Vatan Partisi'nden İmamoğlu'na: Yeni BOP Eşbaşkanlığına mı soyundunuz?
Özgür Bursalı açıkladı: Heykel mevzisindeki sahte Atatürkçüler
Kur koruması sayesinde dövizin ateşi alınsa da enerji krizi yüzünden gelen zamlar ocakta fiyatları yukarı çekti. Durum Merkez Bankası raporunda da not edildi. Petrolün fiyatı dün 92 doları aşınca akaryakıtta yeni zam endişesi yükseldi.
Küresel enflasyonist dalga ve enerji krizi Türkiye'nin iç dengesini zorluyor. Ocak ayında enflasyon yüzde 48'i aştı. Merkez Bankası dün yayınladığı Aylık Fiyat Gelişmeleri Raporunda, ocak ayında tüketici yıllık enflasyonundaki artışın alt gruplar geneline yayıldığını tespit etti. Bu gelişmeye en belirgin katkının enerji fiyatlarından geldiğine dikkat çekilen raporda, “Ocak ayında döviz kurları istikrarlı bir görünüm sergilerken, emtia fiyatları Omikron varyantına bağlı gerileme sonrasında tekrar güçlü bir artış göstermiştir. Enerji enflasyonu, uluslararası petrol fiyatlarındaki artış ile elektrik, doğal gaz, şebeke suyu gibi yönetilen/yönlendirilen kalemlerdeki gelişmeler neticesinde önemli ölçüde yükselmiştir. Tüketici fiyatları üzerinde başta elektrik olmak üzere enerji maliyetlerindeki artışların ikincil etkilerinin de izlendiği değerlendirilmektedir.” denildi.
VARİLDE TL MALİYET YÜZDE 224 ARTTI
Raporda, “Enerji fiyatları ocak ayında yüzde 27.41 ile yüksek bir oranda artmıştır. Yönetilen ve yönlendirilen kalemlerden elektrik, doğal gaz ve şebeke suyu fiyatları sırasıyla yüzde 69.96; 21.35 ve 11.87 oranında yükselerek bu gelişmede öne çıkan kalemlerden olmuştur. Bu dönemde yeniden yükselişe geçen uluslararası enerji fiyatları ile akaryakıttaki vergi artışlarıyla birlikte akaryakıt (yüzde 23.35) ve tüp gaz fiyatları (yüzde 11.28) yüksek oranlarda artışlar kaydetmiştir. Böylece, yıllık enerji enflasyonu ocak ayında 33.45 puan yükselerek yüzde 76.38 olmuştur.” bilgilerine yer verildi. Dün itibarıyla jeopolitik gerginlik yüzünden petrol fiyatlarının yüzde 1.60'dan fazla arttığı görüldü. Uluslararası piyasada Brent petrolün varil fiyatı 92.6 doları aştı. Ocak ayı başında petrolün fiyatı 78.5 dolar seviyesindeydi. Bir ayda yüzde 18'lik bir artışa işaret ediyor. Petrolün fiyatı yılın şubat ayında ise 54.4 dolardı. Geçen yıl şubat ayına göre dolar bazında yüzde 70'ten fazla artış demek. Geçen yılki şubat ayı dolar kurunu (7.13 TL) dikkate aldığımızda bir varil Brent petrolün fiyatı 387 liraydı. Dün itibarıyla bin 254 liraya çıktı. Son bir yılda yüzde 224 artış demek.
BENZİNDE YÜZDE 101 MOTORİNDE YÜZDE 121
Geçen yıl şubat ayında İstanbul Beşiktaş'ta bir litre kurşunsuz benzin 7.19 liradan satılıyordu. Şu günlerde petrol fiyatındaki artış yüzünden yeni zam beklentisi oluşsa da dün itibarıyla benzinin litresi 14.46 liradan satılır oldu. Motorinin litresi de aynı dönemler itibarıyla 6.62 liradan 14.63 liraya çıktı. Son bir yılda motorine yüzde 121, benzine de yüzde 101 artış oldu. TL bazında ham petrol varil maliyeti dikkate alındığında akaryakıtta pompaya gelen zamlar 100 puan aşağıda.
