İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, terör örgütü PKK/PYD/YPG’nin İstiklal Caddesi’ndeki bombalı saldırısından sonra yakalanan eylemcinin itirafları sonrası şu açıklamayı yapmıştı:

“Olayın nasıl koordine edildiğini biliyoruz. Bize verilen mesajın ne olduğunu biliyoruz. ABD Büyükelçiliği’nin taziye dilemesini kabul etmiyoruz. Bu anlayışla, kendi senatörlüğünden para gönderen anlayışla müttefikliğimiz olamaz... Nasıl ve ne şekilde koordine edildiğini bildiğimiz bir terör yapısıyla karşı karşıyayız. PKK’ya kim iç istihbarat sağlamaya çalışıyorsa fail odur. Piyonları tartışmanın bir alemi yok. Bu aldığımız mesaja çok güçlü mesaj veririz.”

ABD mesajı aldı

CEVAP BİR HAFTA SONRA

Tam bir hafta sonra Türk Silahlı Kuvvetleri, “Pençe Kılıç Harekâtı” ile hiç beklenmedik şekilde hem Suriye’nin hem de Irak’ın kuzeyindeki terör hedeflerine operasyon düzenledi. Hedef PKK/PYD/YPG idi ama mesaj terör örgütünü destekleyen Amerika Birleşik Devletleri’ne verildi. Terör örgütünün Kamışlı’daki kampları, eğitim alanlarının yanında petrol rafinerilerinin vurulması bunun en açık şekliydi. Nihayet, ABD’nin de mesajı aldığı görülüyor.

Çünkü, PKK/YPG’nin destekçisi ve müttefiki ABD, sadece hava harekâtı değil karadan da operasyonun yapılacağı endişesini yaşamaya başladı.

ÜÇ KRİTİK HEDEF

Türkiye, uluslararası hukuktan doğan kendi güvenliği için terörle mücadeleden vazgeçmeyeceğini her fırsatta söylüyor. Nitekim, Cumhurbaşkanı Erdoğan, hava harekâtından sonra, kara harekâtında hedefteki 3 bölgenin Ayn el Arap, Tel Rifat ve Münbiç olduğunu açıkladı.

Terör örgütü PKK/YPG ile müttefiki ABD için hem sembolik hem stratejik önemi bulunan üç nokta Türkiye açısından da Suriye’de terör örgütü kaynaklı saldırıların merkezi konumunda. O yüzden mutlaka kara harekâtı ile Pençe Kılıç Operasyonu’nun geliştirilmesi gerekiyor.

ABD’NİN OPERASYON TEDİRGİNLİĞİ

ABD’yi ise gerçekleşen değil yapılacak bu operasyonun daha çok tedirgin ettiği açık. Çünkü Türkiye 2016’daki Fırat Kalkanı Operasyonu’ndan beri kara harekâtlarında hep etkili sonucular aldı. Bu yüzden ABD’li yetkililer, artık daha sert tepki göstermeye başlıyorlar. Pentagon Sözcüsü Tuğgeneral Patrick Ryder Savunma Bakanlığı’nın Suriye’nin kuzeyi, Irak ve Türkiye’de tırmanan eylemlerden derin kaygı duyduğunu belirtirken “Suriye’deki son hava saldırıları, Suriye’de IŞİD’i yenilgiye uğratmak ve on bini aşkın IŞİD tutuklusunu barındırmak için yerel ortaklarla çalışan Amerikalı personelin güvenliğini doğrudan tehdit etti” dedi.

ABD’Lİ ASKERLERE TEHDİTMİŞ

Terör örgütü PKK/YPG ile sahada ilişkiyi fiilen yürüten ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM) da bir açıklama yaparak, Türkiye’nin hava harekâtlarının Suriye’deki Amerikalı askeri personele tehdit oluşturduğu yönünde bilgi edindiklerini bildirdi. ABD’li yetkililer, kendi personellerinin güvenliğinin tehlikede olduğu iddialarını daha çok PKK/YPG’lilerin açıklamalarına dayandırıyor.

Suriye Demokratik Konseyi’nin ABD temsilcisi Sinam Muhammed, Türkiye’nin bu hafta hedef aldığı yerler arasında, SDG ile IŞİD’e karşı koalisyonun Amerikan askerleri dahil ortak personel bulundurduğu bir üssün de olduğunu öne sürdü.

Biri Pentagon yetkilisi iki kaynak Amerika’nın Sesi internet sitesine yaptıkları açıklamada, Türkiye’nin 22 Kasım’da düzenlediği hava harekâtı sırasında, ABD askerlerinin Haseke’de bulunan ortak üsse 300 metre mesafede olduğunu söyledi.

PKK/YPG, DEAŞ İŞBİRLİĞİ

Ancak bunu öne sürerken kendilerince aynı uyarıyı yapıyorlar; Amerika’nın “Suriye’deki durumu istikrarsızlaştıracak her türlü askeri eyleme karşı” olduğunu söylüyorlar. Öne sürdükleri sözde kaygı ise DEAŞ ile mücadelenin zarar görecek olması.

Özellikle son üç yıla baktığımızda PKK/PYD’nin amacının DEAŞ ile mücadele değil, Türkiye’ye yönelik saldırılarda işbirliği olduğu görülür. Ne de olsa ABD’nin eli her iki terör örgütünün de içinde.

O yüzden Türkiye artık mesajını ABD’nin anlayacağı şekilde veriyor.

Hürriyet