Abide Mahallesi Endüstri Caddesi'nde oturan Murat ailesinin iki katlı evinin üst katında 5 Aralık günü saat 02.30 sıralarında yangın çıktı. Özgür Murat'ın yaktığı elektrik ocağından çıkan yangından ilk etkilenen oğlu Burak, "Yanıyorum" diye bağırdı. Oğlunun sesine uyanan Melek Murat, eşi Özgür'ü uyandırdı. Melek Murat, küçük kızı Ecenur'u (4), eşi de oğlu Burak'ı alarak balkona çıkardı. Özgür Murat hemen içerde kalan iki çocuğunu kurtarmak için yeniden eve girdi. Ancak bir daha çıkamadı. Yangında Özgür Murat ile kızı Esma ve oğlu Berat yaşamını yitirdi.
"ANNE YANIYORUM' SESİYLE UYANDIM"
Yaşadıkları o kabus dolu dakikaların gözünün önünden hiç gitmediğini belirten Melek Murat, "O gece çok kötüydü. Küçük kızımı uyutmak için erkenden yatak odasına gittim. Uyurken, Burak'ın 'Anne yanıyorum' sesiyle uyandım.
Sobanın üzerinde su vardı, o döküldü sandım. Ama öyle değildi, odada yangın çıkmıştı. Hemen eşimi uyandırdım. 'Ne oldu' diye sordum 'Ben elektrik ocağını açtım' dedi. Küçük çocuğum kucağımdaydı.
O anı anlatmak çok zor, kelimeler boğazımda düğümleniyor. Eşim yanımdaki oğlumu çıkardı, benim de kucağımda 4 yaşındaki kızım Ecenur vardı. Balkona çıkıp itfaiye gelsin diye bağırdım. O esnada kimseyi arayacak gücüm yoktu. Hiçbir şey aklıma gelmiyordu. Çok çaresiz bir durumdaydım.
Ben çocukları balkona çıkarıp başkalarına verene kadar, eşim hiç görünmüyordu. Tekrar içeri girmek istedim. Ama alevler salona kadar gelmişti. İtfaiye biraz geç geldi. Alevleri söndürdüler ama eşim ve çocuklarımı kurtaramadılar. Yangın olduğu gece bir diğer kızım Ecrin (9) halasındaydı" dedi.
"ANNE NE OLUR YAKMA BEN ATEŞ GÖRMEK İSTEMİYORUM"
Yangında vücudunun yüzde 25'i ikinci ve üçüncü derece yanan Burak Murat'ın, Erzurum Şehir Hastanesi Yanık Tedavi Merkezi'ndeki tedavisi devam ediyor.
Hastanede cilt nakli yapılan oğlunun yanından bir an olsun ayrılmayan Melek Murat, şunları söyledi: "Bu çok ağır bir durum. Çocuğum çok zor bir süreçten geçti. Cilt naklinden sonra durumu iyiye gidiyor. Doktorlar da ümitli konuşuyor, yaralarını kapattılar. Ama oğlum ateşten çok korkuyor.
Mutlu olsun diye yaş pasta aldım ama mumları yakmamı istemedi. 'Anne ne olur yakma. Ben ateş görmek istemiyorum' deyince orada bittim. Çocuğumun psikolojisini nasıl düzelteceğimi bilmiyorum. 4 yaşındaki kızım her gün ağlıyor. Artık ateş çıkmaz diyerek sabaha karşı uyuyor.
Hangisini düzelteceğimi bilmiyorum. Burada psikiyatri doktorları destek oluyor, ilaç veriyorlar. Umarım yaşadıkları bu travmayı kısa sürede atlatırlar."
BİNLERCE AİLEMİZ OLDU
Yaşadıkları kabus dolu günlerde Ağrı Valisi Osman Varol, Tük Hava Yolları (THY) çalışanları, Kızılay Başkanı Orhan Tatlı ve Ağrı halkının büyük desteklerini gördüklerini vurgulayan anne Melek Murat, "Allah herkesten razı olsun. Maddi ve manevi her konuda bize destek oldular. Yardımlarını hiçbir zaman esirgemediler.
Erzurum'daki doktorlarımız ve halkı bile yardım elini uzattı. Bugün çocuklarım ailesiz kaldığı için çok üzüldüm ama binlerce ailesi oldu. O da beni mutlu etti. Bir anne evlat acısını yaşayınca anlıyor. Ateş düştüğü yeri yakarmış o ateş düştü artık yapacak bir şey yok. Valimiz başkanlığında yapılan yardımlarla bize bir ev alarak güzel bir gelecek hazırlıyorlar.
Eşim ve çocuklarımla hayalimdi bir göz oda olsun bizim olsun. Çocuklarımıza iyi bir gelecek hazırlamak istiyorduk ama olmadı. Çok sıkıntı çektik, 11 yıldır THY'de güvenlik görevlisi olarak çalışan eşim ek iş yapardı ben de eşime destek olurdum. Çocuklarımızı çok güzel yetiştirdik. Rahmetli olan kızım deneme sınavlarında Ağrı'da 1'inci olurdu. Öğretmenleri bile ne zamandır ders işleyemiyor. Onlarda bizim acımızı yaşıyor" dedi.
ÇOK ÖZLEDİM
Yangından babası, ablası ve ağabeyini kaybeden Burak Murat, "Onları çok özledim. Babam bana hep haçlık verirdi. Abim ve ablamla oynardım. Beni hiç yalnız bırakmazlardı. Keşke onlarda benim gibi yaralı kurtulsaydı" diye konuştu.