Vatandaş 2 kilogram ucuz sebze almak için uzun süre sırada bekliyor.

Muhalefet eskiye dönüşten söz ediyor.

Erdoğan ise tam tersini.

Yeni bir kavram ortaya attı:

“Varlık kuyruğu.”

Şimdi de bu kavram tartışılıyor.

VARLIK MI, YOKLUK MU?

Ev sohbetlerinde, kahvelerde, iş yerlerinde, devlet dairelerinde, hatta cami avlularında bile “kuyruk” konuşuluyor. AKP’nin bu konuyu sürekli gündemde tutması lehine mi, aleyhine mi belli değil.

Kuyrukların 12 Eylül öncesi kuyruklarla kıyaslanması, “varlık kuyruğu”nitelemesi kafa karıştırıyor.

12 Eylül öncesi kuyrukları yaşayanlar hemen itiraz ediyor. Gerekçeleri de şöyle:

“O dönemde cebimizde paramız vardı, mal yoktu. Tüp almak için, yağ almak için, ... kuyruğa girerdik. Ama şimdi durum farklı. Vatandaş cepte para olmadığı için ucuz sebze kuyruğunda. Cebinde fazla para olsa saatlerce kuyruk çilesi çekmez. Marketlerde ne isterse var. O nedenle, ille bir ad vermek gerekirse şimdiki kuyruklara ‘varlık kuyruğu’ demek imkansız. Doğrusu ‘yoksulluk kuyruğu.”

ÇEŞME DUVARINDAKİ YAZI

“Varlık, yokluk kuyruğu” tartışmalarını izlerken Antalya’nın Gazipaşa ilçesinin Gevenes köyünün çeşmesindeki yazıyı anımsadım.

Toroslardaki o dağ köyünün çeşmesindeki yazıda, “Varlıktan da bıktım, yokluktan da bıktım” ifadesi yer alıyordu.

Durum bu!

ÜRETİCİLER

Geçtiğimiz hafta Antalya’daydım.

Tanzim satışlara üreticinin tepkisini merak ettim.

Komisyoncularla, çiftçilerle görüştüm.

Tepki büyük.

Hükümetin fiyat düşürme baskısı ters tepmiş.

Reklamdan sonra devam ediyor 

Derelere ürün döktükleri günleri hatırlattılar.

Gazipaşalı bir çiftçi fiyatların yükselmesini şöyle anlattı:

“Bölgede yaklaşık 60 gün hava kapalı geçti. Hava kapalı oldu mu ürün düşük olur. Örneğin ben 5 dönüm serada patlıcan üretiyorum. Bir haftada 700 kilogram anca toplayabildim. 7 liradan sattım. 4 bin 900 lira aldım. Fiyat iyi olmasına rağmen masrafımı anca kurtardım. Fiyat yüksek, ama ürün az olunca fark etmiyor. Havalar güneşli olsaydı fiyat düşerdi, ancak ürün de iki katına çıkardı. Daha kârlı olurduk. Hâlâ sabah ayazı var. Ürün bollaşmadı. Erdoğan’a yanlış bilgi veriliyor. Öyle olmasaydı çiftçileri böyle kızdırmazdı.”

AKP’NİN EN ZOR SEÇİMİ

31 Mart seçimleri AKP’nin en zor seçimi.

Erdoğan’ın konuşmaları genelde tekrar.

“Yeni şeyler” söyleyemiyor.

“Metal yorgunluğu” sadece alt örgütlerde değil.

Partinin tamamında.

ANKETLER

Eskiden en çok anket açıklayan parti AKP idi.

Seçimler yaklaştıkça açık ara önde olduğu anketler peş peşe sıralanırdı.

Bu kez durum farklı.

Erdoğan CNN TÜRK canlı yayınında, “Anketlere güvenim kalmadı” dedi.

İlginçti.

Açıklama kamuoyunda, “AKP’de işler iyi değil” şeklinde yorumlandı.

AKP’de umutsuzluk yarattı.

Erdoğan eskiden böyle bir hata yapmazdı.

Belli ki artık o da yorulmuş.

ŞANSI MUHALEFET

Her seçimde aynı.

AKP’nin tek şansı muhalefet.

Muhalefetin PKK/HDP ile ittifakı, Türkiye’nin değil, ABD’nin yanında durması, seçim kampanyası gafları, ... AKP’ye umut oluyor.

Ama yine de işi zor.

Türkiye’nin koşulları “Milli Hükümeti” zorluyor.

Bu 31 Mart sonrası çok daha iyi anlaşılacak.

Haydi hayırlısı..!

Aydınlık