Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, Çin'den Sosyal Bilimler Akademisi ve Birleşik Arap Emirlikleri Sharjah Üniversitesi'nin düzenlediği 2. Uluslararası "ÇinMENA (Ortadoğu Kuzey Afrika) İşbirliği: Derinlemesine Dostluk" Sempozyumu'na katıldı.

Suudi Prens Turki Bin Faisal Bin Abdulaziz Al Suad'ın başkanı olduğu Suudi Arabistan Krallığı Kral Faysal Araştırma ve İslami Araştırmalar Merkezi, Prof. Hamid Al Hamid MK Al Naimiy'nin rektörü olduğu Sharjah Üniversitesi, Prof. Xie Fuzhan'ın başkanı olduğu Çin Sosyal Bilimler Akademisi (CASS) ve Prof. Li Xinfeng'in başkanı olduğu CASS Batı Asya ve Afrika Araştırmaları Enstitüsü'nün düzenlediği konferansa, Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek de davet edildi. Perinçek, Arap dünyası dışında Türkiye'den davet edilen tek şahsiyet Doğu Perinçek oldu.

''ABD'NİN SÖZDE 'KÜRDİSTAN' VE SÖZDE 'DOĞU TÜRKİSTAN' GİRİŞİMLERİ AYNI PLANIN PARÇASI''

Doğu Perinçek konuşmasında, Türkiye'nin ABD'nin kurduğu üslerle kuşatılmış durumda olduğunu belirtti.

ABD'nin sözde ''Kürdistan'' ve sözde ''Doğu Türkistan'' girişimlerinin aynı planın parçası olduğunu saptamanın önemine vurgu yapan Perinçek, ''PKK, FETÖ ve Doğu Türkistan İslamî Partisi gibi terör örgütlerinin temizlenmesi bütün bölge ülkelerinin yararınadır.'' ifadelerini kullandı.

''DOĞU AKDENİZ'DEKİ ABD PLANINI BOZAN KKTC'DİR, TÜRK ORDUSUDUR, DONANMASIDIR''

''Kürdistan'' adı altında ''İkinci İsrail'' kurma girişiminin ABDİsrail ikilisinin marifeti olduğunun altını çizen Doğu Perinçek, İsrail'in Doğu Akdeniz ve Kıbrıs'ta da ABD ile birlikte olduğunu söyledi.

ABD, İsrail ve Yunanistan'ın tatbikatlarla namlularını Türkiye'ye çevirdiklerini gösterdiği haritayla ortaya koyan Doğu Perinçek, ''Çünkü Doğu Akdeniz’de ABD planını bozan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’dir, Türk Ordusudur ve donanmasıdır. ABD, Türk Ordusu’nu Kuzey Kıbrıs’tan atmak, Kıbrıs’ı batmayan bir uçak gemisi olarak kullanmak peşindedir. Kıbrıs adası, Kuzey Afrika’dan Süveyş Kanalı ve Hürmüz Boğazına kadar stratejik önemdeki alanı, dahası Asya ülkelerini tehdit edebilecek bir konuma sahiptir.'' dedi.

''TÜRKİYE ABD'NİN YENİ TİPTE SAVAŞINA KARŞI MÜCADELE ETMEKTEDİR''

Konuşmasında Türkiye'de 28 Temmuz tarihinden itibaren çıkarılan orman yangınlarına da değinen Doğu Perinçek, Türkiye'nin ABD'nin yeni tipte bir savaşına karşı mücadele ettiğini vurguladı.

Perinçek, ABD'nin terör örgütü PKK eliyle Türkiye'nin en verimi turizm ve tarım bölgelerinde ormanları kundaklayarak Türkiye ekonomisini yıkıma uğratma peşinde olduğunu belirtti.

Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek'in, 2. Uluslararası "Derinlemesine Dostluk" Sempozyumu'ndaki konuşmasının tamamı şu şekilde:

''Sayın Başkan,
Sayın Katılımcılar,

Vatan Partisi Genel Başkanı olarak, ÇinMENA (Ortadoğu Kuzey Afrika) İşbirliği 2. Uluslararası Sempozyumu’nun Başkanlık Divanını ve katılımcılarını saygıyla selamlıyorum.

Türkiye bugün ABD’nin yeni tipte bir savaşına karşı mücadele etmektedir. Temmuz sonlarından bu yana Türkiye’de 302 ayrı yerde orman yangını kundaklanmıştır.

ABD, PKK terör örgütü eliyle Türkiye’nin en verimli turizm ve tarım bölgelerinde orman yangınları kundaklayarak, Türkiye ekonomisini ciddî bir yıkıma uğratma peşindedir.

Bilindiği gibi Türkiye, 2015 yılından bu yana hem iç cephede hem de dış cephede, ABD emperyalizminin askerî darbesine ve ABD güdümlü terör örgütlerine karşı silahlı bir savaş vermektedir.

Bu savaş kapsamında,

2016 yılı 1516 Temmuz gecesi ABD’nin NATO ülkelerinde örgütlediği Gladyo denen silahlı örgütlenmesinin darbesi, Türk Ordusunun ve halkın silahlı mücadelesiyle ezildi.

Arkasından Türk Ordusu, 24 Ağustos 2016’da başlayan sınır ötesi harekâtlarla ABD ve İsrail’in Suriye’nin ve Irak’ın kuzeyinde oluşturduğu Doğu Akdeniz’e açılan koridoru silahla yardı ve ABD’nin etnik aşırıcılığı temsil eden PKK/PYD/YPG gibi terör örgütlerine ve yine ABD güdümündeki dinci aşırı örgüt IŞİD’eve Fethullah Terör Örgütü’ne ağır kayıplar verdirdi.

2018 yılı Eylül ayında Türkiye, Irak, İran ve Suriye gibi Batı Asya devletleri işbirliği yaparak ABD ve İsrail’in Irak’ın kuzeyinde sözde “Kürdistan” aslında İkinci İsrail’in bağımsızlığını ilan etme girişimini silahla bozguna uğrattılar.

ABD’nin İsrail’i yanına alarak Filistin Devleti ve milletine yönelttiği işgal ve saldırı harekâtları bütün dünyaca biliniyor. Bunun yanında “Kürdistan” adı altında “İkinci İsrail” kurma girişimi de yine ABDİsrail ikilisinin marifetidir. İsrail’i üçüncü olarak Doğu Akdeniz ve Kıbrıs’ta da ABD ile birlikte görüyoruz. ABD, İsrail ve Yunanistan, Noble Dina ve Nemesis tatbikatlarıyla namlularını Türkiye’ye çevirmiş bulunuyorlar. Çünkü Doğu Akdeniz’de ABD planını bozan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’dir, Türk Ordusudur ve donanmasıdır. ABD, Türk Ordusu’nu Kuzey Kıbrıs’tan atmak, Kıbrıs’ı batmayan bir uçak gemisi olarak kullanmak peşindedir. Kıbrıs adası, Kuzey Afrika’dan Süveyş Kanalı ve Hürmüz Boğazına kadar stratejik önemdeki alanı, dahası Asya ülkelerini tehdit edebilecek bir konuma sahiptir.

Sayın Başkan,
Değerli Dostlar,

ABDİsrail eksenli tehdidin öncelikle hangi ülkeyi hedef aldığını belirlemek için şu haritaya göz atmamız yeter.



Görüldüğü gibi Türkiye, ABD’nin kurduğu üslerle kuşatılmış durumdadır.

Tam bu noktada ABD’nin sözde “Kürdistan” ve sözde “Doğu Türkistan” girişimlerinin aynı planın parçası olduğunu saptamak ufkumuzu açacaktır. Bu iki girişim, Çin’i dünya ile buluşturan Kuşak Yol Girişimi’ni kesiyor. Yine Doğu Akdeniz, Kuşak Yol’un Akdeniz güzergâhı üzerindedir.

