FETÖ’NÜN SAHTE BELGESİNİ ‘DEVLET SIRRI’ ZANNETMİŞLER

NEDİM ŞENER / HÜRRİYET

CHP’liler belgenin sahte çıkmasına rağmen 26 Mayıs 2017 tarihli TBMM FETÖ darbe girişimi raporuna karşı 307 sayfalık muhalefet şerhinde 15 Temmuz için “kontrollü darbe” derken, raporun 212’nci sayfasında hâlâ “Adil Öksüz kimdir? MİT için çalışmış mıdır? Darbe girişimi sonrası Adil Öksüz’le kamu görevlileri arasında görüşme veya pazarlık olmuş mudur?” sorusuna yer verdiler. Darbeden tam üç yıl sonra, yakalanan MİT mahrem imamı Salim Zeybek ifadesinde, sahte dokümanı hazırlarken başka belgelerin imza ve paraf kısımlarını alıp Adil Öksüz hakkında hazırlanan sahte “Angaje Formu” üzerine yapıştırdığını, Amerika’da firari MİT mahrem imamı Bülent Bişer’e gönderdiğini itiraf etti. Sonra da belgeler Kılıçdaroğlu, Aytun Çıray ve Can Ataklı’yı yollandı.

Uzun lafın kısası: FETÖ, CHP’nin kontrollü darbe söyleminin altını doldurmak için sahte belge hazırlamış, onlar da “devlet sırrı” diye savcılığa teslim etmiş. Ne diyorum ben; FETÖ’nün siyasi ayağı yoktur, kullandığı siyasetçi vardır...

'ELEKTRİK FATURALARINA ÇÖZÜM ARANIYOR'

ABDÜLKADİR SELVİ / HÜRRİYET

Ancak ticari işletmelerin elektrik faturalarından kaynaklanan yükünün dengelenmesi amaçlanıyor. Bunun için iki seçenek üzerinde duruluyor.

1 Ticari işletmelerin küçüklüğüne, büyüklüğüne bakılmadan, toptan ticari tarife üzerinden faturalandırılmasına son verilmesi seçeneği. Ticari yerlerin elektrik faturalarında aynen meskenlerde olduğu gibi kademelendirilmeye gidilmesi düşünülüyor. Bu nasıl olacak? Ticari işletmelerin cirosu ya da işletme büyüklüğü gibi kriterler esas alınarak farklı kademelerden fiyatlandırmaya gidilmesi. Yani bir bakkal, berber dükkânı ya da lokanta ile fabrikanın aynı şekilde ticari gösterge üzerinden fiyatlandırılmaması. Küçük işletmelere daha düşük tarife uygulanması.

2 Kriz dönemlerinde ticari işletmelerin elektrik faturalarına doğrudan nakdi destek sağlanması. Pandemi sürecinde esnafa sağlanan nakdi yardımlarda olduğu gibi bir sistem üzerinde duruluyor. Tabii ya kademelendirme ya da nakdi destek modeli kabul edilecek. İkisinin birden uygulanması düşünülmüyor.

BAKAN NEBATİ VE TURGAY GÜLER HABERLERİ YALANLANDI

FATİH ALTAYLI / HABERTÜRK

Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’nin yabancı yatırımcı ve bankacılarla Londra’daki toplantıda söylediği iddia edilen “Enflasyonun yabancıların kültürel olarak anlayamayacağı sebeplerden ötürü yükseldiği” cümlesi dün akşam Bakanlık kaynaklarınca yalanlandı. Ben yine de gece geç saatte, toplantıya katılan bankacı bir dostumu aradım. “Böyle bir cümle asla edilmedi, buna benzer bir şey bile söylenmedi. Toplantıda çeviriyi ben yaptım. Bunu uyduran çok ayıp etti” dedi. Görüşmeleri genel olarak başarılı olarak değerlendiriyordu.(..) Dünkü kuru fasulye yazım üzerine olayın kahramanı Turgay Güler aradı. “Fatih Bey, programı izlemeyip, yazılanlar üzerinden bu eleştiriyi yaptınız diye düşünüyorum” dedi. Doğru. Programı izlememiştim çünkü aynı saatte ekrandaydım. Daha sonra Turgay Güler’in katıldığı programda söylediği sözleri okumuştum. Güler başladı anlatmaya: “Elektrik ve akaryakıt fiyatlarının nereye geldiğini gayet iyi biliyorum. Halkın bu konudaki tepkisini de gayet iyi biliyorum. Bu konuda sizden farklı düşünmüyorum. Ancak emin olun ki, benim yüksek faturalardan dolayı isyan eden halkla dalga geçmek gibi bir tutumum olamaz. Ben halkla değil, her şeye hayır diyen Bedri Baykam’la alay etmek için o sözleri sarf ettim. Bedri Baykam nükleer enerjiye hayır dedi, hidroelektrik santrallerinin balıklara zarar verdiğini söyleyip hayır dedi, kömür santrallerine hayır dedi. Her şeye hayır deyince ben de ona ‘Ne yapacağız. Millete kuru fasulye dağıtıp kendi gazınızı kendiniz mi üretin diyeceğiz’ diye dalga geçtim. Hedefim halk değil, Baykam’ın tutumuydu” dedi. Daha sonra ben de programın ilgili bölümünü yeniden izledim. Dediği gibi olmuş. Ama konu hassas olduğu için, tepki yükselmiş.

SÖZCÜ YAZARI BİLİMSEL AÇIKLAMALARA RAĞMEN TURKOVAC YALANANINA DEVAM EDİYOR

EMİN ÇÖLAŞAN / SÖZCÜ

Aşılanmanın bu salgında çok önemli olduğu artık biliniyor. Bizimkiler de bunu anlayınca hemen cingözlük yapıp işin peşine bütün güçleriyle düştüler…Ve adına  Turkovac  dedikleri bir aşı keşfettiler! Bu aşı neyin nesidir, bugüne kadar hiç kimse öğrenemedi.Aşı olsun başka bir ilaç olsun, piyasaya sürülmeden önce bazı araştırmalar yapılır. Belli  bilimsel otoritelerden  görüş ve onaylar alınır.Hele de böylesine bir salgın ortamında virüsü yok edecek bir aşı bulduysanız, bunun bilimsel raporları daha önce alınır, bütün dünya kamuoyuna duyurulur ki  güven duygusu  oluşsun.Bizde ne oldu?Hiçbiri yapılmadı. Sonuç sıfıra sıfır elde var sıfır! Adına  Turkovac  dedikleri bu yeni yetme korona aşısı için bugüne kadar dünyanın hiçbir bilimsel kuruluşundan onay istenmedi. Dolayısıyla aşının  güvenilirliği  de belli değil.Ben yaptım oldu anlayışı bu gibi sağlık konularında geçerli olamaz. Hatta Türkiye'de çok sayıda hekim  “Bu aşı değil, içine su katılmış bir solüsyon”  diyor. Onların yalancısıyım!

ÇÜRÜMENİN SESİ BİRGÜN GAZETESİ

ÇÜRÜMENİN SESİ BİRGÜN GAZETESİ

Aydınlık Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Mustafa İlker Yücel'in demeci Milli Gazete manşetinde yer aldı