YUNUS EMRE ÖZGÜN
Vatan Partisi ve Teori Dergisi’nin ortak düzenlediği etkinlikte Türkiye’nin Ukrayna politikasının ne olması gerektiğine dair tartışmalar yapıldı, Türkiye’nin önündeki fırsatlar değerlendirildi. Çalıştayın moderatörlüğünü yapan Vatan Partisi Uluslararası İlişkiler Bürosu Başkanı Prof. Dr. Semih Koray, Ukrayna krizinin, eski dünya düzeninin sürdürülemez olduğunun kesin bir göstergesi olduğunu belirtti. Neoliberal uluslararası düzenin işlerliğini yitirdiğini söyleyen Koray, çalıştayın amacının Ukrayna harekâtı bağlamında Türkiye’nin yeni uluslararası düzende izlemesi gereken politikalara katkı sunmak olduğu kaydetti:
“Türkiye’nin bu yeni dünyanın kuruluşunda yer alması hem Türkiye’nin hem de bütün insanlığın geleceğinin inşası açısından son derece büyük bir önem taşıyor. Bunun için bizim, olayları sıcak gelişmelerin akıntısına kapılmaksızın değerlendirmemiz gerekiyor. Çalıştayımızın kısaca amacı, Ukrayna sorunun kısa vadeli değil, orta ve uzun vadeli etkilerini nesnel biçimde, soğukkanlılıkla değerlendirmek ve Türkiye’nin izleyeceği yolun çizilmesine katkı sunmaktır.”
‘TÜRKİYE NATO ZİNCİRİNİ YIKMAKTADIR’
Çalıştayda konuşan Vatan Partisi Genel Başkanı Dr. Doğu Perinçek, yeni bir dünyanın kurulduğuna ve bu süreçte üç etkene dikkat çekti:
“Birincisi, ekonomik zemin, yani Çin’in ve Hindistan’ın yükselişi. Çin, satın alma paritesi olarak ABD’yi geçti. Hindistan da o yönde hızla yükseliyor. Dünya ekonomisinin ağırlığı Asya’ya kaydı.
“İkincisi, siyasal etken. Yani Türk devletlerinin, Arapların, Afrika’nın işbirliği mekanizmalarının kurulmasıdır. Bu ülkeler, ezilen ve gelişen dünyada kurulan siyasal birliklerle çok kutuplu dünya etkeninin bir parçası oldular. Avrupa Birliği de Amerika’dan bağımsızlaşıyor, bu da siyasal etkendir.
“Üçüncüsü, çok kutuplu dünya silahlı mücadeleler ile kuruluyor. Bunun esas sebebi Batı’nın ve Avrupa’nın silaha başvurması. Sonucunu, karşılığını da silahla alıyorlar. Her türlü beyanatın dışında Türkiye, NATO zincirini yıkmaktadır. Bu, nesnel bir süreç ve Türkiye her alanda tarihi bir fırsat yakalamıştır.”
‘TÜRKRUS ÇATIŞMASINDA KAZANAN BATI OLUR’
Moskova Üniversitesi Afrika ve Asya Çalışmaları öğretim üyesi Dr. Mehmet Perinçek ise, Ukrayna harekâtına giden süreçte ABD’nin krizi körüklemede üç hedefinin olduğunu ve TürkRus çatışmasında kazanan tarafın Batı olduğunu söyledi. ABD’nin başlıca hedefinin, Avrasya ülkelerini kuşatmak olduğunu belirten Perinçek şöyle konuştu:
“ABD’nin birinci hedefi Avrasya ülkelerinin kuşatılması. Çünkü ABD’nin buradaki enerji yollarını kontrol etmesi için Avrasya’daki Rusya, Çin, Türkiye, İran gibi güçlü ülkelere diz çöktürmesi gerekiyor. Ukrayna krizi, ilk etapta Rusya’yı kuşatma planı ama yalnızca Rusya’yı kuşatma planı değil, tüm Avrasya’yı kuşatma planı.”
