Ukrayna gerçeklerini ortaya koyan belgesellerin yönetmeni İgor Lopatonok, “Ukrayna’nın başına gelenler Kremlin’de veya Kiev’de yazılmış şeyler değildir; Washington’da yaratılmıştır.” dedi.

LATİF BOLAT

Ukrayna gerçeklerini ortaya koyan belgesellerin yönetmeni İgor Lopatonok, yepyeni bir Avrasya Çağı’na girdiğimizi vurguladı. Dünyaca ünlü sinema yönetmeni Oliver Stone’un yapımcılığını üstlendiği belgeseller, Youtube ve medyada sansüre uğrarken Ulusal Kanal, belgeselleri yayınladı. “Ukrayna’daki Yangın”, “Ukrayna İfşa Ediliyor” ve “Ukrayna: 30 Yıllık Bağımlılık” belgeselleri, çok yakında Türkçe dublajlı olarak da izleyiciyle buluşacak.

Gazetemizin manşetten duyurduğu söyleşinin dün yayımladığımız ilk bölümünde yönetmen İgor Lopatonok, Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy’in Batı medyasının anlattığı gibi gerçek bir devlet adamı ve barış isteyen biri olmadığını, onu yakından tanıyan birisi olarak anlatmıştı. Lopatonok, Zelenskiy’in ülkeyi Nazilere teslim ettiğini ve böylece bugünlere gelindiğini söylemişti.

‘SAVAŞ ASLINDA 2014’DE BAŞLADI’

İgor Lopatonok ile yaptığımız söyleşinin ikinci bölümünü sunuyoruz.

Lopatonok: 2022’deki savaş bir başlangıç değil, sonuçtur aslında. Çünkü asıl savaş 2014’te başlamıştı. Rusya, 8 yıl boyunca yapılması gerekenleri defalarca belirtti. Çünkü Rusya Ukrayna’nın tarafsızlığı ve bağımsızlığına çok önem veriyor. Bunun nedeni de, Rusya 12. Yüzyıl’dan beri defalarca Batı’dan gelen saldırılarla uğraşmış ve büyük bedel ödemiştir. Son 300 senede yaklaşık 14 kere saldırıya uğramıştır. Rusya, bayrağındaki iki kartal basının iki tarafa bakması gibi, hem Avrupa hem de Asya’ya yayılmış bir ülkedir. 2007’de Putin, Münih Konferansında Batı’nın Rusya’yı eşit bir ortak olarak ele almasını istedi. Ama Batı tam tersine, Rusya’yı çevreleyip parçalamak politikasını tercih etti. Buna Rusya aktif olarak cevap verince, Batı ikinci Demir Perdeyi indirdi Avrupa’nın ortasında. Rusya ise buna karşılık, dolar hâkimiyetini kırmak, milli endüstriyi geliştirmek, kendine yeterli olmak konularına ağırlık verdi. Ve daha da önemlisi Çin ile büyük ve derin bir ortaklık yarattılar. Son yaptırımlara ise bir sürü önemli ülke katılmadı bile. Çünkü devlet adamları pragmatiktirler. Rusya tam zamanında Ukrayna operasyonunu yaparak, Sovyetlerin yıkılmasından bu yana geçen 30 senedir Tek Kutuplu hale gelen Dünya’yı çok kutuplu bir yöne çevirmiş oldu. Elbette bu Sovyetler zamanındaki iki kutuplu Dünya’dan çok farklı bir Dünya olacaktır.”

‘UKRAYNA’NIN BAŞINA GELENLER WASHİNGTON’DA YARATILDI’

Bu çok kutuplu dünya, Rusya, Çin ve ABD olacaktır. Şimdi bunun oluşmasına doğru gidiyoruz. Örneğin Hindistan, yaptırımlara rağmen Rusya’dan milyonlarca varil petrol alıp ruble ile ödemekte. Rusya Kazakistan’ı ikna ederek buğday ihracaatını durduruyor. Böylece tahılda kıtlık çıkacaktır. Ayçiçeği yağında da aynı durum mevcut. Buna bağlı olarak Orta Doğu’da da şimdiye kadar tahmin bile edemeyeceğimiz yeni saflaşmalar oluşuyor. ABD’nin Afganistan’da yıllar önce yaptığı gibi mahalli grupları silahlandırma çabaları şimdi Ukrayna’da uygulanmaktadır. Ukrayna’nın başına gelenler Kremlin’de veya Kiev’de yazılmış şeyler değildir, Washington’da yaratılmıştır.

İgor Lopatonok ve Oliver Stone

DÜNYA’NIN GÜVENLİK PARADİGMASI DEĞİŞTİ

  • Söylediklerinizden medeniyette bir Doğu’ya kayış var diyebilir miyiz? Ne de olsa Sovyet devriminden sonra Rusya da Doğulu sayılmaya başladı. Şimdilerde bir “Rusya’yı İptal” harekâtı var. Bu ABD’deki McCharty dönemine benziyor değil mi?

