TEVFİK KADAN

ErdoğanPutin görüşmesinin ardından Rusya ve Suriye, İdlib operasyonlarına başladı. Mart 2020'den bu yana Türk askerinin de 36 kez hedef alındığı M4 karayolu ve güneyinde, süpürme harekâtı hazırlığı gözleniyor

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin arasında yapılan Soçi Zirvesi'nin ardından İdlib sahasında hareketlilik başladı. Rusya dün M4 karayolu üzerindeki Ariha ilçesine bağlı Cebel Erbain Dağı'nı savaş uçaklarıyla vurdu. Aynı saatlerde Suriye Ordusu da İdlib'in güney kırsalındaki Mara'an köyü ile Cebel Zarya, Sufuhen, Fatirah ve Kansafra köylerini top atışlarıyla dövdü. Daha sonra İdlib'in kuzey kırsalındaki Batana bölgesi ile Türkiye sınırına 5 kilometre uzaklıkta bulunan ve Bağdadi'nin öldürüldüğü köy olan Barişa hedef alındı. Sahadan bilgi aktaran kaynaklar, teröristlere yüzlerce füze atıldığını ve bazı karargahlarının yıkıldığını bildirdi. Uzmanlar, yoğun hava harekâtlarının bir süpürme harekâtının hazırlığı olabileceğini değerlendiriyor.

Rusya ve Suriye'nin dün İdlib'de vurduğu noktalar.

TÜRKİYE VE RUSYA'NIN ÖNCELİĞİ

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rus lider Putin ile görüşmesinin ardından yaptığı açıklamada, İdlib için “Ayrıntıların ötesine geçip bu meseleye kalıcı, nihai ve sürdürülebilir bir çözüm bulma vaktinin geldiğini konuştuk.” ifadelerini kullanmıştı. Erdoğan'ın bu sözleri, İdlib'de yeni bir durumun habercisi olarak yorumlandı. Bu durumun başında ise, hem Türkiye hem de Rusya'nın uzun süredir başını ağrıtan M4 karayolunun temizlenmesi geliyor. Çünkü İdlib'de bugüne kadar ilan edilen 19 ateşkesin hiçbiri kalıcı olamadı. 5 Mart 2020'de Moskova'da gerçekleşen zirvede, M4'ün güney ve kuzeyinin 6'şar kilometre temizlenmesi ve ortak devriyelerin yapılması kararlaştırılmıştı. Fakat Mart 2020'den bu yana ne devriyeler tamamlanabildi ne de teröristler bölgeyi terk etti. Üstüne üstlük Türkiye ve Rusya'ya çok sayıda saldırı gerçekleşti. Moskova Mutabakatı'nın ardından Türk askerleri 36 kez radikal örgütler tarafından hedef alındı. Rus konvoyuna da bir o kadar saldırı gerçekleşti. Bu saldırılarda Türkiye ve Rusya şehitler verdi.

İşte Rusya'nın hemen görüşmenin ardından M4'e hava harekâtlarına başlaması, iki liderin bu sorunu kökten çözme konusunda anlaştığı şeklinde yorumlanıyor.

SURİYE'NİN ÖNCELİĞİ

Suriye Ordusu da M4'ün açılmasıyla birlikte bu yolun güneyinde kalan ve Cebel Zaviye yada Gab Düzlükleri denilen bölgenin terörden arındırılmasını istiyor. Aslında Suriye Ordusu'nun Cebel Zaviye'ye yönelik operasyonları Mayıs 2019'da başlamıştı. Bu tarihte teröristler İdlib ve çevresindeki 6 bin kilometrekarelik bir alanı kontrol ediyordu. Suriye Ordusu'nun ilk operasyonlarıyla birlikte 2019'da 1200 kilometrelik alan temizlendi. 2020'deki ikinci aşamada buna 1700 kilometrekarelik alan daha eklenedi. Üstelik bu bölgeler İdlib’in dağı taşı değil, Halep’in batısındaki büyük yerleşimler, İdlibHalep arasındaki tarım bölgeleri, Serakib ve Maarat El Numan gibi stratejik ilçelerdi. Ayrıca M5 yolunun tamamı da Suriye Ordusu'nun kontrolüne girdi. Fakat Moskova Mutabakatı'yla birlikte bu operasyonlar durduruldu. Bu süreçte ise M4’ün güneyinde kalan yaklaşık 300 kilometrekarelik Gab Düzlüklerinde teröristler yeniden toparlandı. Hatta Milli Ordu (ÖSO)'ya bağlı 4. Tümen'den 1000 militan dahi burada HTŞ'ye yardıma gönderildi. İşte Suriye Ordusu şimdi buraya yönelik bir süpürme harekâtı hazırlığı yapıyor. Bu bölgede HTŞ'nin yanında Türkistan İslam Partisi gibi radikal cihatçı örgütler de bulunuyor.

