2023’te düzenlenecek Cumhurbaşkanlığı Seçimleri için çalışmalar yürüten Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) hazırladığı tanıtım görsellerinde seçim vaatleri açıklandı. Türkiye’nin farklı şehirlerindeki reklam panolarına asılan afişlerde “Barış Akademisyenleri işinin başına dönecek”, “İnsan Hakları, Eşitlik ve Özgürlük Kurumu kurulacak”, “‘Sorulamayacak Sorular Kanunu’ çıkarılacak”, “Devlet şeffaf olacak, vatandaşına hesap verecek. Millet devleti denetleyecek”, “Etnik köken, inanç, engellilik, cinsel yönelim yasayla dezavantaj olmaktan çıkarılacak” vaatleri sıralandı.
Kılıçdaroğlu’nun vaatlerine tepki gösteren Vatan Partisi Genel Sekreteri Özgür Bursalı, CHP’nin gündeme ısrarla getirdiği kamplaşmanın ABD merkezli olduğunu belirterek Türk milletiyle birleşmelerinin sıfır olduğunu vurguladı.
Vatan Partisi Genel Sekreteri Özgür Bursalı
‘HEDEFLERİ MİLLİ DEVLETİ YIKMAK’
CHP’nin benzer talepleri daha önce de dile getirdiğini söyleyen Bursalı, CHP’nin hedefinin milli devleti yıkmak olduğunu kaydetti. Bursalı şu açıklamada bulundu:
“Bu afişler, CHP yönetiminin, ABD’nin küreselleşme adı altında Milli Devleti yıkma programının mızrak ucu olduğunu bir kez daha kanıtlamıştır. CHP Genel Merkezi, İzmir, Şişli, Kadıköy ve çok sayıda belediyesi de bu programın “renkli” bayrağı haline gelmiştir.
“CHP ve HDP/PKK bu programda kol koladır. Hedefleri etnik ve mezhepsel bölünme ile her türlü ideolojik ve kültürel yozlaşma ve kimliklere özgürlük siyasetiyle, Milli Devleti yıkmak, milli kimliği bastırmak ve yok etmektir.
“Türkiye’de tutturamadıkları ama CHP’nin ısrarla gündeme getirdiği AleviSünni, TürkKürt kamplaşması da ABD merkezlidir.
‘ANTİ ÖZGÜRLÜKLER VAAT EDİYOR’
“Afişteki vaat edilen özgürlükler de sahtedir. Emperyalist merkezlerin antiözgürlükleridir. Cumhuriyet Devrimimiz vatandaşın her türlü özgürlüğünü Anayasa ile güvence altına almıştır. CHP yönetimi, Atatürk Devrimine de savaş açarak etnik kimliklere mezheplere, ailenin parçalanmasına, çocuk eşcinselliğine, LGBT’ye, tarikatlara özgürlük istemektedir.
“Ayrıca bu çizgi topluma yabancılaşmanın ve değerlerinden kopuşun da son örneğidir. CHP’nin bağlandığı bu programla Türk Milleti’yle birleşme şansı sıfırdır.”
