'ın Kızılhisar (Meis)'a da asker çıkararak Ege'deki 16 adanın 'gayri askeri statü'sünü çiğnemesi, Lozan ve  antlaşmalarını sakatladı. Adaların statüsü ve antlaşmalar tartışmaya açıldı.

Yunanistan'ın 'turist' kafilesiyle Kızılhisar (Meis) adasına asker çıkarması, Ege'de Lozan ve Paris anlaşmalarıyla 'silahsızlandırma' şartıyla Yunanistan'a bırakılan 23 adanın statüsünü tartışmalı hale getirdi.

 üzerindeki 'gayri askeri statü'  ve  Antlaşması'nda yer aldı; 1947 Paris Antlaşması ile de 'aynı şartla' adalar Yunanistan'a devredildi.

Gayri askeri statü; her türlü silah konuşlanmasını, tatbikat, eğitim dahil askeri uçakların her türlü uçuşunu, transit geçişini, daimi veya geçici konuşlanmasını kesin olarak yasaklıyor.

GÜVENLİK ESAS

Deniz Hukuku uzmanları, gayrı askeri statünün, bu adaların 'ye yakın olması nedeniyle konulduğunu, yani Türkiye'nin güvenliğinin esas alındığını vurguluyorlar.

YUNANİSTAN İHLAL ETTİ

 kaynaklarından edinilen bilgiye göre; halen yürürlükte olan uluslararası anlaşmalara rağmen, Yunanistan askeri amaçlarla da kullanılabilecek havaalanı ve diğer tesislerin ilkini 1952'de Leros Adasında kurdu. Açık kaynaklar, adaların silahlandırılmasının 1974'ten sonra hız kazandığını, gayri askeri statüdeki 23 adadan 16'sında asker ve silah konuşlandırıldığını ortaya koydu. Türkiye ise her ihlalde Yunanistan'ı, anlaşmanın taraflarını uyardı, uluslararası toplumu bilgilendirdi.

YARGIDAN KAÇTILAR

Yunanistan, anlaşmaları bozan taraf olarak yargılanmamak için, 1993 yılında Uluslararası Adalet Divanı'nın yargı yetkisini kabul ettiğinde, 'ulusal güvenlik çıkarlarıyla ilgili askeri önlemlerden kaynaklanan konularda' çekince koydu.

Dışişleri kaynakları, Yunanistan'ın koyduğu bu çekincenin, "antlaşma yükümlülüklerini ihlal ettiğini zımnen kabul" anlamına geldiğini değerlendiriyor.

EGEMENLİK DEVRİ!

Deniz hukuku uzmanları Yunanistan'ın, adaların gayri askeri statüsünü bozduğuna dikkat çekerek, 1923 Lozan ve 1947 Paris Antlaşmalarında belirtilen "egemenlik devir şartının" ortadan kalktığı ve adaların Yunanistan'a devrinin tartışmalı hale geldiği görüşünde.

Bu durumda, 1912 öncesi Osmanlı egemenliğinde olan adaları 'işgal' eden 'nın bir 'egemenlik devri' yapıp yapamayacağı da yeniden tartışma konusu olacak.

YUNANİSTAN: KIZILHİSAR (MEİS)'TE NÖBET DEĞİŞİMİ YAPILDI

Yunanistan , Kızılhisar (Meis) adasına Yunan askeri taşınmasıyla ilgili adanın silahlandırılmadığını, "Muhafız gücünün nöbet değişiminin yapıldığını" savundu.

KORSANLIK YAPIYORLAR

Emekli Tümgeneral İhsan Başbozkurt: "Yunanistan'ın atmış olduğu adım, Lozan ve 1947 Paris Anlaşmalarına aykırıdır. İtalyanlar bu anlaşma ile Yunanistan'a adaların 'kullanım hakkını' vermişti. Mülkiyet hakkı Yunanistan'a verilmemişti. Anlaşmalara göre bu adalarda asayişi sağlamak için sivil kolluk kuvveti bulundurulabilir. Yunanistan adaya asker çıkarmasını bırakın, üniformalı bir kişiyi bile gönderemez. Yunanistan'ın yapmış olduğu bir korsanlıktır."

TÜRKİYE REVİZYON İSTEYEBİLİR

Akşam gazetesinin haberine göre; Uluslararası deniz hukuku uzmanı Prof. Selami Kuran,  Yunanistan'a devrinin tarihi arka planı ve hukuki dayanaklarını anlattı:

"1912 Uşi Antlaşması'na göre, Osmanlı egemenliğindeki Ege Adaları'nı işgal eden İtalya, Osmanlı'nın Libya'ya özel statü tanıması karşılığında adaları geri verecekti. Osmanlı Libya'dan çekildi ama İtalya anlaşmaya uymadı. 1914 Londra Konferansı'nda Doğu Ege Adaları'nın 'gayrı askeri statü'ye alınması kararı alındı, ancak Osmanlı ve Yunanistan kabul etmeyince hukuki belge haline gelmedi. 1923'te Lozan'da ise bu karara atıfta bulunularak, adaların 'gayrı askeri statüsü' kabul edilmiş oldu. 2. Dünya Savaşı'nda yenilen İtalya adalardan çekildi ve Yunanistan işgal etti. 1947 Paris Antlaşması ile adalar İtalya'dan resmen alındı ve yine 'gayrı askeri statü'nün korunması şartıyla Yunanistan'a devredildi. Bu yüzden, Yunanistan'ın bu 'olmazsa olmaz' şartı, sistematik olarak ihlal etmesi, egemenlik devrini geçerli kılan hükümleri sakatlar, antlaşmalar tartışmaya açılır. Bu da Türkiye'ye antlaşmaların revize edilmesi, hatta feshini bile tartışma hakkı verir."