Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayeti, Washington'daki iktidar mücadelesini ve iç çekişmeleri yeniden gün yüzüne çıkardı. ABD'de yeniden patlak veren bu iç çekişmeleri, uluslararası analistler Deutsche Welle Türkçe'den Çağrı Özdemir'e değerlendirdi.

Suudi Arabistan'a baskı yapmamak ve ekonomik çıkarları ön planda tutmakla eleştirilen ABD Başkanı Trump, cinayetle ilgili ses kayıtlarının veliaht prens Muhammed bin Selman ile herhangi bir bağlantı izlenimi yaratmadığı açıklamasıyla da tepki çekmişti. Kısa süre sonra CIA, Kaşıkçı'nın veliaht prensin emriyle öldürüldüğüne dair bulgulara ulaştığı yönündeki rapor kamuoyuna açıklandı.

Trump CIA raporunun ardından 20 Kasım'da Beyaz Saray üzerinden yaptığı açıklamada ise Suudi Arabistan'ın Amerikan çıkarları açısından önemine vurgu yaparak "İstihbarat birimlerimiz eldeki bilgileri değerlendirmeyi sürdürüyor. Veliaht prensin bu trajik olay hakkında bilgisinin bulunması kuvvetle muhtemel. Bilgisi belki vardı, belki de yoktu" dedi.

CIA BOŞ DURMAYACAK

Londra'dan yayın yapan internet gazetesi Middle East Eye'ın Genel Yayın Yönetmeni David Hearst, Washington'daki durumu, "Amerika'da savaşan iki taraftan bahsediyoruz ve bildiğimiz üzere bu CIA ile Trump yönetimi arasında ilan edilen açık bir bilgi savaşının ilk örneği değil" sözleriyle değerlendirdi.

Hearst'e göre ABD'nin tepesindeki bu karşılıklı adımlar değerlendirildiğinde Kaşıkçı meselesi daha uzun süre kapanmayacak. CIA'in, elindeki kanıtlar konusunda burada durmayacağını ve önümüzdeki günlerde bu kanıtları kamuoyu ile paylaşacağını öngören gazeteci, kurumun bunu yaparken amacının ise Trump'ın mantığını, elindeki bilgileri ve kanıtları çürütmek olduğunu kaydetti.

Şu ana kadar gerek Türkiye'den sızdırılan bilgiler ve resmi açıklamalar gerekse Washington'daki baskının Suudi Arabistan'ı sürekli olarak farklı bir pozisyon almaya ittiğini belirten Hearst, aynı durumun Başkan için de geçerli olabileceğini belirterek "Trump önceden duruşunu değiştirdi ve tekrar değiştirmeye zorlanabilir" şeklinde konuştu.

TÜRKİYE KARTLARINI OYNUYOR

Reklamdan sonra devam ediyor 

Paris Amerikan Üniversitesi öğretim üyesi ve World War Trump (Trump Dünya Savaşı) isimli kitabın yazarı Hall Gardner'a göre Türkiye Kaşıkçı konusunda kartlarını ustalıkla oynadı ve Riyad'ı sürekli köşeye sıkıştırarak yanıt vermesini sağladı.

Gardner, Ankara'nın attığı her adım ve Riyad'ın yaptığı her açıklama sonrası Suudilerin yalanlarının ortaya çıktığını anımsattı ve Türkiye'nin dünya kamuoyunu meşgul ederek ve cinayetin takibini yaptığını göstererek ABD ile bir dönem kötüleşmiş ilişkilerini onarmaya çalıştığını savundu.

Hearst'e göre Türkiye'nin bu adımları ABD içindeki kurumların çatışmasını dolaylı yoldan etkiliyor ve pozisyonlarını sürekli olarak değiştirmeye zorlanmalarını da beraberinde getiriyor. Middle East Eye genel yayın yönetmeni bu görüşünü "[Türkiye'nin] hedef kitlesi en başından beri Washington oldu" sözleriyle dile getirdi.

KAŞIKÇI KOZU FETULLAH İÇİN

15 Temmuz darbe girişiminden sorumlu tutulan FETÖ lideri Fethullah Gülen'in ABD'de bulunduğunu anımsatan Gardner, Türkiye'nin Kaşıkçı meselesini Gülen'in iadesi için Trump yönetimi nezdinde elini güçlendirmek amacıyla kullandığını öne sürdü. Amerikan basınında geçtiğimiz haftalarda Türkiye'nin Suudi Arabistan üzerindeki baskısını hafifletmek üzere ABD'nin Gülen'i iade etmesi konusunda bir takım girişimlerin olduğu iddiaları ortaya atılmıştı.

ÇEKİŞMENİN ODAĞINDAKİ İSİM TRUMP

Gardner'a göre, Ulusal Güvenlik Konseyi, CIA ve Dışişleri Bakanlığı arasında görüş ayrılıkları her iktidar döneminde yaşanabiliyor, ancak şu anki farklı durum Trump'ın kendisinden kaynaklanıyor.

Ancak ister Rusya'nın 2016'daki ABD başkanlık yarışında Trump'ın kampanyasına destek vererek seçimlere müdahale ettiği iddialarıyla ilgili yürütülen soruşturma olsun ister New York Times'da çıkan ve Beyaz Saray'da Trump'a paralel bir yapılanmaya işaret eden görüş yazısı olsun, Trump yönetimi ile ABD'nin tepe noktasındaki kurumlar arasındaki savaş en başından beri gözler önünde gerçekleşiyor.