Sabah gazetesi yazarı , Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ’da  Zirvesi sonrasında gazetecilere yaptığı açıklamaları köşesine taşıdı. Hasan Basri Yalçın, Başkan Erdoğan’ın,  firarisi  hakkındaki soruya, “Bunlar değişik ülkelerde dolaşıyorlar. Bölücü terör örgütünün başı ’nın ücra köşelerinden nasıl getirildiyse, bunları da getirme durumu olabilir” ifadelerini kullandığını yazdı..

İşte Hasan Basri Yalçın'ın o yazısı:

Başkan Erdoğan  elebaşlarından  ile ilgili konuştu: Bunlar değişik ülkelerde dolaşıyorlar. Bölücü terör örgütünün başı 'nın ücra köşelerinden nasıl getirildiyse, bunları da getirme durumu olabilir

İngiltere'nin başkenti 'da düzenlenen 'nun 70. yılı nedeniyle yapılan Liderler Zirvesi'ne katılan Cumhurbaşkanı  'ye dönüşü öncesi beraberindeki medya temsilcilerinin sorularını yanıtladı. Erdoğan'ın açıklamalarından satırbaşları şöyle:

FETÖ firarisi Adil Öksüz ile ilgili bir gelişme var mı? Nerede olduğunun tespiti ve iadesiyle ilgili süreç nasıl işliyor?
Bunlar değişik ülkelerde dolaşıyorlar. Bakıyorsun sesi Belçika'dan geliyor, bir bakıyorsun Yunanistan'dan, bakıyorsunuz Almanya'dan geliyor. Aslında işte bölücü terör örgütünün başı nasıl getirildiyse bunları da operasyonla getirme durumu söz konusu olursa şüphesiz ki iş çok daha rahat olacak. FETÖ'nün ileri gelenlerinden teslim edilenler oldu. Hâlâ bu konuda görüşme yaptığımız devletler var. Adreslerine varıncaya kadar istihbarat örgütümüz kendilerine veriyor. Onlardan bunun iyi niyetini görürsek İçişleri Teşkilatımız, İstihbarat Teşkilatımız bunları alıp getirme imkanına sahip. Ta Afrika'nın ücra köşelerinden olduğu gibi.

TRUMP HAKİKATİN YANINDA
Macron Trump'la görüşmesinde S400'ler konusunu gündeme getirdi. Ama Trump Türkiye'yi korudu, Obama'yı suçladı. Dörtlü Zirve'de Macron'un nasıl bir tavrı vardı?

Macron ile bu konulara hiç girmedik. Ama Sayın Trump'ın hakikatin yanında yer alması gerçekten manidardı. Bizim Fransa ile çok farklı bir anlaşmamız var. FransaİtalyaTürkiye olarak bu adımı atacağız. Ama savsaklanıyor. Bunun yanında ikinci bir anlaşmamız daha olacak. Aradaki bu tür sıkıntılar nedeniyle maalesef yürümüyor. Halbuki onların bize, bizim de onlara ihtiyacımız var. "Gecikiyor bu işler. Bu adımları atalım ve neticeye yürüyelim" dedik. O da kabullendi, "Çalışmaları yürütelim" dedi.
YPG ile mücadele noktasında Türkiye NATO'yu somut işbirliğine yani göreve çağırırsa sizce tavır ne olur? Bildiri sizi tatmin etti mi?
Şu anda ortada bir yazılı beyan varsa bu yazılı beyan onları da bağlar bizi de bağlar. Yani doğmamış çocuğa don biçmenin de bir anlamı yok. Polonya ve Baltık ülkeleriyle ilgili arkadaşlarımla yaptığım görüşmelerden sonra bu işe "Evet" dedik ama terörle mücadelede siz de bizi yalnız bırakmayacaksınız. Orada konsey, komisyon meselesi var. Bu şu anda geçerliliği adeta yok gibi. Süreç başlamıştır. 6 aylık periyodu var.



Barış Pınarı ile Türkiye'nin kontrol ettiği bölgelerdeki sivil katliamlarına karşı ülkeler ne yapmayı düşünüyor?
İdlib'de de benzer şeyler oluyor. Bu tür şeylerde karşılıklı uyarılar yapıyorlar. Şimdi Ayn elİsa'da olanlar var. Münbiç'te hala verilen sözler tutulmuyor. Tel Rıfat'ta, 'da, Resul Ayn'da pazar yerleri zaman zaman bombalanıyor. Bunlara nereye kadar sessiz kalacağız? 8 Ocak'ta Rusya lideri Putin ile 'da Türk Akımı açılışını yapacağız. O zamana kadar bekleyebilir miyiz bekleyemez miyiz bir de bu var.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Ünal Çeviköz'ün "Libya'yla yapılan mutabakat yeni tartışmaları beraberinde getirir" sözünü nasıl değerlendiriyorsunuz?
Tabii yeni tartışmaları beraberinde getirecek. Bunlar Akdeniz'de en uzun kıyı şeridine kim sahiptir, hakkımız hukukumuz nedir, bilmezler. O gelip geçen kusura bakmasınlarmonşerlerden bu ülke çok çekti. Bu işi onlara bırakmayacağız. Adam gibi adam olup ülkenin hukukunu savunanlar başımız gözümüz üstüne. Onlar izliyor tribünde, biz sahada futbol oynuyoruz. Mutabakat uluslararası deniz hukukuna uygun.

TERÖRE KARŞILAR AMA ÖRGÜTLERLE EL ELELER
* NATO'nun gücü, müttefikler arasındaki birlik ve dayanışmadan kaynaklanıyor. Küreselleşme çağında hepimiz güvende olmadan hiçbirimiz güvende olamayız. Biz NATO üyesi olarak PKK/  ve FETÖ başta olmak üzere pek çok terör örgütüne karşı mücadele eden tek NATO üyesiyiz. Fakat bazı dostların bir taraftan terörle mücadeleyi öne çıkartırken diğer taraftan bu terör grupları ile el ele olduklarını da üzülerek görüyoruz. Biz nasıl ittifakın güvenlik tehditlerini ciddiye alıyorsak bütün müttefiklerin de bizim güvenlik kaygılarımızı ciddiye alması gerekir.

BİR DAHAKİ 4'LÜ ZİRVE ŞUBATTA İSTANBUL'DA
'de Barış pınarı bölgesinden ne zaman çıkacağımızı soruyorlar. Biz de kendilerine "Peki sizin burada ne işiniz var? Barışı tesis etmeden buraları terk etmemiz mümkün değil. Terör örgütü YPGPYD ile berabersiniz ve 'Bunlarla DEAŞ'ı yok ettik' diyorsunuz. Kusura bakmayın DEAŞ'ı yok ettiğiniz falan yok. DEAŞ yine bulunduğu yerlerde.
* Dörtlü Zirve'yi en az yılda bir kez yapmayı karara bağladık. Şimdi ikinci zirveyi de Şubat ayında İstanbul'da yapacağız.

.