Ahmet Takan, “Altılı zirvede HDP vardı!.” başlıklı yazısında muhalefetin Ankara Ahlatlıbel’de yaptığı buluşmayı değerlendirdi. Millet İttifakı ile PKK’nın siyasi uzantısı HDP arasındaki ilişkiyi değerlendiren Takan, buluşma sonrası yayınlanan açıklamaya ve Kılıçdaroğlu’nun ‘HDP’yi yok saymıyoruz’ açıklamasına dikkat çekti:

Şimdi gelelim Ahlatlıbel zirvesinde o masaya HDP’nin nasıl girdiğine…

Ortak açıklama metnini çok dikkatlice okudunuz mu?..

Gözünüzden kaçtıysa şu itina ile yazılmış paragrafa bir bakın;

“Türkiye’nin istişare ve uzlaşı ile çözülemeyecek hiçbir sorunu yoktur. Önemli olan, tüm farklılıklarımızla beraber “biz” düşüncesini, Avrupa Konseyi ve Avrupa Birliği normları çerçevesinde temel hak ve özgürlüklerin güvence altına alındığı, herkesin kendini eşit ve özgür vatandaş olarak gördüğü, düşüncelerini özgürce ifade edebildiği, inandığı gibi yaşayabildiği demokratik bir Türkiye’yi inşa etmektir.”

“Masada HDP yoktu” tartışmalarına Kemal Kılıçdaroğlu anında “HDP’yi yok saymıyoruz.

Bu süreçte biz her parti ile görüştük, görüşmelerimiz sürecek. HDP’yle de görüşüyoruz, sorun yok” diye cevap vermişti. Bence, açıklamada alıntı yaptığım bu paragrafta, HDP’li olan olmayan tüm Kürt kökenli seçmene açık bir mesaj verilmiş. (Daha detaylı bilgi sahip olmak için AB normları çerçevesinde Kopenhag kriterleri ve bu konuda yazılmış ciddi makalelere bakabilirsiniz) Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Demokrasinin yolu Diyarbakır’dan geçer “sözleri de bu metne gayet usturuplu ve kimsenin itiraz edemeyeceği, gerçek manasına uygun bir şekilde girmiş oldu. Siz, buna “Kürt kökenli seçmen açılımı“ diyebilirsiniz… Daha fazlası da zaten Kürt ayrımcılığına ve bölücülüğe girer!..