Türkiye'yi yasa boğan Kahramanmaraş merkezli çifte depremin ardından 22 gün geçti. Türkiye yaralarını sarmaya çalışırken, evleri hasarlı olan depremden korkan vatandaşlar, farklı şehirlere göç etmeye başladı. Göç alan şehirlerin başında ise Mersin geliyor. Kapasitesini aşan Mersin'de, yazlık ve yayla evleri dahil tüm konutlar doldu. 

"ÖNCELİKLE SAĞLIK ALTYAPISI GÜÇLENDİRİLMELİ" 

Ekonomim.com'a konuşan Mersin’in bağlı olduğu TMMOB Şehir Plancıları Odası Adana Şube Başkanı Onur Kafalı, Kentteki nüfus, gelen göçle birlikte sürekli artmaya devam ediyor. Öncelikle kentin sağlık altyapısı güçlendirilmeli. Çünkü şu anda yoğun göçün olduğu yazlık bölgelerinde çoğunlukla kanalizasyon altyapısı yok. Ya foseptik çukur var ya da doğrudan denize veriliyor. Bu durum da kentte sağlığı ciddi şekilde tehdit edecek. Bunların ne kadarı bölgede yazlık sahibi. Gerçekte barınma ihtiyacı olanlar kimler. Bu bilinmezlikler de tespit edilmeli. Buna göre muhtemelen depremzedelerin geçici olarak kalabilecekleri yapılar inşa edilmeli” dedi.

''GÖÇ PROBLEMİ KONTROL EDİLMEZSE SORUNLAR OLABİLİR''

Bu yapıların da şehirden kopuk yelerde olmaması gerektiğini aktaran Kafalı, şu ifadeleri kullandı;

“Kentle ilişkisi olan yerlerde kurulmalı. İşsizlere iş sağlanmalı. Ucuz yemek imkanları artırılmalı. Aksi takdirde asayiş problemleri başlayabilir. Mersin aynı zamanda turizm geliri olan bir şehir. Turizm sezonu yaklaşıyor. Bu göç problemi kontrol edilmezse sorunlar da olabilir.”

''1 MİLYON VARAN GÖÇ ALDIĞIMIZI TAHMİN EDİYORUM''

Mersin Emlakçılar Odası Başkanı Mehmet Sinan Canpolat ise şu açıklamayı yaptı;

"Mersin, zaten yurtdışından ve Türkiye’den göç alan bir konumda. Ayrıca depremin yaşandığı şehirlerdeki insanların kentte çok sayıda akrabaları var. Bu nedenle çok sayıda kişi burayı tercih ediyor. Resmi olarak 400 bin kişi Mersin’e göç etmiş durumda. Resmi olmayanı da göz önünde bulundurduğumuzda 1 milyona varan göç aldığımızı tahmin ediyoruz. Bu sayınında da yüzde 10 ila 15 arasında artan su tüketiminden ölçülüyor. Kentin trafiği tıkanmış durumda. Mersin’in 33 plakası dışında çok sayıda plaka görüyoruz. Bu nedenle ev fiyatlarının da artış gösterdiğini belirten Canpolat, “Zaten Akkuyu Nükleer Santrali nedeniyle Rusya’dan 2 ila 3 bin arasında bir personel Türkiye’ye gelmişti. Ama şu anda santralde çalışsan sayısı 30 ila 35 bine çıktı. Ayrıca Rusya ve Ukrayna savaşı nedeniyle de 200 ile 300 bin arasında Rus ve Ukraynalı geldi. İkliminin de uygun olmasından dolayı da Hataylılardan çok fazla göç aldık” 

KİRALAR 30 BİN BANDINA DAYANDI

Bu durum nedeniyle bazı ev sahiplerinin fahiş artışlara gittiğini söyleyen Canpolat, düne kadar 3 bin TL olan 1+1’lerin kiraları 78 bin TL’lere, 45 bin lira olan 2+1’ler 10 bin liralara, 15 bin olan 3+1’ler 25 bin ila 30 bin bandına dayandı. Depremzedeler ne yazık ki bu tür fırsatçı ev sahiplerinin artışlarıyla karşılaştı. Artışların 4 merkez ilçesi dahil 13 ilçenin tamamında yaşandığını da kaydeden Canpolat, şunları kaydetti;

“Özellikle sayfiye bölgesi olan Mezitli, Kargıpınarı, Erdemli, Silifk e, Tarsus, Anamur’a kadar uzanan alanda daha ciddi artışlar gözlendi. Zaten buralarda Ruslardan dolayı mülk sahipleri yazlıklarını kiraya vermeye başlamışlardı. Şimdi depremzede vatandaşlarımız da gelince ciddi bir fahiş fiyat artışı yaşanmaya başladı. Ev ayarlanmayan vatandaşların, spor salonlarında, otellerde, pansiyonlarda ve fuar alanlarında barınma imkanı sunuldu. Ancak eve geçmek isteyen depremzededen 1+1 için 10 bin liraya yakın kira isteniyor. Kira böyle olunca depremzedelerin eve geçmeleri çok zor. ''

"AFET BÖLGESİ SAYILMALI"

Mehmet Sinan Canpolat, bu nedenle nasıl ki Elazığ afet bölgesine dahil edildiyse, Mersin’in de afet bölgesinden etkilenen il statüsüne dahil edilmesini talep ettiklerini kaydetti. Canpolat, diğer türlü şehrin de göç nedeniyle Mersin’de ayrı bir deprem yaşanacağı uyarısında bulunurken ''Tüm Girişimci Emlak Müşavirleri Derneği (TÜGEM) Mersin Şube Başkanı ve Mersin Ticaret ve Sanayi Odası Emlak Komitesi Başkanı Ümit Mete de, kentin ağırlıklı Hatay olmak üzere 1 milyona yakın depremzede göç aldığını söyledi. Şehirde zaten öncesinde fahiş fiyatlar olduğunu aktaran Mete, “İlk dönemlerde 6 bin liralık evi 20 bine kiralayanlar oldu. Temel sorun barınma olunca ne yazık ki çocuklar açıkta kalmasın diye insanlar bu paraları ödediler. Sektör olarak çok üzüldük. Buna karşın sektördeki arkadaşlarımız buna tepki göstererek hizmet bedeli alamdan uygun imkanlarla barınma imkanı sunmaya çalışıyor. Ancak şu anda konut bulmada sıkıntı yaşıyoruz” ifadelerini kullandı.