Dünyanın en büyük kara depremi olarak gösterilen 6 Şubat 2023 Kahramanmaraş depremi, sık sık 17 Ağustos Gölcük depremiyle kıyaslanıyor. 1999 yılındaki zelzele Bolu, Sakarya ve İstanbul başta olmak üzere Marmara Bölgesi'ndeki pek çok ilde on binlerce vatandaşın ölümüne yol açmıştı. 

7,6 büyüklüğündeki sarsıntıda ölümle burun buruna gelenler arasında Arzu ve Mustafa Eralp de bulunuyordu. 17 Ağustos'u İstanbul'un Avcılar ilçesinde yaşayan Eralp çifti, depremi iliklerine kadar hissetti. Arzu ve Mustafa Eralp, 5 yıl önce göç ettikleri Kahramanmaraş'ta bu kez 6 Şubat depremini yaşadı. 

Sarsıntıyla birlikte ikamet ettikleri binayı hızla terk eden Eralp ailesi şimdi depremzede vatandaşların barınması için hazırlanmış bir okul binasında kalıyor. Hem İstanbul hem de Maraş depremlerini yaşayan nadir insanlardan Arzu ve Mustafa Eralp, iki sarsıntı arasındaki farkı çarpıcı sözlerle anlattı. 

HANİ BİR VİDAYI DUVARDAN ÇEKERSİN YA...

TRHaber'in yönelttiği "99 depremi ile Maraş depremi arasındaki fark sizce neydi?" sorusuna Arzu Eralp, şu cevabı verdi:

"Bu çok başkaydı. Bu son Maraş depremi sadece yıkım için olan bir depremdi. 99'da sallandık; ben 4 gün sonra doğum yaptım ama bu (Maraş depremi) böyle mikser mi diyeyim... Kalkamıyorsun, yürüyemiyorsun, hareket edemiyorsun, her şey devriliyor ve bunu duyuyorsun... Hani bir vidayı duvardan sökmek için uğraşıp da çekersin ya, bu son depremde binalar aynen öyle oldu. 99'daki deprem de kolay değildi tabii, çok fazlaydı sarsıntı. Onu da kolay atlatmadık ama bu (Maraş depremi) çok korkunçtu yani, anlatamam. Süresi de uzundu."

Deprem esnasında dışarı çıktıklarında yakınlarının oturduğu binanın çöktüğünü gördüklerini ve bunun derin acısını yaşadıklarını anlatan Arzu Eralp, deprem sonrası can pazarı yaşanan bölgede dondurucu soğuklara bir de yağmurun eklendiğini, bunun işleri daha da zorlaştırdığını ifade etti.

BENCE 99 DEPREMİNİN 10 KATIYDI

Saat ustası Mustafa Eralp ise yaşadıklarını şu sözlerle anlattı:

"Çaresizlik çok kötü bir şey. 99 depremini de yaşadığım için... Allah'ın bir lütfu diyorum yani (hayatta kalmamız)... İnşallah daha kötüsüyle karşılaşmayız. Maraş depreminin İstanbul depreminden 3 kat daha şiddetli olduğunu söylüyorlar ama ben 10 katı olduğunu düşünüyorum. Yıkım çok farklıydı; nasıl anlatayım... Gerçekten de bir çiviyi duvardan sökerken sağlı sollu oynatırsın, öyle alırsın o çiviyi... Bu evlerin yıkılması için de öyle bir ortam oldu yani..."

Maraş'ta tarihi pek çok caminin depremde yıkıldığına, bu eserleri yeniden ayağa kaldırmanın çok zor olacağına dikkat çeken Mustafa Eralp, kentte bundan sonra 5 katın üzerinde imara izin verilmemesi gerektiğini vurguladı. 

"Bütün bir tarihimiz ve çocukluğumuz 1,5 dakikada yok oldu" ifadesini kullanan Eralp, şartlar ne kadar zor olursa olsun bu zor günleri de atlatacaklarını söyledi. 

ATİLLA DİŞ / TRHABER