Cumhuriyet Kadınları Derneği (CKD) Genel Merkez Yönetim Kurulu Üyesi Işıl Çetin
‘BATI’NIN DEĞİL CUMHURİYET İLKELERİ KILAVUZ OLMALI’
Cumhuriyet Kadınları Derneği (CKD) Genel Merkez Yönetim Kurulu Üyesi Işıl Çetin de Kılıçdaroğlu’nun vaatlerinin Batı destekli İstanbul Sözleşmesi’nde de yer aldığını belirtti. Kılıçdaroğlu’nun söylemlerinin Soros’un yetiştirdiği uzmanların hazırladığı Yogyakarta İlkeleri’yle birebir olduğunu söyleyen Çetin şunları kaydetti:
"Kılıçdaroğlu’nun “etnik köken” ve “cinsel yönelim”in yasayla dezavantaj olmaktan çıkaracağını açıkladığını duyduğumda aklıma İstanbul Sözleşmesi’nin denetleme kurulu olan GREVİO üyelerinin ülkemiz hakkında hazırladığı rapor geldi. Kılıçdaroğlu ve partisine ait belediye başkanlarının bazı tutumları İstanbul Sözleşmesi’nin uygulanmasını sağlamak için ülkemize gönderilen Soros elemanlarının taleplerini hatırlatıyor. Batı tarafından görevlendirilen GREVİO üyelerinin ülkemize gelerek devletimizin PKK ile mücadelesinden, FETÖ’ye karşı yürütülen operasyonlardan rahatsızlık duyan GREVİO üyelerinin amaçları arasında cinsel yönelim özgürlüğü, toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması da vardı. Etnik köken ve cinsel yönelim özgürlüğü, Soros tarafından ülkemize gönderilen GREVİO üyelerinin talepleridir. Muhalefet ve bazı belediyeleri bu görevi üzerine almış gibi davranıyor. Bilerek ya da bilmeyerek hiç fark etmez, Amerika’nın çocuklarımızı devletsizleştirme projesinin taşeronluğunu yapıyorlar. Çocuklarımızı, gençlerimizi cinsiyetsizleştirme planlarının başta Amerika ve Batı’nın milli devletleri bölme projesi olduğunu artık bilmeyen yok. Toplumsal cinsiyet ideolojisi dediğimiz bu projede etnik temelde bölücülük ile cinsiyetsizleştirme kardeş yapılmış ki bölücülükle, yozlaşma pratikte birlikte hareket edebilsin. Bölücülük ve yozlaşma, biz kimliksizleştirip parçalayacağız diye gelmiyor. Modern, özgür, çağdaş maskeler takıyor. Sözleşmenin iptali ile birlikte tehlikenin henüz ortadan kalkmadığını birçok kez söyledik. Kılıçdaroğlu ve belediyelerinin söylem ve uygulamaları, 2017 yılında Soros tarafından yetiştirilen BM uzmanlarının hazırladığı Yogyakarta İlkeleriyle de birebir örtüşüyor. Yogyakarta İlkelerine göre; devletler, cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği temelinde eşitlik ve ayrımcılık yapmama ilkelerini, eğer mevcut değilse ulusal anayasalarına veya uygun olabilecek diğer mevzuatlarına yerleştirerek, gerekirse değişiklik ve yorum yapmaya imkân verecek düzenlemeleri de yapacak ve bu ilkelerin etkili şekilde gerçekleştirilmesini sağlayacak. Aynı cinsiyetten reşit kişiler arasında rızaya dayalı cinsel aktiviteyi yasaklayan veya yasaklamak için kullanılan cezai ve diğer yasal hükümleri kaldıracak ve geçerli olan yaş sınırının hem aynı cinsiyet hem de farklı cinsiyetler arasındaki cinsel aktivite için kullanılmasını sağlayacak. Kılıçdaoğlu’nun bu açıklaması Yogyakarta İlkelerinin uygulayıcısı olacağının ilanıdır. Adında “Cumhuriyet” in geçtiği bir partinin lideri olan Kılıçdaroğlu’na Yogyakarta İlkelerini değil, Cumhuriyet İlkelerini kılavuz edinmesinin öneriyoruz. Türk genci ancak Cumhuriyet devrimleriyle eşit, aydınlanmış, özgür bireyler olabilir. Kendilerine, kadın erkek el ele birlikte kurduğumuz Cumhuriyetimiz sayesinde bilimin dışında başka kılavuz aramadan Cumhuriyet ilkelerine sıkı sıkıya bağlılıkla özgür, eşit başı dik bir millet olduğumuzu hatırlatırız."
AYDINLIK SORDU, DEVLETE CEBERUT DEDİ
CHP TBMM Grup Başkanvekili Engin Altay, düzenlediği basın toplantısında Aydınlık’ın sorusu üzerine, Anayasa’da etnik köken konusunda eksiklik olduğunu vurgulayarak devlete ceberut dedi. Altay yanıtında şu ifadeleri kullandı:
“CHP orta yerdeki Anayasa’da birçok eksik olmasına rağmen, eksik Anayasa’ya rağmen bütün temel hak ve özgürlüklere, vatandaşlar bakımından devletin riayet etmesini ister. Türkiye’de etnik, Kürt, Türk, Gürcü, Abaza, Boşnak (…) bu konularda bile maalesef bir ayrım var. Bizim iktidarımızda insanlara devlet, etnik aidiyetiyle bakmayacak, inanç aidiyetiyle bakmayacak, yaşam tarzı aidiyetiyle bakmayacak. İnsan özgür bir varlıktır. Teorik kanun yapma teknikleri bakımından partimizin çalışanları var. Herkesi eşit ve bir sayan bir gözlükle Türkiye’ye bakacağız. Herkesi eşit ve bir sayan gözlükle Türkiye’yi yöneteceğiz. Ben mezhepçilik yapmam, doğru bulmam. Yaşam tarzı konusunda herkesi bir görürüm. İnanç aidiyetleriyle de… Ama Türkiye’de kaç Alevi vali var? Ya da kaç tane Alevi kaymakam var? Devletin toplumun bir kesimine ceberut gözüyle bir kesimine şefkatli gözüyle bakmasını kabul edemeyiz.”
