Tarihin hiçbir devrinde bağımsızlığından ödün vermeyen Türk milletinin yeni İstiklâl Savaşı'nın en ateşli günlerinde Atatürk'ün mandacılara cevabı ne oldu? Amasya Genelgesi ile yapılan çağrı üzerine, seçilmiş ulus temsilcilerinin Sivas’ta bir araya gelmesiyle, 4 Eylül 191911 Eylül 1919 tarihleri arasında gerçekleşen ulusal kongredir.Sivas Kongresi’nde doğu illeri adına delege olarak Erzurum Kongresi’nde seçilmiş olan Temsil Kurulu (Heyeti  Temsiliye) üyeleri bulunuyordu. Batı ve Orta Anadolu’dan gelen delegelerin de katılımıyla Sivas Kongresi ulusal bir boyut kazanmıştır.

Tüm baskı ve engellemelere rağmen Kongre 4 Eylül 1919’da toplanmıştır. Baskılar ve engellemeler nedeniyle kongreye katılım sınırlı sayıda olmuştur.Ulusal mücadele yanlılarında sorulara neden olacak önemli gelişme, Erzurum’da seçilen Temsil Heyeti’nden bazı üyelerin Sivas’a gitmemesiydi. 

Daha başlangıçtaki bu çözülme düşmana karşı birlik görüntüsünü zayıflatarak ulusal mücadele yanlılarında çekingenliklere neden oluyordu.M. Kemal bunun yanında Erzurum Kongresi sonrası artan "Amerikan Mandası" taraftarlarına karşı koymak zorunda kalacaktı.İstanbul'dan ABD mandasına girmeyi teklif eden mektupta özetle şu satırlar yazılıydı:

Biz İstanbul’da, kendimiz için, bütün eski ve yeni Türkiye sınırlarını içine almak üzere geçici bir Amerikan mandasını ehveni şer olarak görüyoruz. Dayandığımız noktalar şunlardır:

Bir an önce istememiz gereken Amerikan mandası da, elbette sakıncasız değildir. Haysiyetimizden epeyce fedakârlık etmek mecburiyetinde bulunuyoruz.Sivas Kongresi toplanıncaya kadar, Amerikan komisyonunu alıkoymaya çalışıyoruz. Hattâ kongreye Amerikalı bir gazeteci göndermeyi de belki başarabileceğiz.

şte bütün bunlar karşısında, dâvâmızda bize yardımcı olabilmesi için, bu fırsat dakikalarını kaybetmeden, bölüşülme ve çözülme korkusu karşısında, kendimizi Amerika'ya başvurmaya mecbur görüyoruz.

"MACERA DEVRİ GEÇMİŞTİR, ÇARE AMERİKA"

Türkiye'yi azim ve irade sahibi geniş görüşlü bir iki kişi belki kurtarabilir. Macera ve boğuşma devri artık geçmiştir. Gelecek için kalkınma ve birlik savaşı açmaya mecburuz. Sınırlarında bu kadar çok evladı ölen zavallı memleketimizin düşünce ve medeniyet savaşında kaç tane şehidi var. Biz Türkiye'nin hayırlı evlâtlarından, yarının kurucuları olmalarını istiyoruz. Sizin, temelleri bile çöken zavallı memleketimiz için uzakları görerek düşünüp çalışmanızı bekliyoruz.

ATATÜRK'TEN TARİHİ YANIT

Manda isteyenlerin telgrafları okunduktan sonra, M. Kemal yanındakilere şöyle der:

"Biz başarılı olacağız. Buna şüphem yok. Acaba zafere kavuştuğumuz ve memleketi kurtardığımız zaman Osmanlı ricalinin (yöneticilerinin) ileri gelenleri utanmak hissini duyabilecekler mi? "AMERİKALILAR BİZİM KARA GÖZLERİMİZE Mİ

AŞIK OLACAKLAR"

Öyle bir manda istenecek veya verilecekmiş ki, hakimiyet hakkına, dışarıda temsil hakkımıza, kültürel bağımsızlığımıza, vatan bütünlüğümüze dokunulmayacakmış. Buna ve böylesine, Amerikalılar değil, çocuklar bile güler. Her şeyin başında Amerikalılar kendilerine hiçbir menfaat temin etmeden böyle bir mandayı niçin kabul etsinler? Amerikalılar bizim kara gözlerimize mi aşık olacaklar! Bu ne hayal ve ne gaflettir! Hayır paşalar hayır, hayır, beyefendiler hayır, hayır, hayır hanımefendiler hayır, manda yok, Ya istiklal ya ölüm var."