ülkemize saldırdığı dönemde birlik ve beraberliğimizi koruyarak toplum olarak ortak hareket etmek önemlidir.

Aydınlık