İlave zamların gelmesi durumunda genel enflasyonda beklenen düşüşün gecikebileceği tahmin ediliyor. Çünkü akaryakıta gelen zamlar ulaştırma yani lojistik maliyetleri üzerinden raflara yansıyor. Merkez Bankası'nın Aylık Fiyat Gelişmeleri Raporunda, “Gıda yıllık enflasyonundaki yükseliş alt gruplar genelinde devam ederken, önceki dönemlerde nispeten daha ılımlı seyreden taze meyve ve sebze enflasyonu bu dönemde yüksek artış sergilemiştir.” deniliyor. Bu durumun ise taşıma ve enerji maliyetlerinden kaynaklandığı aşikar. Örneğin Antalya Ticaret Borsası'nın her ay yayımladığı hal fiyatları endeksinde sebze fiyatlarında artış olsa da meyve fiyatlarında cüzi de olsa azalış yaşandı. Ancak bu durum tüketici fiyatları cephesine lojistik maliyetlerindeki artış yüzünden belirgin ölçüde yansımadı.
MÜCADELE ZORA GİRDİ
Yine Merkez Bankası'nın raporunda üretici fiyatları cephesindeki gelişmelere işaret edilerek, “Başta enerji ve metal olmak üzere uluslararası emtia fiyatlarında sektörler geneline yayılan artışlar ile tedarik zincirlerindeki aksamalar neticesinde üretici fiyatları kaynaklı baskılar sürmüştür. Enerji grubu ocak ayı fiyat artışı yüzde 11.92 olarak gerçekleşirken, bu artışta elektrik enerjisinin üretim ve dağıtımı, rafine edilmiş petrol ürünleri, linyit ve doğal gaz fiyatları belirleyici olmuştur. Dayanıksız mal grubunda et, fırın ve diğer gıda ürünleri ile süt ürünleri gibi gıda imalatı kalemleri öne çıkmıştır.” denildi. Döviz fiyatları bir miktar dengelenmiş olsa da yükselen emtia fiyatları ve büyük ölçüde dışa bağımlı olduğumuz enerjideki fiyatları hem dış dengeyi hem de enflasyonla mücadeleyi zora sokuyor.
'ZAMLARI KAMUCULUKLA ÖNLERİZ, ÜRETİM GİRDİLERİNİ SÜBVANSE EDELİM'
Eski Gelirler Müdür Yardımcısı, Teori Dergisi Yazı Kurulu Üyesi, Maliyeci Şefik Çakmak, sorunun kamuculukla çözülebileceğini anlattı. Petrol fiyatlarındaki artışın raflara yansımaması için mali alanlar ne tür tedbirlerin alınabileceğini sorduğumuzda Şefik Çakmak, “Mesele şu; bunlar ana girdiler. Üretimin ana girdileri. Bu ana girdilerde maliyet üzerinden hesaplama yapılmaz. Kamucu ekonomide bu olmaz. Eğer kalkınma istiyorsanız buraları sübvanse edeceksiniz. Etmezseniz olmaz. Biz bunu sübvanse etmekten vazgeçtiğimiz için oluyor. Enflasyonun nedeni kamuculuktan vazgeçilmesidir. Esası odur. Zamanında diğer yöneticiler bilmiyor muydu? Millet kahve içemedi, nohut içti. Onlara kahve içiremez miydi! Demek ki nedir; öncelikler başkaydı. Ne yapacağım; akaryakıt, enerji ihtiyacımı karşılayacağım, makine ithal edeceğim diyor.” dedi.
'PARANIN DEĞERİNİ KENDİN BELİRLEMEZSEN LİRALAŞMA OLMAZ'
BDDK'nın otomotiv kredilerinde limitlerin yükseltilmesine yönelik çalışma yaptığını hatırlattığımızda ise Şefik Çakmak şunları söyledi: “Bakın kamuculuk bir bütündür. Şurada kamucuyum öbür tarafta değilim olmaz. Kamuculuğun mantığı vardır. 1980'e kadar Türkiye kamucudur. Ama biraz gevşeme yapmıştır. Kamuculuğun en önemli göstergesi paradır. Milli hakimiyet bir hutbe okutmak, iki para basmakla olur. Başka bir egemenlik ölçüsü yoktur. Kamuculuk denince paranın değerini kendin tespit etmiyorsan liralaşma olmaz. Serbest piyasa ekonomisine bırakıyorsan tespiti liralaşma olmaz. Türkiye bu girdaptan kurtulmak istiyorsa yapacağı tek şey devlet diyecek ki TL nin değer şudur. TL dışında iç piyasada alım satım yasaktır. Senin paran sağlam değilse sen onu korumak zorundasın. Girdileri ayarlamak için sağlamak zorundasın. Petrol dünyada kaç para olursa olsun, ben nasıl üretim yapabileceksem ona göre belirlerim.” Aydınlık