ABD’nin açtığı geniş cephe, ABD yenilgisinin zeminini oluşturuyor. Biz bu geniş cephede bulunan ülkeler, insanlık cephesinin her mevzisinde birlikte olmak göreviyle karşı karşıyayız..

ABD’nin ihtirasları ile gücü arasında büyük bir uyumsuzluk var. Bu fırsatı ancak birleşerek ve cephemizi ortak tehditlere dönerek hayata geçirebiliriz.

Bu bağlamda Sempozyumumuzun karar tasarısında şu maddelerin de yer almasını öneriyoruz:

İsrail’in ABD güdümlü saldırılarına karşı bütün olanaklarımızla Filistin Devletinin ve halkının yanındayız. Toprakları bütünleşmiş, başkenti Kudüs olan, sınırları Filistin milleti tarafından belirlenecek, bağımsız Filistin Devleti, bölge barışının güvencesi olacaktır.

ABD’nin terör örgütleri aracılığıyla yürüttüğü “Kürdistan” ve “Doğu Türkistan” girişimlerine karşı Türkiye’nin, Suriye’nin, Irak’ın, İran’ın ve Çin Halk Cumhuriyeti’nin toprak bütünlüğünü savunuyoruz. PKK, FETÖ ve Doğu Türkistan İslamî Partisi gibi terör örgütlerinin temizlenmesi bütün bölge ülkelerinin yararınadır.

Barışı ve gelişmeyi tehdit eden ABD ve NATO üslerinin tasfiye edilmesi veterör örgütlerinin temizlenmesi için işbirliği ve dayanışmada kararlıyız.

Libya’nın toprak bütünlüğünün sağlanması, Doğu Akdeniz’de güvenliğin önemli bir unsurudur. Libya petrolleri Libya halkınındır.

Kuzey Afrika, Batı Asya ve bütünüyle Asya ülkelerine yönelik yaptırım ve ambargoların kaldırılmasına omuz vermek, bütün bölge ülkelerinin ortak görevidir.

ABD’nin özellikle petrol üreten ülkelere ve bütün dünya ülkelerine karşı haraç sistemi olan Dolar Saltanatının yıkılması ve ticaretin serbestçe millî paralarla yapılmasına yönelik uygulamaları destekliyoruz.

ABD’nin hepimizi hedef alan tehditleri başarıya ulaşamayacaktır. ABD, Batı Asya’da ve en son Afganistan’da yenilmiştir, Doğu Akdeniz’de ve Pasifik’te de yenilecektir.

Atlantik uygarlığının sonu gözükmüştür. Asya’dan yeni bir uygarlık yükseliyor. Biz Asyalılar ve Afrikalı ve Güney Amerikalılar, yükselen yeni uygarlığın kurucuları olmak gibi tarihsel bir görev üstlenmiş bulunuyoruz.

Yükselen Asya uygarlığı, Corona Virüs salgınına karşı mücadele tecrübelerinin de gösterdiği üzere, devletlerin bağımsızlığı, hümanizm, kamuculuk, elseverlik, kardeşlik, özgürlük ve barışçılık gibi insanlık değerlerini hayata geçirecektir.

Türkiye ve Çin’in Kovid19 Salgınına karşı dayanışma ve işbirliği, ülkelerimiz arasındaki ilişkilerde yeni bir sayfa açtı. Türkiye Batıdan gelen bütün baskılara karşı Çin aşısını tercih etti. Sağlık Bakanlığımız, Çin aşısına karşı yürütülen entrikalara itibar etmedi.

Hazreti Muhammed, bir hadisinde, “Bilim Çin’de olsa gidip bulunuz” demişti. Bu Sempozyumda Bilimde, İnsanlıkta, Hoşgörüde ve Geniş Ufuklulukta buluştuğumuz için umutluyuz.

Dayanışma duygularıyla saygılar sunarım.''