BATI DESTEKLİ BÖLÜCÜLÜK
Kılıçdaroğlu’nun kurucuları arasında olduğu Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etüdler Vakfı’na (TESEV) en büyük destek Batı’dan geliyor. Yurt dışından fonlanan TESEV, son olarak Chrest Foundation’dan 342 bin dolar almıştı. Soros’un Türkiye Şubesi olarak anılan Osman Kavala ve Orhan Pamuk da TESEV’in kurucuları arasında yer alıyor. TESEV’in çalışanlarından biri olan Meltem Aslan, Kavala’nın kurduğu Anadolu Kültür’de genel koordinatörlük yaptı. TESEV’in 2010’da hazırladığı “Kürt Sorunu’nun Çözümüne Doğru: Anayasal ve Yasal Öneriler” başlıklı raporunda Anayasa’nın ilk 4 maddesi hedef alınmıştı. Parti kapatmanın yasaklanması önerisinin de yapıldığı rapora HDP’nin kapatılmasına karşı kampanya yürüten DEVA Partisi Kurucular Kurulu Üyeleri Gülçin Avşar ile Fazıl Hüsnü Erdem, Gelecek Partisi Kurucular Başkanlık Kurulu Üyesi Etyen Mahçupyan, CHP'li vekil Sezgin Tanrıkulu ve HDP'li isimler yer alıyor.
ANAYASA'NIN İLK 4 MADDESİNİN DEĞİŞTİRİLMESİ ÖNERİSİ
CHP’li İbrahim Kaboğlu’nun hazırladığı ve Kemal Kılıçdaroğlu’nun önsözünü yazdığı Anayasa metninde dokunulamaz nitelikteki ilk 4 maddenin değiştirildiği öğrenilmişti. “Yeni Anayasa” için önerilen metinde Türk vatandaşlığı kavramının da çıkarıldığı görülürken “Anayasal Yurtseverlik”, Türkiye yerine “Ülke”, Türkiye Devleti yerine “Cumhuriyet”, Türkiye Cumhuriyeti yurttaşı yerine “Türkiye Cumhuriyeti insanı” kavramlarının kullanılması tavsiye ediliyor.
HELALLEŞME VAADİYLE PARTİ TARİHİNİ HEDEF ALMIŞTI
CHP lideri Kılıçdaroğlu, 13 Kasım 2021’de kişisel Twitter hesabından yaptığı paylaşımda CHP’nin geçmişte hatalar yaptığını söyleyerek “helalleşme” yolculuğuna çıkma kararı aldığını açıklamıştı. Kılıçdaroğlu, “açılan yaraların kapanması için” helalleşme yolculuğuna çıktığını belirterek Türkiye’de farklı toplulukların çok farklı yaralar taşıdığını iddia etmişti. Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarından sonra başlayan tartışmada Kılıçdaroğlu’nu yakından tanıyanlar, “Kılıçdaroğlu kendi partisini suçlarken Atatürk dönemini kastediyor. Dersim isyanının bastırılmasını hatırlatıyor. İrticanın bastırılmasından rahatsızlığını dile getiriyor.” dedi.
Yıkıcı programını afişle ilan etti
Der Spiegel'den İmamoğlu güzellemesi
Azerbaycan'dan CHP'nin iddialarına tepki: Ermeni yanlısı politikacıların manipülasyonu
PKK'nın yayın organı Türkiye'nin savunma harcamalarını hedef aldı
HDPKK Atatürk heykellerini yaktı
Aydınlık Manşet