Bunu başlatıp yapanlar bu savaşı kaybedeceklerdir. Çünkü Batı’nın Avrasya’daki egemenliği sona ermek üzere. 1945’ten bu yana egemen olan güvenlik paradigması değişmekte ve Ukrayna’da olup bitenler bunun işaretleri. Batı’da hiçkimse Avrasya ve Rusya ile karşı karşıya gelmek istemiyor. Çünkü kitle imha silahları herkeste var ve bir çatışma herkesi tehlikeye atacaktır. Rusya eğer geleneksel silahlarla yapılacak bir savaşı kaybederse, nükleer güç kullanmakta tereddüt etmeyecektir. Aslında bugün Ukrayna’da olanlar esas olarak Rusya ile ilgili. Çünkü Batı bir yolunu bulup Putin’i alaşağı etmek istemekte. Mesela son günlerde “Putin’in yakın çalışma arkadaşları Putin’i iktidardan uzaklaştırmak istiyorlar” diye bir balon uçuruldu. Bu haberin kaynağını araştırdım. Kaynak Ukrayna Askeri İstihbaratı çıktı. Aslında onları CIA diye adlandırmak hiç de yanlış olmaz. Putin’i uzaklaştırmak mümkün olmayacak bir şey. Çünkü Rus halkının yüzde 80’i tarafından desteklendi ve seçildi. Eğer Rusya saldırıya uğrarsa bir saat içinde Ukrayna’yı bitirebilirler. Çünkü şehit olup cennete gitmek Rus halkı için de bir dini inançtır, aynen Türkler için olduğu gibi. Öte yandan Batı’da böyle bir güçlü duygu bulunmaz.

‘YEPYENİ BİR AVRASYA ÇAĞI’

  • Hollywood’da, dünyadaki “Rus sanatçılarına karşı saldırılar” konusundaki tutum nasıl bugünlerde?

Bu konuda en önemlisi Arnold Swartzeneger’in Ukrayna’yı destekleyip Putin’i eleştirmesi oldu. Belli ki Ukrayna konusunda çok sayıda film çevrilecektir Hollywood’da. Zaten Zelenski’yi bir kahraman olarak gösterenler de buradaki insanlar. Öte yandan, bizim Oliver Stone ile yaptığımız filmlere de çok büyük ilgi oldu. Sosyal Medya kanallarında milyonlarca insan seyretti. Bir film yapımcısı olarak bize yapılan saldırılardan korkmuyoruz. Bu dönem artık yepyeni bir çağdır. 5 milyar insanın yaşadığı bir Avrasya çağıdır. Ve Avrasya’nın tüm ülkeleri aynı kökten gelmektedir. Dilimizde de kültürümüzde de Avrasya insanları olarak birbirimize bağlıyız. Biz büyük bir Avrasya ailesiyiz. Brezinski gibileri buradan yeni bir süper güç çıkmaması için ellerinden gelen her şeyi yaptılar. Ama bunda başarılı olamadılar ve yenildiler.

EN BÜYÜK OLİGARŞİ AMERİKA’DIR

  • Rus oligarklara karşı bir hareket de ortaya çıkıp yayıldı. Halbuki özellikle İngilizler, oligark paralarından yıllarca yararlandılar. Şimdi ise oligark karşıtı olarak görünüyorlar. Ne dersiniz?

ABD ‘nin kendisi bir oligarşidir. Burası 2 partinin yönettiği büyük bir tiyatrodur. Oligarklar serbest piyasa şartlarında her ekonomide ortaya çıkabilir. Paraları ile medya imparatorluğu da kurup ellerindekileri korurlar. Bu; ABD, Rusya, Çin, Türkiye’de bile böyledir. İngiltere, oligark karşıtı eylemleri ile kendini ayağından vurmuş oldu aslında. Çünkü şimdi tüm o varlık sahipleri kaçmaktalar. ABD’nin kendisi sadece 370 ailenin yönettiği bir oligarşidir. Eğer hükümet, oligarkları kontrol altında tutar ve kontrol ederse herkes yararlanıyor ve Rusya da öyle yapıyor sonuçta.

‘TRUMP BAŞKAN OLSA BU SAVAŞ OLMAZDI!’

  • ABD’de küreselleşmeci ve daha millici olan kesimler arasında büyük bir kavga var gibi görünüyor. Ne dersiniz?

Donal Trump’ı çok severim. Seçimlerde de aktif olarak desteklemişimdir. Muhafazakarların daha gelenekçi ve tutucu olmayan, daha halkçı kesimi destekler Trump’ı. ABD kongresinde elbette tutucu muhafazakarlardan da çok miktarda var. Ama Trump onlardan oldukça farklıdır. Dick Cheney, John McCain gibileri, tutucu ve gerici muhafazakarlardandır. Ve bunlar ABD’nin sürekli savaş isteyen, petrol ve endüstri şirketleri tarafından desteklenirler. Trump ise bir iş adamıdır ve yapıcıdır. Ve Washington’a dışarıdan kendi gücüyle girebilen bir yabancıdır. Eğer Trump iktidarda olsaydı, Ukrayna’nın durumu bu olmazdı. Mesela NATO konusunda Zelenski’ye “NATO’ya giremezsin, çünkü zaten ben NATO’yu dağıtmak görevindeyim” deyip sahte umutlarla ülkenin ateşe atılmasına yol açmazdı. Çünkü Trump, ABD’nin NATO’ya en büyük mali katkıyı, boşyere yaptığına inanan biridir. Avrupa kendini korumanın yolunu bulmalı, ABD’nin sırtından güvenlik almamalı diyordu.

