Kılıçdaroğlu’nun helalleşme açıklamaları kamuoyunda tartışılıyor. Kılıçdaroğlu helalleşme açıklamasında 67 Eylül’den ve Varlık Vergisi’nden söz ederek, “Varlık vergileri altında inim inim inleyen azınlıklar, 67 Eylül olaylarının mağdurları ile helalleşeceğiz.” İfadelerini kullandı.

Peki gerçekte ne oldu?İddia edildiği gibi 67 Eylül olayları Türkleştirme ve Müslümanlaştırma için mi yapılmıştı yoksa Türkiye’nin Küçük Amerika sürecinde yeni yeni yuvalanan Gladyo’nun ilk eylemi miydi?

6 Eylül 1955 günü Radyo'dan saat 13.00 bülteninde Atatürk'ün Selanik'te doğduğu ev ile Türk Konsolosluğu arasında bir bomba patladığı açıklandı. Sahibi bir Demokrat Parti Milletvekili olan İstanbul Ekspres Gazetesi'nin 16.00'da ikinci baskıya giderek haberi büyük puntolarla ve detaylandırarak "Atamızın Evi Bomba ile Hasara Uğradı" manşetini atması şiddet olaylarını başlattı.

SABRİ YİRMİBEŞOĞLU’NUN İTİRAFI:MUHTEŞEM BİR ÖZEL HARP ÖRGÜTLENMESİ

Tarihe kara bir leke olarak geçen 67 Eylül olaylarını aslında Gladyo teşkilatı tertiplemişti. 27 Mayıs İhtilali'nde de sorumluları yargılandı. ÖHD'de görev yapan Sabri Yirmibeşoğlu yıllar sonra bunun bir Gladyo tertibi olduğunu şu sözlerle itiraf edecekti:

Bak ben sana söyleyeyim, Özel Harp Dairesinin görevleri üç başlık altında toplanır:

Psikolojik harekât

Gerilla Harekâtı

Yeraltı Harekâtı

İkinci Dünya Savaşı'nda Fransızlar yeraltı harekâtı uyguladılar. Bu bir özel harp türüdür. O harekât Müttefiklerin Nazilere karşı giriştikleri harekâtın başarısında çok önemli bir rol oynadı. Sonra size bir örnek daha: Atatürk, Kurtuluş Savaşı'nı yaparken Millî Mücadele Birlikleri oluşturmuştu.

Sonra, 6/7 Eylül olaylarını ele alırsak,

Pardon paşam, pek anlayamadım. 6/7 Eylül olayları mı?

Tabii… 6/7 Eylül de bir Özel Harp işidir ve muhteşem bir örgütlenme idi... amacına da ulaştı. (Paşa bunları söylerken, benden de soğuk terler boşandı) Sorarım size? Bu muhteşem bir örgütlenme değil miydi?Muhteşem bir örgütlenmeydi. Amaca da ulaştı.

E. General Nurettin Türsan, 67 Eylül 195 olayların bir tertip olduğunu şu sözlerle açıklar: Ve olayların Hükümetin tertibi olduğunu söyler:

“67 Eylül olayları hakkında çok şeyler yazılıyor. Özellikle orduyu sevmeyenler tarafından. İtiraf ediniz: Bu ayaklanmayı DP tertipledi. Onlar, belki ufak bir gözdağı vermek istediler ama olay çok büyüdü. Adnan Menderes İzmir’e kadar giderek Yunan Konsolosluğu’ndaki Türk bayrağını indirterek, Yunan bayrağını astırdı. Bu tertip ve yangın olayı, aynı saatte Yedikule’den Bebek’e kadar başlıyor ve iki saatte bitiyor. Bu hazırlanmış bir plandı ve ancak parti örgütü yapabilirdi. Hiç kimse, o gün Celâl Bayar ile Adnan Menderes’in İstanbul’da olduğunu ve olay olmadan iki saat önce trene binerek Ankara’ya dönmek istediklerini ve olayın vahametini duyunca İzmit’ten geri döndüklerini hatırlamak istemedi. İnanmak istemeyenler, bu olaya ait TBMM zabıtlarını okusunlar. Bu tartışmalardan, Meclis’in tam bir parti diktatoryası içinde kıldığını göreceklerdir. Onlar hemen 1. Ordu Komutanı Vekilini ve daha iki generali açığa almak suretiyle, kendilerini daha beş yıl için kurtardılar. Aslında bu olayın hemen sonunda ordu müdahale etmeliydi.” (Nurettin Türsan, Anılar, Arma Yayınları, 2009, s.112.)

VARLIK VERGİSİ

Kılıçdaroğlu’nun gündeme azınlıklarla helalleşme olarak getirdiği bir diğer konu ise Varlık Vergisi. Netflix’te yayınlanan Kulüp dizisiyle birlikte Varlık Vergisi’nin yine azınlıklara yönelik olduğu tezi öne sürülüyor.

12 Kasım 1942’de yürürlüğe giren Varlık Vergisi'nin üzerinden tam 79 yıl geçti. "Servet vergisi" olarak da bilinen Varlık Vergisi kişinin toplam varlığı üzerinden alınan vergidir. Buna göre; İkinci Dünya Savaşı döneminde olağanüstü servete sahip olan şahıslardan bir kereye mahsus olmak üzere vergi alınması öngörülüyordu. Bu vergi miktarlarının belirlemesi ve toplamasından her ilde kurulan vergi tespit komisyonları sorumluydu. Söz konusu vergi bir savaş ekonomisinin sonucudur.

Söz konusu vergi herhangi bir ayrım gözetmemiştir. Keza iddia edildiği gibi vergisini ödeyemenlere getirilen yükümlülükler de yalnızca azınlıklara yönelik uygulanmamıştır. Örneğin, Zonguldak ve havalisinde kömür madeninin çıkarılması için köylüler yükümlü tutulmuştur.