Yılmaz Özdil'in Mustafa Kemal kitabının özel basımının 2500 TL ye satılacağının açıklanmasından sonra toplumun bir kesimi ''Bu Atatürk tüccarlığıdır'' derken diğer kesim ''Olabilir. İsteyen almasın'' dedi.
Şahsi fikrim Atatürk hakkında yazılan bir kitabın 2500 TL ye satılarak Atatürk'ün ticari malzeme yapılmamasıdır. Eğer Atatürk hakkında bir koleksiyon kitabı basılacaksa Yılmaz Özdil'in kitabına gelene kadar Atatürk hakkında yazılmış çok değerli eserler var.
Atatürk hakkında bir koleksiyon kitabı basılacaksa kitabın satış rakamına değil içeriğinin değerine bakmak gerekir. Çünkü Atatürk'ün değeri satış rakamlarına göre değerlendirilemez. Atatürk hakkında en iyi kitap, en çok satılan değil onu en iyi anlatan kitaptır.
Bu açıdan değerlendirirsek mesela Şevket Süreyya Aydemir'in ''Tek Adam'' eseri dururken Yılmaz Özdil'in kitabının koleksiyon kitapları arasına girmesi bana göre haksızlıktır.
Neyse kitabın özel basımı artık basılmış. İsteyen alır 40 sene sonra torunlarına tarihi eser diye gösterir. Ben almam.
Benim asıl bahsetmek istediğim Yılmaz Özdil tarzı Atatürkçülüğün bizi 16 yılda getirdiği noktadır.
Yılmaz Özdil tarzı Atatürkçülük derken neyi kastediyorum?
Yılmaz Özdil tarzı Atatürkçülük, Tayyip Erdoğan tarzı siyasete benzer.
Toplumun bir kesimini kapsayan, diğer kesimini yok sayan, diğer kesimle iletişim kuramayan bir Atatürkçülüktür.
Yılmaz Özdil tarzı Atatürkçülükte tıpkı Tayyip Erdoğan tarzı siyaset gibi kendi kesimini coşturan bir konuşma üslubu vardır ve toplumun diğer kesimini zaman zaman şakayla karışık olsa da aşağılamaktan çekinmez.
Çünkü o kesimle iletişim kuramayacağını biliyor. Bu yüzden hitap ettiği kesime en havalı cümleleri söyleyip en iyisi olmaya çalışıyorlar.
Yılmaz Özdil tarzı Atatürkçülükten kastım sadece Yılmaz Özdil'in şahsı değildir. Bir Atatürkçülük üslubundan bahsediyorum. Yılmaz Özdil, bu üslubun en tanınmış ismi olduğu için Yılmaz Özdil tarzı Atatürkçülük dedim.
O zaman şu soruyu sorayım. Yılmaz Özdil tarzı Atatürkçülük bize ne kazandırdı? Kocaman bir hiç.
Tayyip Erdoğan tarzı siyaset ve Yılmaz Özdil tarzı Atatürkçülük 16 yılda milleti kutuplaştırdı.
Farkında mısınız? 16 yıldır Atatürkçünün Atatürkçüye Atatürk propagandası yapması dışında bir şey yapmıyoruz.
Çünkü milletçe kutuplaştık. Gazetelerimiz kutuplaştı. TV kanallarımız kutuplaştı. Yazarlarımız kutuplaştı. Hatta dizilerimiz kutuplaştı. Mesela Diriliş Ertuğrul AKP lilerin dizisi oldu. Vatanım sensin ise muhaliflerin…
Herkesin sadece kendi görüşünden olan şeyleri okuduğu, seyrettiği, takip ettiği bir ülkede değişim olur mu? Olmaz.
Sonra da 16 yıldır insanlar niye AKP den vazgeçmiyor diye kızıyoruz. Kızdığımız kesimle ne kadar iletişim kurabildik ki kızıyoruz?
Mesela Yılmaz Özdil'in özel basımı yapılan Mustafa Kemal kitabını ele alalım…
Yılmaz Özdil'e göre kitabın 1 milyon satması iktidarı çok korkutmuş. Hatta kudurmuşlar. Bu yüzden kitabının fiyatına karşı çıkıyorlarmış.
Birincisi bu açıklama muhalif vatandaşlarımızı salak yerine koymaktır. Bu ülkenin muhalif insanları AKP nin algı operasyonuyla mı senin kitabının fiyatını eleştiriyor sanıyorsun? Bu insanların aklı yok mu?
İkincisi yazdığın kitabı satın alan 1 milyon kişi arasında kaç AKP li var ki AKP kitabın satışından korksun?
Yazdığın kitap kaç AKP linin fikrini değiştirdi?
Bu kitabı kimler okudular? Ben söyleyim. Seni seven muhalifler dışında kimse okumadı. Yani 16 yıldır olduğu gibi yine Atatürkçülere Atatürk propagandası yaptın.
Bunun kendimizi bir süreliğine mutlu etmesi dışında hiçbir faydası yok.
Bu ülkenin diğer yarısıyla iletişim kuramadıktan sonra kitabını 20 milyon muhalif okusa neye yarar Yılmaz Özdil?
Aydın olmak sadece ülkedeki yanlışları söylemek ya da güçlüye muhalif olmak değildir.
Aydın olmak, ışığını kendisinden olmayanlara doğru tutup o insanları aydınlatabilmektir.
Işığını sadece kendi kesimi üzerine tutan, diğer kesimi kendisine yakınlaştırıp ışığından faydalandıracak üslubu bulamayan kişiden aydın olamaz.
İşte bu yüzden bize Yılmaz Özdil tarzı Atatürkçülük değil toplumun diğer kesimiyle diyalog kurmayı başarabilen bir Atatürkçülük lazım…
Yoksa bir 16 yıl daha birbirimize sarı saçlım, mavi gözlüm türküsünü söyleriz. Yılmaz Özdil'in kitabını okuruz. Müjdat Gezen'in esprilerine güleriz ama seçim gecesi gelince de Aziz Nesin paylaşımı yapıp ağlarız.
Artık kendi mahallemizden çıkma zamanı geldi… Karşı mahalleyi kazanma zamanı beyler bayanlar!
Mustafa Kemal, bu ülkeyi toplumun yarısına hitap ederek kurmadı.
BARIŞ ATAGÜN