Ali Babacan ve Mehmet Şimşek, 15 Temmuz darbe girişiminden 6 ay önce dikkat çeken görüşmeler yaptı.
15 Temmuz öncesi Davos'ta özel buluşma

Uluslararası finans kuruluşlarıyla bir araya gelen ikili, ‘Türkiye’yi tek adam görüntüsünden kurtarma’ sözü verdi. Bu süreçte Ak Parti içinde yaşanan tartışmalar da ‘Eylül’e kadar Erdoğan’ı saf dışı bırakma’ anlaşmasını doğrular nitelikte oldu.

2023 Ocak 2016 tarihlerinde yapılan Davos Ekonomik Forumu toplantıları sırasında Ali Babacan ve Mehmet Şimşek, uluslararası finans kuruluşları ile özel görüşmeler yaptılar. Türkiye’nin ekonomik durumu ve siyasetindeki gelişmelerin ele alındığı görüşmeler, özellikle finans kuruluşları Merrill Lynch ve Goldman Sachs’la yoğun bir şekilde geçti. Aydınlık’ın ulaştığı bilgiye göre, Babacan ve dönemin Başbakan Yardımcısı Şimşek, Merrill Lynch ve Goldman Sachs yöneticilerine “2016 Eylül ayına kadar Tayyip Erdoğan’ı Saray’a hapsetme, etkisizleştirme ve tek adam görüntüsünden kurtulma” sözü verdi.

Tarihe dikkat! 15 Temmuz 2016 FETÖ darbe girişiminden 6 ay önce yapılıyor bu görüşme.

ALİ BABACAN’IN ROLÜ

O tarihte, Ahmet Davutoğlu Başbakan, Abdullah Gül’e yakınlığıyla bilinen ve Babacan ile eşgüdüm içinde çalışan Mehmet Şimşek ise Başbakan Yardımcısı. 24 Temmuz 2015’te başlayan PKK’yı hendeklere gömme harekatının bütün hızıyla sürdüğü bu dönemde, ABD’nin “operasyonları durdurun, çözüm sürecine geri dönün” baskısı da yoğunlaşmıştı. Türkiye, 2016 yılına ABD’nin iç ve dış kaos tehdidiyle girdi. Gölge CIA olarak bilinen Stratfor’un 2016 kehanetinde, “Türkiye, kuzey Suriye’ye müdahale edecek, IŞİD terörü Ortadoğu ve Batı ülkelerine yayılacak” deniyordu. ABD politikalarının hazırlandığı en önemli merkezlerden olan CFR de, Türkiye’yi yoğunlaşan “politik şiddet” eylemlerine sahne olacağı gerekçesiyle “muhtemel çatışma bölgesi” ilan etmişti.

Aydınlık’ın 13 Şubat 2016’da manşetine taşıdığı haberdeki bilgiler şöyle:

Davos’a dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu ile birlikte Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek ve Hükümet’te yer almamasına rağmen eski Başbakan Yardımcısı Ali Babacan katılmıştı.

Davutoğlu’nun Ekonomi Danışmanı Ali Babacan’ın isminden içeride değil, daha çok uluslararası sermayeyi çekme açısından dışarıda yararlanılacağı belirtilmişti. Buna göre Babacan, uluslararası yatırım kuruluşları ve finans kurumlarının tepe yöneticilerine hem görünecek hem de yakından tanıdığı bu isimlere Türkiye’yi anlatacaktı. Babacan’ın toplantılara katıldığını gösteren fotoğrafları, Ak Parti Eskişehir Milletvekili Prof. Dr. Emine Nur Günay, Twitter hesabından paylaşmıştı.

Bu süreçte Ak Parti içinde yaşanan gelişmeler “Eylül’e kadar Erdoğan’ı saf dışı bırakma” anlaşmasını doğrular nitelikte oldu. Ak Parti’de yaşanan krizle ErdoğanDavutoğlu ilişkilerinin kopma noktasına geldiği vurgulanırken, iktidara geldiği günden beri partide ve hükümette en üst görevlerde bulunan yöneticilerin çıkışları tartışıldı. Partide “organize” hareketlerden söz edilirken, FETÖ’ye yakın Ak Partililerin parti içinde yaşanan rahatsızlığı arkalarına almak için çaba gösterdi.

‘MANİSALI LAWRENCE’

Ak Parti’nin ağır toplarından Bülent Arınç, 30 Ocak akşamı CNN Türk’te Taha Akyol’un programına katıldı. Dolmabahçe Mutabakatı'ndan Erdoğan’ın haberi olduğunu söyledi. İsim vermeden Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı ve çevresini hedef aldı. Bu program sonrası Ak Parti karıştı. Erdoğan’a yakın parti yöneticileri ve yazarlar Arınç’ı topa tuttu. Yazar Hilal Kaplan, Arınç için “Manisalı Lawrence” ifadesini kullandı. Erdoğan’ın yakın çevresi sosyal medyada Arınç’a karşı kampanya başlattı. Bunun üzerine açıklama yapan Arınç, “Unutulmamalıdır ki, yıkmaya çalıştığınız çınarın gölgesinde, güneş görmemiş daha birçok hakikat gölgeleniyor” tehdidinde bulundu.

GÜL’LE TEMAS

Aydınlık’ın edindiği bilgilere göre, Arınç’ın bu ifadeleri sonrası Saray’da yapılan “dar toplantıda” olaya müdahale edilmesi kararlaştırıldı. Bu gerilimin sürmesi halinde “Yeni Anayasa ve başkanlık” konusunda Ak Parti’de ciddi firelerin yaşanabileceği gündeme getirildi. Bunun üzerine Erdoğan eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’le temasa geçti. Görüşmenin nerede yapılacağı tartışıldı. Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda yapılması uygun bulundu. Hayrünnisa Gül’ün daha önceki tepkileri de dikkate alınarak görüşmenin eşli değil baş başa yapılması planlandı. Gül de görüşme öncesinde kendisine yakın ekiplerle bir durum değerlendirmesi yaptıktan sonra Ankara’ya geldi.

ARINÇ VE ÇELİK’İN TEHDİTLERİ

Üç saat süren görüşmede Türkiye’nin içinde bulunduğu iç ve dış sorunlar da gündeme gelse de esas konu parti içindeki ‘organize’ hareket oldu. Bülent Arınç ile Hüseyin Çelik’in ekonomi, paralel yapı ve dış politika üzerinden yaptıkları tehditler, krizin hangi boyuta doğru ilerlediğinin göstergesi oldu. Bu kişilerin siyasi bir oluşum başlatabileceği istihbaratı üzerinde duruldu. Bu arada, görüşme teklifi gittikten sonra Gül’ün kimlerle temas kurduğunun da titizlikle izlendiği öğrenildi.

ERDOĞAN’DAN SONRA ARINÇ

Gül, Erdoğan'la yapılan görüşmeden sonra Bülent Arınç'la bir araya geldi. Görüşmeye  Sadullah ErginHüseyin Çelik  ettik  Nihat Ergün  de katıldı. Yaklaşık 2 buçuk saat süren görüşme sonrası Bülent Arınç,  “Umarım herkes bu açıklamalardan bir ders çıkarmıştır. Hükümetimizi ve ülke meselelerini görüştük, faydalı oldu ”  demekle yetindi.

Ali Babacan'dan NATO’ya bağlılık mesajı

Aydınlık