“İkinci hedef eski müttefiki yeni rakibi olan Avrupa’yı NATO aracılığıyla kontrol altında tutabilmek. ABD, Ukrayna krizini bu yüzden körükledi. 1991’de SSCB’nin çökmesiyle NATO kuruluş amacını yitirdi ve ABD’nin müttefiklerini ve olası rakiplerini kontrol örgütüne döndü. “
“Üçüncü hedef ise TürkRus ilişkilerini bozmak. Çünkü Moskova ile Ankara anlaştığı zaman, bölgede ABD’nin kendi planları uygulayabileceği bir zemin olmuyor, o zemin ortadan kalkmış oluyor. Tarihten bugüne TürkRus çatışması yaşandığı zaman tek kazananın Batı olduğunu saptıyoruz.”
‘RUSYA’NIN HAREKÂTI TÜRKİYE’YE NEFES ALDIRIR’
Dr. Mehmet Perinçek, Rusya’nın ise, Ukrayna’da başlattığı harekatla NATO kuşatmasını yarmayı ve Ukrayna’daki Nazi cuntasını temizlemeyi hedeflediğini söyledi. Ukrayna’daki çatışmanın yeni olmadığını ve ülkeye 8 yıldır iç savaşın hâkim olduğunu belirten Perinçek, savaşın sadece UkraynaRusya ya da ABDRusya arasında bir savaş olmadığına dikkat çekti:
“Türkiye’nin buradaki kamplaşmanın dışında değildir. Ukrayna’da yaşanan gelişmeler, doğrudan Türkiye’yi de ilgilendiriyor. ABD, Türkiye’yi kuşatma planının bir parçası olarak Ukrayna planının devreye koyuyor. Çünkü güneyde yaptığı kuşatmayı kuzeye taşımak istiyor. ABD’nin bu çevreleme stratejisi bir bütündür. Dolayısıyla ABD’nin buradaki faaliyetlerinin boşa çıkartılması Türkiye’nin Doğu Akdeniz ve Suriye’de nefes almasına zemin hazırlar.”
‘NE NATO NE AVRASYA SÖYLEMİ TESLİMİYETTİR’
Perinçek, “Ne NATO ne Avrasya” sloganının, Türkiye’yi büyük güçlerin karşısında yalnızlaştırdığını ve Türkiye’yi NATO ile büyük güçlere teslim olmaya zorladığını belirtti. Türkiye’nin ekonomik ve güvenlik çıkarları için Rusya’yla iyi ilişkiler kurması gerektiğini belirten Perinçek, Türkiye’nin doğru bir Ukrayna politikası yürütmesi gerektiğini vurguladı.
‘TÜRKİYE, AB’NİN STRATEJİK PUSULASINI ÇÖPE ATMALI’
Türkiye’nin Ukrayna politikasının Doğu Akdeniz’deki çıkarları açısından ayrıca önemli olduğunu vurgulayan Perinçek, Batı’nın Avrupa Birliği stratejik belgesiyle Türkiye’yi tehdit ettiğini belirtti:
“Büyük güçlerin oluşturduğu tehdidi Türkiye’nin dengelemesi gerek. Bunu, Avrasya’nın büyük ülkelerini yanına almadan yapması mümkün değil. Bu anlamda Türkiye’nin Ukrayna politikası önem taşımaktadır. Avrupa Birliği’nin hazırladığı stratejik pusula, Türkiye’nin ve KKTC’nin Doğu Akdeniz’deki tüm haklarını yok sayıyor. Bu yönde silahlı gücün kullanılacağına dair de atıflar var. Yalnız ABD değil, diğer NATO kuvvetleri de Doğu Akdeniz’de Türkiye’nin karşısına geçmişlerdir. Onlar Yunanistan’ı NATO müttefiki olarak görürken Türkiye’yi düşman kampta görüyorlar. Türkiye’nin Ukrayna politikası, bu belgenin çöpe atılması için önem taşımaktadır.”
MAVİ VATAN İÇİN RUSYA’YLA İŞBİRLİĞİ
Perinçek, bu tehditlere karşı Türkiye’nin ve KKTC’nin Mavi Vatan’daki çıkarlarını korumak için Rusya’yla işbirliği yapmaları gerektiğini vurguladı. Rusya’nın KKTC’yi tanıma yönünde adımlar atması için uygun zemin oluştuğunu belirten Perinçek, “Rusya, Moskova’dan KKTC’ye doğrudan bir uçak uçurduğu zaman artık buna kimse ses çıkartamayacaktır. Rusya aslında bütün yaptırımlara maruz kalarak, KKTC konusunda da atacağı bütün adımların hesabını peşinen ödemiş oluyor. Türkiye’nin, Ukrayna meselesinde doğru bir tutumla Rusya’yı Doğu Akdeniz’de yanına çekmesi için zemin çok uygun.” ifadelerini kullandı.