SURİYE ORDUSU'NUN HAZIRLIĞI

M4 civarında son bir yıldır yoğun bir trafik yaşanıyor. Suriye Ordusu, modern Rus toplarıyla birlikte bölgede konuşlanmasını yoğunlaştırdı. Eski adı Kaplan Tugayı olan Suriye Ordusu’nun en donanımlı gücü sayılabilecek 5. Lejyon buraya gönderildi. Ayrıca Rusya’nın donattığı 1. ve 24. Tümenler de Serakib ve Maarat El Numan’a getirildi. İran destekli güçlerden Batı Halep’teki 46. Tugay Serakib civarında yoğunlaştı. Tahkim edilmiş 4. Tümen de İdlib’in güneybatısında yer alan ve önceki operasyonlarda harekâtın merkezi olan Curin’deki üsse yeni ağır silahlarıyla geldi. Ayrıca Lübnanlı eski askerlerden oluşan El Kumeyt gücüne mensup Hizbullah unsurlarının da bölgede olduğu biliniyor.

Suriye Ordusu'nun süpürme harekâtı hazırlığı büyük ölçüde tamamlanmış görünüyor.

TÜRK ASKERİNİ KİM VURUYOR?

Dr. Serhat Erkmen, Mart 2020'deki Moskova Mutabakatı'nın ardından Türk askerlerine M4 ve çevresinde düzenlenen saldırılara mercek tuttu. Erkmen'in paylaştığı istatistiklere göre, bu 36 saldırının 19'u 'Ebu Bekir Sıddık'ın Yardımcıları' denilen gizemli bir örgüt tarafından düzenlenmiş. Saldırıların 4'ünü 'Hattab Şişani', 2'sini 'Öncü Mücahit Örgütü', 1'ini de 'Mervan Hadid Birliği' üstlenmiş. Kalan 10 saldırının failleri ise bilinmiyor.

Bu örgütlerin tamamı son 12 yılda türediler. Kökenleri bilinmiyor, liderleri görünmüyor. Ne El Kaide'ye ne IŞİD'e ne HTŞ'ye bağlılar. Tek hedefleri Türkiye ve Rusya. Bu yeni çetelerin Batılı istihbarat örgütlerince kurulup yönlendirildiği değerlendiriliyor.

'RUSYA VE SURİYE'NİN YETERLİ GÜCÜ VAR'

Emekli Kurmay Albay Ünal Atabay, Rusya ve Suriye'nin İdlib'in güneyinde düzenlediği operasyonların Türkiye'nin çıkarına olduğunu söyledi. Türkiye'ye yönelik herhangi bir göç baskısının yaşanmayacağını kaydeden Atabay, bu operasyonların önünü açtığımızda Rusya ve Suriye'nin gerekeni yapabilecek kapasitesi olduğunu bildirdi. Atabay, şu değerlendirmelerde bulundu:

“İdlib meselesindeki düğüm noktası, oradaki radikal unsurların tasfiyesidir. Bu radikal unsurlar ortadan kaldırılmadığı sürece çatışmalar kangren şekilde devam eder. Tabi buna Rusya ve Suriye'nin daha fazla tahammülü yok. Çünkü onlar bir an önce Suriye'nin toprak bütünlüğünün ve egemenliğinin sağlanmasını istiyorlar. Zaman geçtikçe de aleyhlerine bir gelişme olduğunu düşünüyorlar. Bu noktada Türkiye'den İdlib sahasındaki durumu kolaylaştırmasını ve kendilerine fırsat vermesini istiyorlar.

