Afgan Habibullah, Zeytinburnu’ndan İpsala’ya, oradan da Yunanistan’ın bir köyünde askerler tarafından yakalanarak Türkiye’ye geri gönderilme hikayesini RS FM’de Atilla Güner’le Akşam Postası’na anlattı:

“2 sene önce Afganistan’da geldim Zeytinburnu’nda yaşıyorduk. Kapıların açıldığını duyunca otobüslere binip buraya geldik. Yunanistan’ın sınırı açmadığını biliyorduk ama kaçak olarak geçeriz diye düşündük. Bir kere de geçtik. Gece 00:00 gibi geçtik. Bir tren yolu bulduk, onu takip ettik bir köye vardık. Asker bizi gördü hemen yakaladı. Bir arabaya bindirdiler karakolda her şeyimize el koydular. Telefon, ekmek her şeyi aldılar. Sonra da bir tekneye bindirip bizi tekrar Türkiye tarafına bıraktılar. Biz yürüyerek geri döndük o sırada Türk askerini bulduk. Onlar bizi aldılar.

“Zeytinburnu’nda çalışıyorduk. Ben bekarım. Anne baba ve kardeşlerime memlekete para gönderiyordum. Türkiye’de kazandığım para aslında yetiyordu ama kardeşlerim büyüyorlar şimdi onlar da buraya gelemiyor. Afganistan’da her yer savaş. Zeytinburnu’ndan otobüs kalktı parayla geldik buraya. Gece burada bir türlü idare etmeye çalışıyoruz. Ben nerede olduğumu bile bilmiyorum benim okuma yazmam yok.”

'Plastik de gerçek mermi de atıyorlar'

Afgan mülteci Atilla Güner’in, “Sen geçmişsin öbür tarafa her şeyini kaybetmişsin bir daha denemeye değer mi?” sorusuna ise şu yanıtı verdi:

“Burada vazgeçen yok. Her şeyimizi kaptırdığımız için İstanbul’a dönüp arkadaşlardan para alıp yeniden buraya gelip deneyecekler. Gece boşluk zaman bulduğumuzda geçmeye çalışıyoruz. Biz illa gitmek zorundayız. Orada para var. Çok var. Biraz daha iyi geçinmeye çalışırız. Ben geldiğimde Türkiye’de 1700 lira alıyordum. Sigorta yok. Bir yerde 4 ay 5 ay çalıştım zaten sabit bir yerde çalışmadım.”

“Türkiye’nin sınırı açması iyi bir karar ama Yunan askeri bizi geçirmiyor. Biraz sıkıntı var. Avrupa Birliği ne diyecek onu bilmiyorum. Yaralanan çok var burada ateş sürekli devam ediyor. Plastik de gerçek mermi de atıyorlar.“