Türkiye’nin faşizme sürüklendiği iddiası sosyal medyada son iki gündür geniş yer buluyor.

Ahmet Davutoğlu ve Ali Babacan 2014 öncesine dönüş için çalışırken sık sık “tek adam” vurgusunu öne çıkarıyor, CHP de HDP’yle ittifak yaparken “faşizme karşı” sloganlar atıyor, PKKFETÖ siyasi çıkış ararken “demokrasi” istiyor…

ABD ve AB’nin önde gelen basın kuruluşları da “Türkiye’nin milliyetçi rotası” başlıklarını “otoriterleşme” kelimesiyle birlikte sunuyor.

Böylece “Diktatör Saddam, diktatör Kaddafi, diktatör Esad” kampanyasına "Diktatör Erdoğan" da eklenmiş oluyor. ABD’nin bizi diktatörden kurtarması için dualar ediliyor. Diktatöre karşı şeytanla işbirliği yapma hazırlığında olanlar bile var.

Söylemi yayanlar Mehmetçiğin ve polisimizin PKK ve FETÖ'ye karşı mücadelesini de "diktatörlüğü kurtarma" diye sunuyor. Yargı özel olarak hedef alınıyor. “Diktatör”e karşı demokrasi cephesine herkes davet ediliyor…

Türkiye’de bugün ABD’nin iktidarını yeniden kurma tehdidi var. PKK'nın yeni açılımcılarla büyüme tehdidi var. FETÖ'nün siyasi destekle canlanma tehdidi var, dolar saltanatını devam ettirmek isteyenlerin etkili olma tehdidi var. “Diktatör” vurguları işte bu gerçekleri perdelemek için yapılıyor.

Diktatörlüğü ancak ABD ile el ele verenler kurabilir. 15 Temmuz’da darbe başarılı olsaydı diktatörlüğü yaşayacaktık.

Türkiye diktatörlük değil ittifaklar döneminde.

“Faşizm geliyor” söylemini yayanlar Türkiye'nin içinde bulunduğu koalisyon dönemini görmeyen, zorlukları önemsemeyen ve sorumluluk duymayanlardır.


Aydınlık