Eğer Trump başkan olarak şu anda bulunsaydı, Rusya Ukrayna’ya girmek zorunda olmazdı. Çünkü askeri değil karşılıklı görüşme yolları ile Rusya’nın güvenlik endişeleri çözüme kavuşturulabilirdi. Kasım 2022’de yapılacak olan Kongre seçimlerinde Biden’cıların kaybedeceğini ve kongrede çoğunluğun Trump destekçilerine geçeceğini düşünmekteyiz. Böylece savaş taraftarı küreselciler büyük darbe alacaklar. Küreselleşme elbette iyi olabilir. Ama Biden tarzı küreselleşmeciler, tüm dünyanın kendileri gibi düşünmesini isteyen ve emirlerine uyulmasını bekleyen baskıcılardır. Buna karşılık Trump tarzı millimuhafazakarlar karşılıklı saygı temelinde uluslararası ilişki istemektedirler. Kasım seçimlerinden sonra ABD yeni bir döneme girecektir. Ama Cumhuriyetçi Parti içinde de çok tutucugerici muhafazakarlar bulunuyor. Buna rağmen, sanırım hem Kasım 2022 Kongre seçimlerinde hem de 2024 Başkanlık seçiminde Trump ve taraftarları kazanacak ve 2020’deki sözde yenilginin intikamı alınmış olacak.

  • Ukrayna’yı ve Rusya’yı iyi bilen biri olarak, mevcut durum nasıl bir çözüme kavuşabilir, bir tahmin yapar mısınız?

Her savaşın bir sonu oluyor sonuçta. Bence Nisan ortasında ya da Mayıs başlarında bir anlaşma sağlanacaktır. Çünkü Ukrayna’nın askeri olarak bir çözüme ulaşma imkanı bulunmuyor. Sonuçta çözümü müzakere ile yapmak zorundalar. Eğer bu Ukrayna hükümeti yapamazsa, bunu yeni bir yönetim yapacaktır. Rusya her yıl 9 Mayıs’ta Zafer Gününü kutlar.  Onun için büyük ihtimalle 9 Mayıs’ta Ukrayna zaferini de bu kutlamaya katmak isteyeceklerdir.

Öte yandan elbette Ukrayna ile sıcak savaş bitecek ama Ukrayna için yeni bir dönem başlayacaktır. Bu yeni bir hükümet ve yeni bir sistem gerektirecektir. Büyük ihtimalle Zelenskiy ve etrafı ya kaçacaklar ya da ele geçirileceklerdir. Çünkü bu politikacılarla yeni bir dönem kurulamaz. Ve bu Ukrayna halkı için en iyisi olacak. Çünkü sırf Zelenskiy’i iktidarda tutmak için bu kadar can kaybına gerek yoktur.

OLİVER STONE: BAK İGOR, BURASI DÜNYANIN TAM ORTASI!

Biz Oliver Stone ile Kazakistan’a film çekmeye giderken İstanbul Havaalanında durduk. Orada yürürken Oliver hayranlık içinde şunları söylemişti: “Bak İgor, burası dünyanın tam ortası. Ve bu denli muhteşem olması ne kadar güzel. Duvardaki uçuş listelerine bir bak, dünyanın her yerinden uçaklar gelip gidiyor.”

Ve Türkiye daha Konstantinopol günlerinden beri Rusya ile oldukça sıkı ilişki içindeydi zaten. Nursultan Nazarbayev, Türkiye ve Rusya arasındaki uçak düşürme olayı ile ilgili yaptığı arabuluculuk ile bu topraklarda esas unsurun barış ve kardeşlik olduğunu da ispat etmişti.

Türkiye, Ukrayna sorunları sırasında oldukça pragmatik ve dengeli bir politika izlemekte. Mesela boğazlardan yabancı savaş gemilerini geçirmemekle bu tarafsızlığını cesaretle ve açıkça ortaya koymuş oldu. Bu da Karadeniz’in bir barış denizi olmasını sağladı bu savaş ortamında. Bence Rusya ve Türkiye bu yeni Avrasya çağında birlikte çok başarılı şekilde çalışıp Avrasya bölgesinin daha güvenli ve daha zengin olmasına önemli katkılarda bulunacaklardır.

  • ‘Güneş doğudan doğar’ diye bir Türk deyimi vardır. Bu Avrasya Çağı’nın gelişmesi için yaptığınız güzel çalışmalar için teşekkür ediyoruz. Çalışmalarınıza katkıda bulunabilirse, Ulusal Kanal’ın yardıma hazır olduğunu da belirtmek istiyoruz.

Ben de Ulusal Kanal’a ve size, barışın gelmesi ve gelişmesi için yaptığınız çalışmalar ve desteğiniz için teşekkür ediyorum. Aydınlık