YAPTIRIMLAR, TÜRKİYE İÇİN FIRSAT
Batı’nın, Rusya’ya yönelik ırkçı ve faşist bir yaklaşım izlediğini belirten Perinçek, yaptırımların Rusya’yı kısa vadede etkileyeceğini ancak uzun vadede ABD ve AB ekonomisini vuracağını belirtti:
“Bu ırkçı yaklaşımlar AB içindeki milliyetçilerden çıkmamıştır. Tam tersine en liberal kesimlerinden çıkmıştır. Avrupa liberalizmi, sosyal demokrasisi emperyalizme göbekten bağlı kesimdir. Avrupa milliyetçiliği ise daha dengeli bir çizgi izlemektedir. Son bir ayda Biden’ın ABD içindeki destek oranı yüzde 43’den yüzde 40’a düşmüştür. Putin’in ise Rusya’daki destek oranı yüzde 60’lardan yüzde 79’lara çıkmıştır. Yani bu yaptırımlara Putin’i yıkamamıştır. Tam tersi sonuçlar doğurmuştur.” “Türkiye için yaptırımlar tamamen bir fırsattır. Sadece Türkiye için değil finans ve turizm açısından KKTC için de tarihi bir fırsattır. Türkiye, Kremlin nezdinde çok önemli ayrıcalıklar elde edebilir.”
‘ESKİ MÜTTEFİKLER ABD’Yİ TERK EDİYOR’
Perinçek, yeni kurulan dünyada sadece ABD’ni hedef aldığı ülkelerin değil, ABD’nin geleneksel müttefiklerinin de yer aldığına dikkat çekti:
“Rusya, Hindistan’la S400 satışını yapacaktır. Rusya, Hindistan ile milli paralarla ticareti konuşmaktadır. Pakistan yaptırımlara uymamaktadır. Pakistan, yaptırımlara uymasını isteyenlere ‘biz köle değiliz’ demektedir. Çin, Ukrayna konusunda ABD’ye taviz vermemiştir. Suudiler, petrolü yuanla satmak için anlaşmışlardır. Körfez ülkeleri dahi yeni kurulan dünyada yerlerini almaktadır. Sadece ABD’nin hedef aldığı ülkeler değil, eski müttefikleri de yeni dünyadaki yerlerini almaktadırlar. Önümüzdeki dönemde Türkiye’nin ikircikli değil net tavırlara ihtiyacı vardır.”
‘DÜNYA ÇOK KUTUPLULUĞA EVRİLİYOR’
Maltepe Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Ünal, dünyada Amerikan karşıtlığının arttığını ve bunun haklı nedenlere dayandığını ifade etti. Ünal, tek kutuplu dünya düzenine ve ABD’ye karşı bütünleşmiş bir karşıtlık olduğuna dikkat çekti: “Yaşadığımız tüm olayların sonucunda bütünsel bir analiz yapmamız gerekirse bu, çok kutupluluğa evrilmenin sancılarıdır. Çok kutuplu dünyaya geçişi engellemeye çalışan ABD’nin Çin’e sen bu mücadelede benim yanımda ol demesi komik. Ama Çin, ABD onu dövmeye geldiğinde yalnız olmalı. Bu kadar kritik bir dönemde ABD’nin başında aymaz, ne dediğini tam olarak bilmeyen birisi var. Amerikan stratejistleri ve ABD’li görevlilerin ifadesiyle ‘bu adamın kafası basmıyor’. Ne yaptığından haberi yok. Boş konuşabiliyor, dolduruşa geliyor. ABD gibi bir devletin başına şu anda gelebilecek en büyük kötülük herhalde Biden’ın başkan seçilmesidir. Bu tür krizleri yönetmeye uygun değildir.”