“İdlib'deki radikal terörist unsurların büyük çoğunluğu, M4'ün güneyindeki dağlık alanlarda yuvalanmış durumda. Bizim de M4'ün güneyinde üs bölgelerimiz var. Bunlar gözlem noktası değil, orada tertiplenmiş, tahkimatını yapmış olan TSK'nın ileri unsurları. Muhtemelen Rusya zirvede bunların M4'ün kuzeyine çekilmesini talep etmiş olabilir. Bu unsurlarımız geriye çekildiği takdirde, M4'ün ve güneyinin temizlenmesinin önü açılır. Radikal grupların tutunma alanını ortadan kaldırdığınız zaman da, İdlib'in genelinden söküp çıkarmanız kolaylaşır.”

HTŞÖSO BİRLİKTELİĞİ

“Türkiye'nin bu tür bir ilişkiye fırsat vermemesi gerekiyor. Suriye Milli Ordusu (ÖSO)'nun da bu tür ilişkilerde bulunmaması gerekir. Eğer varsa da Türkiye önlemini almak zorundadır. Bizim HTŞ ile ne işimiz olabilir? Biz Milli Ordu'yu destekliyorsak, bunlara da müsaade etmeyeceğiz. Suriye ve Rusya'nın birlikte hareket ederek radikal grupları ortadan kaldıracak kapasitesi var. Onlara biz alan açacağız, fırsat yaratacağız, işlerini kolaylaştıracğız. Zaten biz neden bu radikal gruplarla mücadele edelim ki? Biz alan açarsak Suriye ve Rusya bunları bitirmeye kararlılar.”

KİTLESEL GÖÇ İHTİMALİ

“M4'ün güneyinde sivil göç hareketi olacak bir kitle kalmadı. Orada, radikal gruplarla ilişkilenen insanlar var. Böyle bir harekât yapılsın, 300500 bin civarında bir hareketlenme olur. Bunlar da kuzeyde kamplarda yaşayan 1.8 milyon civarındaki gruplara eklemlenirler. Türkiye'ye giremezler. Biz zaten tedbir almışız, nereden geçecekler? Afrin üzerinden mi geçip gelecekler? Reyhanlı'dan mı geçecekler? Reyhanlı'da kamplar var. Fırat Kalkanı bölgesine bile geçmez bunlar. İdlib'den 4 milyon hareketlenecek demek suretiyle, harekâtı engellemeye, önlemeye çalşıyorlar.”

RADİKAL ÖRGÜTLER

“Ben Türiye'nin, son zirvede Rusya'nın operasyonuna alan açmak adına bir mutabakat yaptığını düşünüyorum. Çünkü siz bunu yapmasanız da Rusya'nın böyle bir kararlılığı var. Hem bu Türkiye'nin de lehine bir karar olur. Biz Suriye'nin toprak bütünlüğünden yanayız. Barış ve istikrar gelsin diyoruz. Oradaki radikal unsurlar da barış ve istikrarı bozmak adına oraya yerleştirilmiş, Batılı istihbarat örgütlerinin kullandığı aparatlar haline gelmiş unsurlar. Başta da HTŞ tabi. Olayları provoke eden, Türkiye ve Rusya'nın arasının açılması için proje üreten gruplar bunlar. Türkiye ve Rusya'nın bunlara fırsat vermemesi gerekiyor. Bütün bu radikal örgütlerin birbiriyle ilişkileri var. Birbirinden türeyen matruşkalar gibiler. Bunlara karşı topyekün bir harekat yapılması lazım. Birinin diğerinden farkı yok. TİP gibi bu ılımlı grup diyerek birini koruma şemsiyesine aldığınız zaman, bumerang gibi gelir sizi vurur. Böyle bir şeye ihtiyacımız yok. Şu anki harekâtın amacı da bunları topyekün temizlemek. Türkiye'nin bunu kolyalaştırması lazım.”

Aydınlık