Yunanistan Genelkurmay Başkanı Evangelos Apostolakis çok açık sözlüydü: “Türkler kayalıklarımıza çıkarsa yerle bir ederiz. Hükümetimiz de aynı görüştedir. Barış ve istikrarı korumak istiyoruz. ABD de bizimle aynı görüştedir. Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de uyguladığı baskılara karşı İsrail, Mısır ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) ile sıkı bir ittifak kurduk.” Savunma Bakanı Panos Kommenos’un ise ayakları yerden kesilmişti: “Egemenlik haklarımıza saygısızlık edenleri ezeceğiz. Meis’te önümüzdeki aylarda Münhasır Ekonomik Bölge (MEB) ilan edeceğiz.”
YUNANİSTAN’DA TÜRK KORKUSU
Yunanlılar iliklerine kadar sinmiş Türk korkusu ile yaşar. “Küçük Asya Bozgunu” olarak isimlendirdikleri Başkomutanlık Meydan Muharebesi’nin izleri hâlâ silinmemiştir. Yunanistan, Türkiye’nin karşısına tek başına çıkmayı asla göze alamaz. Kesin güvenceler ve garantiler almadan askeri olarak Türkiye’ye meydan okuyamaz. Kıbrıs’ta da Yunanistan saklanmayı tercih etmiştir. Zaten Bakan ve Genelkurmay Başkanı’nın ifadeleri kendi içinde çelişkilidir. Bir taraftan ülkemiz için sinek vızıltısı niteliğinde “Türkiye’yi yerle bir ederiz!” söylemleri basın yayın organlarında yer alırken, diğer taraftan ABD, Mısır, İsrail’den destek aranmaktadır.
TÜRKİYE KURU GÜRÜLTÜYE PABUÇ BIRAKMAZ!
Yunan Bakan ve Genelkurmay Başkanı’na harita çalışması yapmasını şiddetle tavsiye ederim. Askeri strateji konusunda ciddi çalışmalar yapmaları gerekiyor. Türkiye’ye yakın ada ve adacıkların geri alınması her bir ada için en fazla üç saat sürer. Kıyılarından uzaktaki geniş deniz sahasında Yunanistan ancak sirtaki oynar. Coğrafi avantaj bariz olarak Türk tarafındadır. Bir konunun altını kalın kalemle çizelim. İş tırmanırsa, Türkiye uluslararası anlaşmalara aykırı olarak silahlandırılan Midilli, Sakız, Sisam gibi adalarda da gereğini yapar. Bu nedenle şu aşamada yüksekten uçanlar, bu sürecin sonunun serbest düşme ile sonlanacağını unutmamalıdır.
Aslında çok uzağa gitmeye de gerek yok! Kardak Krizi bir çatışmaya dönüşseydi, Yunanistan ağır bir bedel ödeyecekti. Zaten krizden sonra Başbakan Simitis, Genelkurmay Başkanı Ora. Limberis ve Kuvvet Komutanları birbirine girdi. Yunanistan, sistemini tepeden tırnağa değiştirdi. Bu nedenle Türkiye söz konusu olunca, Yunanistan 100 defa düşünüp, bir defa konuşmalı!
MEİS’LE MAVİ VATAN’A SALDIRI!
Meis’te MEB ilan etmek Yunanistan’ın başını belaya sokar. Çünkü Türkiye de aynı uygulamayı, kendisine ait 152 üzerindeki ada, adacık ve kayalık üzerinde yapar. Yunanistan Ege’de ağır kayıplara uğrar. 7 kilometrekarelik küçücük bir ada ile Türkiye’nin 50 bin kilometrekare Mavi Vatanı’nı çalmak isteyenler, Türkiye’den çok ağır bir cevap alır. Meis konusunda Türkiye, değil Yunanistan hiçbir ülkeyi tanımaz. Çünkü uluslararası hukuktan kaynaklanan bütün haklarından vazgeçmiş olur. Türkiye böyle bir durumda her şeyi göze alarak harekete geçer. Meis, Yunanistan için ateşle oynamaktır.
SONUÇ VE DEĞERLENDİRME
Yunanistan aklını başına toplamalıdır. Batı’ya yanaşarak, ABD’ye sığınarak Türkiye düşmanlığına soyunmak Yunanistan’a hiçbir şey kazandırmaz. Sonuçta tarih tekerrür eder. Son aşamada herkes kenara çekilir, Yunanistan Türkiye ile baş başa kalır. Türkiye ile sorunlarını iyi niyet ve diyalogla çözmek Yunanistan’ın yararınadır. Emperyalist Batı ve İsrail hiçbir yardımı karşılıksız yapmaz. Kaynakları dostça paylaşmak her iki ülkeye de barış, huzur, istikrar ve refah getirir. İki ülke de hızlı bir kalkınma sürecine girer. Yunanistan mevcut yetenekleriyle, Türkiye ile uzun soluklu bir rekabete dayanamayacağını çok iyi bilmelidir. Türkiye’nin Mavi Vatanı’ndan vazgeçeceğini düşünmek Yunanistan için büyük bir hesap hatası olur.
Türkiye, gerginliği kriz ve çatışmaya dönüştürmeden Yunanistan’a gerekli mesajları, anlayacağı dilden vermelidir. Gerekirse, işgal edilen adalara yönelik seri askeri tatbikatlar planlanmalıdır. Bu tatbikatlara kara, deniz, hava unsurları ve amfibi birlikler de katılmalıdır. Türkiye, iş askeri çözüme dönerse, bunu kısa zamanda halledeceğini hissettirmelidir. Türkiye Ege ve Doğu Akdeniz tezlerini açık ve net bir şekilde ortaya koymalıdır. Meis’teki bir oldubittinin kıyamet koparacağını ilan etmelidir.
Türkiye, aynı zamanda Ege, Kıbrıs ve Doğu Akdeniz politikalarına destek olacak üçüncü ülkeleri, özellikle Avrasya ülkelerini süreçlere dâhil edecek yol ve yöntemler aramalıdır. Türkiye’nin deniz sorunları yaşamsal önemdedir. Eğer bu alanda bir zafiyet içine düşülürse, Türkiye’nin ana kıtasının savunmasında da ciddi sorunlar ortaya çıkar.
Aydınlık