Muhalefet partileri ve liderlerinin PR çalışmalarının yapıldığı popüler Youtube kanalı 140 Journos'da yeni bir video yayınladı.

140 journos'un Türkiye'de koronavirüs salgınına ilişkin hazırladığı belgeselde koronavirüs salgını sürecinde atılan adımlar eleştirildi.

ESNAFA AYAKLANMA MESAJI
Ancak bununla da sınırlı kalınmadı, pandemi sürecinde zor zamanlar geçiren esnaf hedef alınarak "ayaklanma" mesajları verildi.

140 Journos "Veba" adını taşıyan söz konusu belgeseli "Veba mikrobu, hazırlıksız yakaladığı toplumların çatlaklarına yerleşir ve onları alabildiğine büyütür. bu vebaya karşı koymanın bilinen tek yolu, ahlâklı olmaktır. bir romanın son sayfaları" ifadeleriyle duyurdu.

MASKELİ BÜROKRATLA MESAJ
Belgeselde ilginç görüntüler de yer aldı. "Üst düzey bir Türk bürokratla yapılan bu röportaj haber kaynağının güvenliği nedeniyle bir dublörle birebir canlandırılmıştır." denilerek, maskeli bir oyuncuya videoda yer verildi.

ESNAF ÜZERİNDEN AYAKLANMA ÇAĞRISI
Bu kapsamda, son dönemde başarılı aşı kampanyası sonucu hayatın normale dönmeye başlamasıyla kepenklerini birer birer açan esnaf hedef alındı.

Belgeselde özellikle kahvehane, bar esnafı ve alkollü ürün satışı yapan işletme sahiplerine provokatif mesajlar gönderildi.

Videoda görüşlerine yer verilen, Esnaf Oda Başkanı İsa Güven, "Sayın Cumhurbaşkanım halktan koptu. Bugün Türkiye'nin her ilinden beni arıyorlar; 'Başkanım sokağa inelim miting yapalım taşkınlık yapalım'... Biz 15 aydır bu esnafı, 'bugün düzeltiriz yarın düzeltiriz', sabrediyoruz." dedi.

AYDIN DOĞAN'IN KANKASI SAYMAZ DA "AYAKLANMADAN" MEDET UMUYOR!
140 Journos'a demeç veren isimlerden bir diğeri olan Sözcü yazarı İsmail Saymaz ise çok tepki toplayacak ifadeler kullandı.

Bir zamanlar sahibi olduğu medya kuruluşlarıyla hükümet düşürüp kurmaya hevesli olan Aydın Doğan'ın tavla arkadaşı Saymaz, belgeselde "AK Parti'yi getiren ondan bir önceki hükümeti götüren sürecin en kritik unsuru esnaf ayaklanmalarıydı. Esnaflar sokağa döküldüler, ilk defa
bugün de aşağı yukarı aynı dinamikle karşı karşıyayız" 
ifadelerini kullandı.

Söz konusu maskeli dublör, "üst düzey Türk bürokratın" ağzından, "içeriden bilgiler" verdi.

Belgeselde koronavirüsün Türkiye'de aslen pandemi sürecinden çok önce, Çin'de "2018 Türkiye Turizm Yılı" ilan edilmesi ile başladığı öne sürüldü. Bu süreçte Türkiye'ye turistik faaliyetler için gelen Çinlilerin virüsü yaydığı iddia edildi. Ayrıca hükümetin koronavirüs konusunda attığı balşarılı adımlar yok sayılırken, gelinen son aşamada tüm başlarının sağlık personelinde olduğu savı ortaya atıldı.


AŞILAMA BAŞARISI GÖRMEZDEN GELİNDİ!
Diğer yandan belgesel aşı çalışmalarındaki rekor adımların öncesinde çekilmiş olacağa benzer ki, Türkiye'nin Covid19 aşı politikasına eleştiriler yöneltildi. Türk vatandaşlarının aşıya ulaşamadığına dair gerçeği yansıtmayan bilgilere yer verildi.

Türkiye'nin Batı ülkeleri ile eşzamanlı olarak attığı normalleşme adımları da yok sayıldı.

EKŞİ SÖZLÜK İLE OMUZ OMUZA İSYANA TEŞVİK!
140 Journos'un bu belgeseli zamanlama açısından da ilginç detaylar barındırıyordu.

Dün yine muhalif kesimlerin etkin olduğu Ekşi Sözlük internet sitesinde de benzer mesajlar verilmesi dikkat çekti.

Ekşi Sözlük'te "halkın ayaklanması için daha ne olması gerekiyor" başlığını taşıyan bir konu başlığı gündem oldu.

Söz konusu içerikte, vatandaşları ayaklanmaya teşvik eden şu ifadeler yer verildi;

Bu aralar aklımı fazlasıyla kurcalayan düşünce. Sahi daha ne olması gerekiyor ? Adalet yok. Hukuk yok. Güven yok. İnsanlar aç. İntihar var. Tecavüz var. Şiddet var. Pedofili var. Terör var. Yobazlık var. Mafya var. Haksızlık var. Hırsızlık var. Var oğlu var. Daha ne ? Edit: Açıkçası bu başlığı ve entryi girerken bile hakkımda suç duyurusunda bulunulur mu diye düşündüm. Berbat. Edit2: Provokatör diyen var, darbeci diyen var, ergen diyen var, terörist diyen var. Şu yazdığımdan ötürü bile halk bana bunları söyleyebiliyorsa yukarıdaki şeyler çok normalmiş. Biz valla hak ediyormuşuz bugün tekrar öğrendim. Tebrikler. "

Söz konusu şahıs aynı metinde demokrasinin temeli olan seçimlerin "anlamsızlığını" da şu sözlerle dile getirdi; "2023'e 2 sene kaldı sabret diyenler o gün 2028'e 5 sene kaldı sabret diyecekler."

Ekşi Sözlük'teki bu paylaşıma söz konusu görüşleri destekler nitelikte sayfalarca yorum yapılması da gözlerden kaçmadı.