‘GÜÇ BATI’DAN AVRASYA’YA GEÇİYOR’
Yeni Azerbaycan Partisi İdare Heyeti Üyesi ve milletvekili Prof. Dr. Elşad Mirbeşiroğlu, dünyanın ABD’nin insan hakları ve demokrasiyi kendi jeopolitik çıkarları için kullandığının farkında olduğunu ifade etti. ABD ve NATO’nun çeşitli coğrafyalarda yüz binlerce insanı katlettiğini belirten Mirbeşiroğlu, Batı’nın kendi çıkarları için devletlerin düzenlerini bozduğunu ancak çok kutuplu dünyanın kurulmasıyla bunun mümkün olmayacağını söyledi: “Yeni bir dünya kuruluyor ama bu kuruluş yeni başlamadı. Sovyetler dağıldıktan sonra ABD tek kutuplu dünya kurulduğunu iddia etti ama kısa süre sonra diğer devletler kuvvetlerini gösterdiler. 90’lı yılların sonunda Çin’in dünyanın en büyük ekonomisi olacağı söylendi ve bugün oldu. ABD’nin küresel liderlik hedefini hayata geçirme imkanları çok zayıf.” “Dünya’nın kalbi artık batıdan Avrasya’ya geçmektedir ve Avrasya ideolojisinin yaygınlaşması bir tesadüf değildir. ABD de yeni dünya düzeninde yerini almak için çalışmaktadır.”
‘AMAÇ TÜRKİYERUSYA İŞBİRLİĞİNE SON VERMEK’
Mirbeşiroğlu, RusyaUkrayna çatışmasının gerçekte RusyaABD çatışması olduğunu söyledi. ABD’nin, AB’yi enerji yönünden bağımlı kılmaya çalıştığını belirten Mirbeşiroğlu, ABD’nin TürkiyeRusya işbirliğini de bitirmek istediğine dikkat çekti:
“ABD artık ayrı ayrı ülkelere Rusya’ya karşı yaptırımlara katılın diyor. Türkiye’ye de S400 sistemlerini Ukrayna’ya vermesini söylüyor. O halde sormak gerekir, ABD neden kendisine ait olan Patriot füze sistemlerini Ukrayna’ya vermemektedir? Tabii ki de maksatları TürkiyeRusya işbirliğine son vermektir.”
‘TÜRKİYERUSYA DOSTLUĞU AVRASYA İÇİN ÖNEMLİ’
Mirbeşiroğlu, Karabağ’ın kurutuluşunda Türkiye’nin desteklerinin önemli olduğunu belirterek, gelişen TürkiyeAzerbaycan ilişkileriyle Azerbaycan’ın etkisini daha da artıracağını kaydetti. Mirbeşiroğlu ayrıca, Avrasya ülkelerinin milli çıkarları için Türkiye ve Rusya ilişkilerinin önemli olduğu vurguladı:
“Rusya ve Türkiye birbirlerini rakip görmüyorlar. Gelecekte daha büyük dost olabilirler ve bu dostluk Avrasya için çok önemlidir. Avrasya’nın kuvvetli ülkeleri bir araya gelerek, dünyanın güvenliğini daha başarılı bir şekilde sağlayacaklardır. Azerbaycan, Türkiye, Çin, Rusya, Pakistan ve diğer dost ülkeler, milli çıkarlarını ve güvenliğini korumak için adımlar atma imkanlarına sahiptirler.”
‘TÜRKİYE VE KKTC GERÇEKLERE UYGUN KONUMLANMALI’
KKTC Cumhurbaşkanı Danışmanı Hüseyin Macit Yusuf, tek kutuplu dünya düzeninin bittiğini ve çok kutuplu dünya düzenine geçildiğini belirtti. Türkiye ve KKTC’nin bu gerçekliğe uygun biçimde konumlanması gerektiğini söyleyen Yusuf, ABD ve Batı’nın KKTC’ye hiçbir yararı olmadığını altını çizdi: “ABD’nin KKTC’ye hiçbir yararı olmamıştır, 1974’te Barış Harekâtında, bizim soykırımdan kurtarılmamızı sağlayan müdahaleyi Batı dünyası işgal olarak anıyor ve zaman zaman çeşitli belgelerde bunu önümüze koyuyor. Ukrayna çatışmalarından sonra KKTC’deki durumun daha iyi anlaşılacaktır. Çok kutuplu dünya içerisinde Çin’in, Rusya’nın, Suriye’nin, İran’ın, Pakistan’ın, Azerbaycan’ın önemi artmıştır. Siyasetimizi bu gerçekliğe göre kurmamız gerekiyor.”
Aydınlık